Şu hayat ve hayata yön veren kader denen meçhul ne tuhaftı, bir acıdan kaçarken daha büyük bir acının son bulması için kaçmaya başladığın yere geri dönmek, hem de bunu kendi istek ve iradenle yapmak ne tuhaftı…
Merhabalarrr
Size buram buram bir köy temasıyla geldim. Sıcacık öyküsüyle içininizi ısıtacak; yer yer dostluk,aşk, birlik beraberliği okurken gülümsetecek , yer yer de ihanet ve zulmü okurken sinirleneceksiniz.
Kitabımız Sivas’ın Yamalı köyünde geçiyor. Adı üzerinde yamalı… Paraları yoktur, kıyafetleri yamalıdır ama sevdaları tamdır, büyüktür Yamalı’da yaşayan köylülerin….
Yürekleri sıcacıktır, gönülleri güzeldir bu insanların ama zalimlikleriyle nam salmış Ferman ve Yağmur bey de vardır maalesef… Köylüye etmediği zulmü bırakmazlar. Bir gün Ferman bey’in oğlu Erkan; Yağmur Bey’in güzeller güzeli kızı Zemheri’ye aşık olur…
Yağmur Bey kızını kendi menfaati için vermek ister ve olaylar tam bu esnada başlar…
Ahhh Zemheri… Güzeller güzeli Zemheri, düğün arefesinde kaçan güçlü Zemheri…
Hiç bilmediği bir yolda kaçarken onu Hurdacı Ahmet ve karısı bulur, evlerine alırlar. Kendi kızları gibi davranırlar. Ancak Hurdacı Ahmet’in düşüncesi farklısıdır.
Bu olayların duyulmasından sonra Ferman Bey köylülere yaptığı zulmü arttırır…
Peki bu zulüm nasıl sona erecek dersiniz?
Peki saklanan sırlar; ortaya çıkacak mıydı?
Ben çok severek okudum. Sizde bu soruların cevapları için haydiii okumaya
Abdullah Küçükkaya 'nın kaleme aldığı sıcak anadolu insanın esintilerinin estiği 
Yamalı Yürekler kitabı ile geldim.
Sivas'ta geçen hikaye iyilerin ne olursa olsun iyi kaldıklarını kötülerin de asla değişmediğini sade ve akıcı bir dille anlatmış.
Ferman Bey köyün ağası sayılan vicdansız, acımasız, köylüye zulüm ve baskı
