Sözcükleri belleğimden bulup çıkarmakta güçlük çekiyorum, çok hızlı ama çok da etkileyici bir hikayeydi evet. Tek başına mücadeleye başlayan bir martıydı Jon. Bir parça simit için birbiriyle kavga eden, güç gösterisi yapıp üstünlüklerini kanıtlamak isteyen, günlerinin aynı tekdüzelikte geçip gittiği diğer martılardan çok farklıydı. İhtiyaçların ve toplumun direttiklerinin ağlarından kurtulmuş, 'sınırlarından' arınmış bir martıydı o. O sıradan hayatı kabullendiği zaman, o sıradanlığı tanıyıp, ondan uzaklaştığı anda başarıya ulaşmış bir martı. Elbette ki her başarının bir bedeli olduğu gibi bunun da bir bedeli olmuştu. Martılar değişikliği kabul etmeyip, sıradanlığın küflü sığınağına sığınmayı daha güvenli bulmuşlardı ve Jon'u sürüden tecrit etmişlerdi. Buraya kadar olan kısım, pes etmemenin getirdiği başarının toplumdan dışlanmayla sonuçlandığı sıradan bir başarı öyküsüydü. Dedim ki güzel evet ama sıradan. Meğersem esas hikayesine bundan sonra başlıyormuş. Mutlaka herkesin okumasını tavsiye ettiğim ve edeceğim bir kitap.