Her şeye inanıyorlar ve hiçbir zarar görmüyorlardı, çünkü tıpkı bir mısır tanesinin bir kuşun bedeninden sindirilmeden geçip gitmesi gibi yuttuklarından geriye bir şey kalmıyordu.
Şu haziran akşamı hiç bitmese, leğendeki çamaşırlar hiç tükenmese, orada yıllarca bebek bezlerini mandallayıp ipe sapa gelmez şarkılar söyleyip dursa, dünyanın en mutlu insanı olacaktı sanki.
Karanlığın olmadığı yer, hayali kurulan gelecekti ; hiçbir zaman göremeyeceğimiz, ancak belli belirsiz de olsa paylaşabileceğimizi hissettiğimiz gelecek.