Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Zifiri

Sömürünün ahlakı olmalıdır. Sömürü ciddi bir iştir. Tıpkı psikopatların kendilerine jilet atarken damarlardan uzak durmaları gibi, cerrahi bilgi ister. Amerika'nın sömürü şekli kuşatmacı ve barbardır. Gittikleri yerde nefret kazanıyorlar. Oysa kuşatırken dua alabilmeyi başarmış tek imparatorluk Osmanlı'ydı.
Sayfa 229
Reklam
Oysa insanlar nesnel ve reel tüm çareleri tüketip, rüşvet yedirdikten sonra "İşimi Allah'a bıraktım" diyor. Maalesef, işini Allah'a bıraktığını sanan adam, işin içinden Allah'ı çıkarmış oluyor, bir bilse. Allah son çare değil, ilk çaredir. Cümleyi düzeltecek olursak : Allah ilk ve son çaredir. Gerisi promosyon!
Sayfa 214
Anadolu'da birlik olmaktan, beraber hareket etmekten kimse gocunmaz. Merhametin, yaşayan her şeye saygı gösteren insanların kol gezdiği, başak verdiği bu topraklarda, oy avcılığı yapan siyasiler problem yaratmayı bir bıraksınlar, göreceksiniz ki memleket süt liman olacak.
Sayfa 185

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Anadolu, yüzyıllardır batının kışkırtmasıyla; acı olaylar, kargaşalar, fukaralıklar yaşadı. Türk-Kürt, Alevi-Sünni, Sağ-Sol, Laik-Şeriatçı dediler ama onlar bizi hep dengede tuttu. Çünkü dünyada, bir arada yaşama kültürünü bu kadar mükemmel becerebilmiş başka bir medeniyet daha yoktur.
Sayfa 185
Topraklarımız mübarek adamlarla doludur. Her konu üniversitelerde, medyada, gazetelerde tartışılır ama kahvede çözülür! Kahvedeki filozoflarımız bu ülkenin aydınlık yüzleridir. Ülke bu insanlara çok şey borçludur.
Sayfa 181
Reklam
Zor bir coğrafyadayız. Tarihi sorumluluklarımız var. IMF'ye, Dünya Bankası'na karşı sorumluluklarımız var, dört yanımız düşmanla çevrili, bizim bizden başka dostumuz yok filan... Tamamdır. Yüzümüzü doğuya dönsek kıçımız batıya, batıya çevirsek kıçımız doğuya, şaşkınız, hovardayız yirmi dört ayardayız. Durum zor. Burada doğan ip cambazı olmak zorunda. Anadolu'da bir mahalleyi yönetmek, Almanya'yı yönetmekten zordur.
Sayfa 155
Zaman, Doğu'da yavaş akar. Batılılar durup dinmeden koştururlar. Kapitalizm koşturanı sever. Oturanı öldürmek ister. İki kuruş kazandıktan sonra gölgede oturmak bizim kutsal alışkanlığımızdır.
Sayfa 150
İnsanın, kendi toprağına hangi ağacı diktiğiyle, orada ne kadar kalacağı belli olur. Söğüt, faniliktir. Geçiciliktir. "Bir gün buralardan gitcem abi." demenin en kısa biçimidir. Söğütle başlayan Osmanlı Beyliği, imparatorluğunu çınar ile devam ettirmiştir. Cumhuriyetimizin ağacı da akasya ve kavaktır. Tekrar ülkemize güçlü ağaçlar dikebileceğimiz günleri beklemekten nasıl yoruldum anlatamam.
Sayfa 112
Büyüklük sanrılarıyla, temsili kutlamalarla kandırılan milletimiz, üniversite bitirip işsiz kalıyor. Yirmi beş yaşına gelmeden ümitleri tükeniyor ve bazıları son anda evde kalmaktan kurtuluyor. Durum böyle olunca, yenilmişliğin kucağında herkesle beraber aynı şarkıyı çalıyor : Adamın olacak, iyi bir yere büfe açacaksın abi. Yazıktır bu insanlara, günahtır. Cumhuriyeti emanet ettiğimiz gençlerin yarısı cafe açtı, diğer yarısı büfe yeri arıyor. Bütün Türklerin büfesi olması şart mı kardeşim?
Sayfa 80
Parayı getiren şey akıldır, bunu bilmemize rağmen akıl veren adamı sevmeyiz. Çünkü herkes, aklı olduğu halde, şanssızlıktan ve kimsesizlikten ötürü aç kaldığını sanıyor.
Sayfa 78
Reklam
Dört ayaklı hayvanlar içinde, iki ayağı üstüne kalkmış birkaç hayvan vardır. Bunlardan ilki insandır. Ardından maymun ve ayı gibi bazı hayvanlar gelir. Ayı bal yer, maymun muz, insan her şeyi...
Sayfa 19
Geri1116
1.752 öğeden 1.741 ile 1.752 arasındakiler gösteriliyor.