Gölde süzüle süzüle ilerleyen bir kayığa hayran hayran bakan adamın kayığa bindikten sonra hissettiklerinin aynısını hissediyordu her adımında. Sallanmadan oturmanın yanı sıra, bir an bile nereye gittiğini, altında su olduğunu unutmaması gerektiğini ve dışarıdan bakınca kolay görünen ama başlayınca mutluluk verse de hayli zor olduğu anlaşılan ve alışık olmayan kolları ağrıtan kürekleri çekmek zorunda olduğunu görüyordu.
Yaşamın kendisiyle her karşılaştığında ondan kaçmıştı. Şimdi uçurumun üstündeki köprüyü sakin sakin geçerken birden köprünün kaldırıldığını ve altta bir girdap olduğunu gören birinin hissettiklerinin aynısını hissediyordu.
Baudeliare: Il me semble que je serais toujours bien là où je ne suis pas. Başka bir deyişle: Öyle sanıyorum ki benim mutlu olacağım yer hep bulunmadığım yer olacaktır. Ya da daha açık söylemek gerekirse: Bulunmadığım yer, kendim olduğum yerdir. Ya da, iyice dobralaşırsak: Dünyanın dışında neresi olursa olsun.
Silvio: Siz kadınlar, hep pireyi deve yaparsınız zaten.
Smeraldina: Asıl siz erkekler öylesiniz. Ama bizim adımız çıkmış bir kez. Kadın erkeği aldatır derler. Asıl erkek aldatır. Kadın bir yanlış yapmaya görsün, tefe koyarlar hemen. Ama erkek söz konusu oldu mu, herkes sus pus olur. Bizi çekiştirirler. Sizeyse her hakkı tanırlar. Niçin biliyor musunuz? Yasaları erkekler yapıyor da onun için. Eğer kadınlar yapmış olsaydı, her şey tersine dönerdi. Elimde olsa, karısını aldatan her erkeğin eline bir dal tutuştururdum. Dört bir yan ormana dönerdi o zaman.
Taş yerden kaldırıldığında, yer hafifler; onu tutan el de ağırlaşır. Fırlatıldığında, yıldızların dolanımı tepki verir ve vurduğu veya düştüğü yerde evren değişmiş olur. Her eylem, bütünün dengesine dayanır. Rüzgarlar ve denizler, suyun, yerin ve yeşilliklerin yaptıkları iyi ve doğru olarak yapılmaktadır. Muvazene’nin içindeki tüm bu eylemler. Tayfunlardan, büyük balinaların seslerinden kuru bir dalın düşmesine ve sivrisineğin uçmasına kadar her şey, bütünün dengesi içinde yapılmaktadır. Fakat bizim, dünya ve birbirimiz üzerinde gücümüz olduğuna göre, yaprağın, balinanın ve rüzgarın kendiliğinden yaptığı şeyi öğrenmemiz gerekir. Dengeyi korumayı öğrenmemiz gerekir. Aklımız olduğuna göre, cahilce hareket etmemeliyiz. Seçme şansımız olduğuna göre, sorumsuzca davranmamalıyız.