üstad ne güzel demiş
ÜÇÜNCÜ NOKTA: "Sual: "Madem Kur'ân-ı Hakîmin feyziyle ve nuruyla en mütemerrid ve müteannid dinsizleri ıslah ve irşad etmeye, Kur'ân'ın himmetine güveniyorsun; hem bilfiil de yapıyorsun. Neden senin yakınında bulunan bu mütecavizleri çağırıp irşad etmiyorsun?" "Elcevap: Usul-ü şeriatin kaide-i mühimmesindendir:    Yani, 'Bilerek zarara razı olana şefkat edip lehinde bakılmaz.' " "İşte, ben çendan Kur'ân-ı Hakîm'in kuvvetine istinaden dâvâ ediyorum ki, çok alçak olmamak ve yılan gibi dalâlet zehrini serpmekle telezzüz etmemek şartıyla, en mütemerrid bir dinsizi, birkaç saat zarfında ikna etmezsem de, ilzam etmeye hazırım. Fakat, nihayet derecede alçaklığa düşmüş bir vicdan ki, bilerek dinini dünyaya satar ve bilerek hakikat elmaslarını pis, muzır şişe parçalarına mübadele eder derecede münafıklığa girmiş insan suretindeki yılanlara hakaiki söylemek, hakaike karşı bir hürmetsizliktir.    (Öküzün boynuna inci takmak gibi) darbımeseli gibi oluyor. Çünkü bu işleri yapanlar, kaç defa hakikati Risale-i Nur'dan işittiler. Ve bilerek, hakikatleri zındıka dalâletlerine karşı çürütmek istiyorlar. Böyleler, yılan gibi zehirden lezzet alıyorlar." (Mektubat, Yirmi Sekizinci Mektup)
Bediüzzaman Said Nursî
Bediüzzaman Said Nursî
Açık-saçıklık
Aşırı açık-saçık gezen kadınları anlamakta zorluk çekiyorum. Akılları sıra kendilerini birilerine beğendirip aşk-ı muhabbet bulacaklar ama fıtratlarına ihanet ediyorlar. Bu fıtrata olan ihanet sonucunda belki mühür bile yiyebilirler. Hayalı, edebli olsalardı, tesettürün ne güzel ve fıtrata tam uygun olduğunu anlarlardı. Üzülerek ifade ediyorum ki, vucutlarını teşhir edince ellerine birşey geçer zan ediyolar. Lakin amel deftetlerine seyyieden başka birşey geçmiyor. Kendi elleriyle ve lisan-ı halleriyle : "Bizim değerimiz yok, çekiciliğimiz var" demeye getiriyorlar. Üstadımız Said Nursi Hazretleri, İman ve Küfür Muvazeneleri Mecmuası'nda şu ifadeleri kullanıyor : Bu zamanda zındıka dalaleti, İslamiyete karşı muharebesinde, nefs-i emmarenin plânıyla, Şeytan kumandasına verilen fırkalardan en dehşetlisi yarım çıplak hanımlardır ki, açık bacağıyla dehşetli bıçaklarla "Ehl-i iman'a" taarruz edip saldırıyorlar. Nikâh yolunu kapamağa, fuhuşhane yolunu genişlettirmeğe çalışarak, çokların nefislerini birden esir edip, kalb ve ruhlarını kebair ile yaralıyorlar. Belki o kalblerden bir kısmını öldürüyorlar. Birkaç sene nâmahrem hevesatına göstermenin tam cezası olarak o bıçaklı bacaklar Cehennem'in odunları olup, en evvel o bacaklar yanacaklarını ve dünyada emniyet ve sadakatı kaybettiği için, hilkaten çok istediği ve fıtraten çok muhtaç olduğu münasib kocayı daha bulamaz. Bulsa da başına bela bulur. DERDİMİZ İSLAM DERSİMİZ İSLAM
Reklam
Aşırı açık-saçık gezen kadınları anlamakta zorluk çekiyorum. Akılları sıra kendilerini birilerine beğendirip aşk-ı muhabbet bulacaklar ama fıtratlarına ihanet ediyorlar. Bu fıtrata olan ihanet sonucunda belki mühür bile yiyebilirler. Hayalı, edebli olsalardı, tesettürün ne güzel ve fıtrata tam uygun olduğunu anlarlardı. Üzülerek ifade ediyorum ki, vucutlarını teşhir edince ellerine birşey geçer zan ediyolar. Lakin amel deftetlerine seyyieden başka birşey geçmiyor. Kendi elleriyle ve lisan-ı halleriyle : "Bizim değerimiz yok, çekiciliğimiz var" demeye getiriyorlar. Üstadımız Said Nursi Hazretleri, İman ve Küfür Muvazeneleri Mecmuası'nda şu ifadeleri kullanıyor : Bu zamanda zındıka dalaleti, İslamiyete karşı muharebesinde, nefs-i emmarenin plânıyla, Şeytan kumandasına verilen fırkalardan en dehşetlisi yarım çıplak hanımlardır ki, açık bacağıyla dehşetli bıçaklarla "Ehl-i iman'a" taarruz edip saldırıyorlar. Nikâh yolunu kapamağa, fuhuşhane yolunu genişlettirmeğe çalışarak, çokların nefislerini birden esir edip, kalb ve ruhlarını kebair ile yaralıyorlar. Belki o kalblerden bir kısmını öldürüyorlar. Birkaç sene nâmahrem hevesatına göstermenin tam cezası olarak o bıçaklı bacaklar Cehennem'in odunları olup, en evvel o bacaklar yanacaklarını ve dünyada emniyet ve sadakatı kaybettiği için, hilkaten çok istediği ve fıtraten çok muhtaç olduğu münasib kocayı daha bulamaz. Bulsa da başına bela bulur. 
Ezêm
Lê keçê mîn te pîr bawer kîr Te çîma lê mîn wa kîr Heyrana te me lê kurbana te Çawê min wekîri ma ez nivê te Ez destê te... Ez mîlê te... Ez lêva te... Ez gûla Serê te... Ez nînoka destê te... Ez porê serê te... Ez kîlê çawê te... Ez rîhê bedena te... Ezêm lê keçê ezê Sîya kû te dişopînê Ez bûm lê Ezêm keçê ezêm... Ezêm xeyalên xwe êvarde Ezêm... 💞💫ZAKA 💫💞 Türkçesi yorumda;
Hanımlar Rehberi
Kırk seneden beri gayet dehşetli bir zındıka hücumu karşısında, her şeyini feda edecek HAKİKİ FEDAKÂRLAR lâzım geldiği bir zamanda, KUR'AN-I HAKÎM'İN HAKİKATINA, değil DÜNYA SAADETİMİ, belki lüzum olsa ÂHİRET SAADETİMİ dahi feda etmeye karar verdim. Bediüzzaman Said Nursi
Risalelerden öğütler
*Birden Ihtar Edilen Bir Mesele-i Mühimme* Âhir zamanın fitnesinde en dehşetli rolü oynayan, taife-i nisaiye ve onların fitnesi olduğu hadîsin rivayetlerinden anlaşılıyor. Evet, nasıl ki tarihlerde, eski zamanlarda “Amazonlar” namında gayet silahşör kadınlardan mürekkeb bir taife-i askeriye olarak hârika harpler yaptıkları naklediliyor.
Reklam
50 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.