"Ben şimdi gidiyorum baba," diye cevap verdim. "Vakit buldukça uğrarım sana. Gelmeden haber vermemi, telefon etmemi ister misin?" Uzun sürmüş olan yokluğum yüzünden kendimi biraz davetsiz misafir gibi görüyor, bir evladın uzun yıllar boyunca yaşadığı baba evine gelirken sergilemesi yersiz sayılabilecek bu nezaketi gösteriyordum. Hâlâ ayaktaydım, elim hâlâ babamın omzundaydı. Başını kaldırıp bana baktı, beni görüyor muydu, tahmin mi ediyordu, yoksa hatırlıyor muydu bilmiyorum. Ne olursa olsun, bakışları berrak, şaşırmış, hafifçe âcizdi, niye gittiğimi tam anlayamamış gibi. Son zamanlarda gözleri hayatı boyunca olduklarından daha mavi görünüyordu, belki artık gözlük kullanmadığı için. "Gerek yok oğlum. Benim gözümde hepiniz burada yaşamaya devam ediyorsunuz, çoktan gitmiş olmanıza rağmen." Sustu, sonra ekledi: "Siz de, anneniz de." Annemin evde yaşamaya mı devam ettiğinden, yoksa ölerek hepimizden uzun süre önce gittiği için babamın ona sitem mi ettiğinden emin olamadım. Muhtemelen her ikisini birden kastetmişti.
Sayfa 257 - VI GölgeKitabı okudu
"Gerek yok oğlum. Benim gözümde hepiniz burada yaşamaya devam ediyorsunuz, çoktan gitmiş olmanıza rağmen." Sustu, sonra ekledi: "Siz de, anneniz de." Annemin evde yaşamaya mı devam ettiğinden, yoksa ölerek hepimizden uzun süre önce gittiği için babamın ona sitem mi ettiğinden emin olamadım. Muhtemelen her ikisini birden kastetmişti.
Sayfa 257 - VI GölgeKitabı okudu
Reklam
Evet, insan bazı durumlarda dünyada baskı ve engelleme olmasa neler olabileceğini biliyordu, insanların kapasitelerini kesin olarak görüyordu; o kapasitenin bütün gücüyle kullanılmaması için de birinin -ben mesela, bu durumda benden başka kim olabilirdi- o kişiyi vazgeçirmesi ya da engellemesi gerekiyordu. Her durumda kendisi ya da bir başka
Sayfa 258 - VI GölgeKitabı okudu
Ne kadar oldu sen gideli, dokuz ay mı, on iki mi, on beş mi? Bu kalan kişi için çok uzun bir süre, giden için olduğundan daha uzun bir süre. Biz onu bu durumda tanımıyoruz, ne sen, ne de ben; çünkü senden önce çok gençti. İnsanlar ayrılınca ne yapacakları belli olmuyor. Kimileri eve kapanıyor, kimseyi görmek istemiyor, kimileri de kendini sokağa atıp sunulan her yatağa giriyor. Bazıları önce bunlardan birini, sonra ötekini yapıyor, sırası fark etmez; merak ediyorum, sen kim bilir Londra'da tamamen kendi havanda, hiçbir ailevi yükümlülüğün yokken ne aptallıklar yapıyorsun acaba? Elbette orta yolu tutanlar da var. Luisa kendini sokaklara atmış olamaz, çünkü bir kere çocuklar var. Ama kafasını yastığa gömüp ağlamakla yetinmiş de olamaz. Biraz sabırsızlanıyordur, biraz isteklidir mutlaka, en azından başka bir erkeği tanımak istiyordur, merak ediyordur, nasıl olacak diye; merak dediğin insanı sayısız aptallığa sürükler, merak geçinceye kadar da o aptallıklarda ısrar edilir.
Sayfa 265 - VI GölgeKitabı okudu
Luisa'yı benim değil, bir başkasının yanında hayal etmek tuhaftı. Bu fikir bana itici ya da kırıcıdan çok gerçekdışı geliyordu, bir rol gibi, numara gibi. Gerçekdışılığı üzücülüğünü de bastırıyordu. Bu tür ayrılıklar çoktandır bütün dünyada normal karşılanmakla birlikte anlamsızdır. İnsanın hayatı yıllar boyunca bir insanın etrafında döner,
Sayfa 266 - VI GölgeKitabı okudu
O kişinin düşünceleri, kaygıları ve etkinlikleriyle ilgili sürekli yenilenen, ayrıntılı ve kesintisiz bir bilgiye sahiptir; saat kaçta ne yaptığını, alışkanlıklarını, kimlerle ne sıklıkta görüştüğünü bilir; akşam olup onunla bir araya geldiğinde başlarından neler geçtiğini, gün içinde neler yaptıklarını anlatırlar birbirlerine; gün boyunca hiçbir
Sayfa 267 - VI GölgeKitabı okudu
Reklam
541 öğeden 341 ile 350 arasındakiler gösteriliyor.