1969 Elazığ doğumlu. 1985'te Ankara'ya yerleşti. Sayısız küçük ayak işlerinde çalıştı. Çok sayıda dergi çıkardı ve batırdı. Lise ikiden okulu bıraktı. On yedi yaşından itibaren romanları yayınlandı.
Onlardan bazıları: Ve Tanrı Ağladı, Cinnetim Cennetimdir, Yağmur Getiren Fırtına, Zamanın Efendisi
Hiç siyasete bulaşmadı ve 35 yaşına kadar Türkiye'nin en tehlikeli ateist, nihilist adamıydı…
Hidayetten sonra edebiyatı bırakıp eleştiri kitapları yazdı: Kadınlar Üstüne Ahmet Abi'nin Gözünden Kaçanlar, Yılgın Türkler, Seviyordum Söyleyemedim, İçinizdeki Öküze Oha Deyin, Öğle Namazına Nasıl Kalkılır?
Hiçbir dönemde iki ayakkabısı veya iki gömleği olmadı.
On yedi yıl boyunca kitapları çok az sattı, altı yıldır satış rekorları kırıyorlar ama korsandan dolayı eline bir şey geçmiyor.
Hidayete erdikten sonra artık ne yaparsa yapsın, ne yazarsa yazsın hepsi Allah için olacak diye söz verdi.
Yol parasını karşılayan herkese ve her yere söyleşi için gidiyor.
Otuz beş yıllık geçmişinin hatalarını hem beyni hem ayakları düzeltmeye çalışıyor.
"İçinizdeki öküze oha deyin" yazar kitap adına yüzeysel olarak bakan okuru tam olarak ters köşe ediyor. Başlık okurda kişisel gelişim kitabı algısı uyandırıyor lakin kitap tam olarak kişisel gelişim kitaplarının insanlar üzerindeki etkilerini oldukça sert ve net bir üslupla eleştirmektedir. Açıkçası kitabı okumadan önce kişisel gelişim
Başlarda kitabı okurken insanoğlunun şu dünyada hunharca bir telaş içerisinde olduğunu düşündüm, bitip tükenmeyen bir acele, bu sebeple yaşadığımız her anı eksik bırakmış, tamamlayamamış kısacası harcamışız gibi bir his yaşadım.
Kitap ilerledikçe aslında kahramanımızın hayatın acımasız yüzü ile nasıl mücadele etmek zorunda kaldığını gördüm. Bundan
2009 yılından beri kitaplıkta okunmayı bekleyen kitabımı nihayet okuyabildim :)
Bülent Akyürek,35 yaşına kadar Ateist olarak yaşamış, sonrasında İslam ile tanışıp, sanırım biraz da tasavvuf ehli olarak, İslami bir bakış açısıyla hayatı sorgulamaya, insanların da o hayata bir şekilde katılımını sağlamaya çabalamış bir yazar.
Ayet ve Hadis paylaşımlarının bulunduğu bir kitapta cinsel içerikli, pornografik anlatımları uygun değildi bana göre. belki verdiği örnekler doğruydu ama daha edepli bir dil ile bunları bizlere aktarabilirdi.
Temel olarak kitapta Doğu-Batı kavramlarından yola çıkarak İslam toplumları ile İslam karşısında olan bütün grupların çatışmasını anlatmaya çalışıyor. Bunu yaparken de kişisel gelişim kitaplarının insanları nasıl yücelterek kul olmaktan çıkarttığından dem vuruyor.
Yer yer güzel örnekler olsa da abartılı yorumların da bulunduğu bir kitap. Okurken de sıkılmayacaksınız. Yazdıkları yorumlardan kaderci bir anlayışa sahip olduğu kanısı kendisini çok belli ediyor. Umarım bu anlayışı her ne olursa olsun diyerek çabalamamayı gerektirecek düzeyde değildir çünkü kitapta yazdıkları yorumlar tamamen bunu gösteriyor. Mesela engelli bireylerin kaderlerine razı gelerek eğlenmemeleri gerektiğini, yüzme öğrenmemeleri gerektiği vb. açık açık söylüyor.
İlk defa bir kitap yorumunda bu kadar çok şey yazdım. Bu satırlar benim için bu nedenle önemli. Kendi gelişimimi ilerde görmek istiyorum, yoksa size kitap reklamı yapma derdinde değilim :)
Yazarın da kitap sonunda dediği gibi:
'Söyleyeceklerimin en iyisini söylemeye çalıştım, yine de her şeyin iyisini Allah bilir..'