Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Nasıl yaşamıştım acaba ben onsuz? "Senin için yanıp tutuşuyorum" dedi boğuk bir sesle. "Sü-rekli seni istiyor canım. Parmaklarını şıklatsan sertleşiyorum." Aralık ağzımdan çıkan nefesimi soluyarak dilini altdudağımın kenarında gezdirdi. "Geldiğim zaman senin için geliyorum. Senin yüzünden, ağzının, ellerinin ve o doymak
Sayfa 38
Bir medeniyetin yaslandığı varlık tasavvuru, bilgi-değer idraki ve hayat-ölüm algısı o medeniyetin dilinin nihaî atıf çerçevesini oluşturur. O bakımdan, belli bir medeniyete mensup, sözgelimi sanat, edebiyat ve mimari gibi alanlardaki eşerleri yorumlarken, her şeyden önce onun bu tasavvur ve idrakinin odak noktasını neyin oluşturduğunu dikkate almak durumundayız. Başka bir ifadeyle, bir medeniyetin dilini -onu gereği gibi kavramak anlamında çözmek demek, o medeniyetin her türlü dışavurumunda nihaî atıf çerçevesini oluşturan dünyayı anlamak demektir. Nitekim İslam medeniyetinin her alandaki ve her türlü dil düzeyindeki tezahürleri de anlamlarını, bu medeniyetin kurucu kaynağı olan Kur’an’a ve onun hakikat iddialarına yaptığı göndermelerden alır. Daha açık bir şekilde söyleyecek olursak, İslam medeniyetinin görsel, işitsel, ritmik ve mekânla ilgili sahih her türlü gerçekleştirim ve düzenlemeleri her şeyden önce bu medeniyetin kurucu kaynağı olan Kur'an’a ve Hadis’e düşülmüş bir dipnot ya da yorumdur.
Sayfa 122Kitabı okudu
Reklam
Zamanın Dilini Kavramak
İnsanlık bütün yönleriyle etki altına alınıyor, sömürülüyor. Her anı, durumu ve bütün hayatı boyunca. En basit bir durum, gün, olay anında çıkara devşiriliyor, alet ediliyor... Batı düşünüşlüler sıradanlıklardan kurtulmak adına sürekli yeni günler ihdas ediyorlar. Anneler, babalar, sevgililer ve doğum günleri gibi. Bunlar bir ritüele dönüşüyor. Bununla kalınmıyor özellikle tüketim gücünü oluşturanlar anında bunları lehlerine devşiriyorlar. Günleri de tüketim aracı hâline getiriyorlar. Her nesne ve durumda olduğu gibi roman, piyes, müzik sanatın bütün alanları da birer araca dönüştürülebiliyor. Sanat eseri seçkinlik ve üst dildir. Fakat kapitalizmin sömürü çarkı anında bu alanlara el atıyor. Nesne ve durumları pazarlama aracı hâline getiriyor bundan büyük çıkarlar devşiriyor. Romanı roman olmaktan çıkarıyor. Hiçbir değeri olmayan bir eser anında gündeme oturtuluyor milyonlarca insan onun değersizliğinin bilincinde olmadan saldırıyor alıyor... Bugünün insanlığının geleceği de ipotek altında ve borçlu. Bu, kimi zaman bir insan teki için yeterli olmuyor. Çocuklarına ve torunlarına kadar borçlanılıyor. Tüketim için aşırı derecede sömürü gerekiyor. Küçükten büyüğe doğru bu hızlı bir akım hâlinde insanlığı etkiliyor.
Sayfa 106 - MGV Yayınları