Yaktığımız çılgınca ateşin
Belası mı Aşka değen..
Yoksa...
Kara nazarın kasveti mi ?
Zangoç bir Papazın büyüsümü...
Sayfalarına dolanan kalemin şiiri
Yüreğimin suskunluğunu...
Kanatmaz mı sandın...!gidişin..
Ama işte...kaçağım sana
Yeniden yakılmaz aşkın külleri
Kendimle asarcasına asarım
Dört duvara yüzünün şiirlerini
Öyle dolarak titriyorum ki
Dokunma kırılırım cam gibi
Susamış su/ya ağır geldi ...
Verdiğimde anladım ...
Göz yaşımın doğum sancısını...
Haydi sen söyle...Kadınım
Söylenecek ne bıraktın zulamda...
Tek heceli 'Aşk' tan başka....
“Notre-Dame’ın Kamburu”(dünyanın bilgisine dahil...:))
gazetevatan.com/reha-muhtar-283...
youtu.be/rGe0PdW2ozw
(Bu saatte "zangoç" gibi ne dolaniyorsun diyen anamı hatırlayınca ....(bu geceye not düşeyim istedim.işte öyle:)
Tarih-i Kadim'in bir de Eki var.
Molla Sırat'aParaya hiç dayanmayan bir şairmişim
Zangoçluk edermişim Protestanlara gider
Size edebi saygılarımı sunarım efendim
Yani yıldızlı bir kursunun üstadına
Bilgin sairine yani İslam dininin
Molla Sırat hazretlerine yani
Lütfen bize ne güzel
Zangoçluğu yakıştırıvermişler
Ama aldanmış olmayasın sakin üstadım
Müslüman oğluyum ne de
PUSLU KITALAR ATLASI KİTABI(SÖZLÜK)
Abıru: 1.Yüz suyu. 2.Irz, namus, şeref, haysiyet.
Acuze: Huysuz, yaşlı kadın
Adülkahır: (Ödül kahır) Pembe çiçekli, çok yıllık otsu bir bitki
Agâh: 1.Bilen, bilgili 2.Haberli
Akarca: Sürekli işleyen çıban, fistül
Altar: Adak adanan ve kurban kesilen dini yapı, sunak.
Arkebüz: XV. yüzyılda Fransa'da kullanılmaya başlanan, taşınabilir ateşli
