Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hatice Zişan Yıldız

Hakikatin çığlığının zulmün keskin bıçağıyla kesildiği günlerdeyiz şimdiler de. Vahşetin alkışlandığı,vahşilere kucak açıldığı günler de! Kalmayan insanlığımızın sıkıntılarını çekiyoruz bu pis bedenlerde. Elimizden ne gelir ki deyip kendimizi avutuyoruz sadece. Ellerinde oyuncaklar olması gerekirken yaralar olan çocukların ahını kim çekecek bilmiyorum. Tek bildiğim o masum bedenlerin ırmak olup akan kanlarının yerde kalmayacağı. Tek bildiğim kutsalı kirleten, ellerine sadece kanların değil insansızlığın, vahşetin ,acımasızlığın bulaştığı o bomboş kafaların altında ezilecekleri mutlak, kesin ve sonsuz bir gücün olduğu. En ağırıma gidense; parçalasakta kendimizi, bağırsakta avaz avaz,haykırsakta gerçekleri hiçbir şeyin değişmemesi. Gerçi doğru ya haykıracak yüreği, inanacak kalbi,anlayacak beyni olmayan ahmakları başımıza taç eyleyen bizlerin ne doğrusu kalmış olabilir ki! Kendimizi masum zannettiğimiz bu karanlığın içinde ki faillerden biriyiz bizde. Suçluyuz hepimiz çünkü hala durmadı bu zulüm! Ne zaman mı bitecek? O minicik hareketsiz bedenler hiç yaşamamış olursa bu kirli çağı ancak o zaman silinecek insanlığın alnındaki bu kara leke! Hatice Zişan Yıldız
Reklam
Kalbini cennet saydığımız insanların kuşlarını katletmeye doyamadık bir türlü. O cennet gözlü,iyi niyetli,saf ve temiz insanların ya düşlerini kırdık ya da gülüşlerini soldurduk. O rengarenk insanlar ne kadar uğraştı değil mi bizim soluk dünyamıza çiçeler ekmek için? Biz ise alışmışız karanlığa. Hak ettiğimiz rezillikte devam ediyoruz hayat denilen sınava… Sahi niye böyleyiz? Hiç mi kalbimiz atmadı? Hiç mi hissetmedik sevildiğimizi? Hiç mi olmadı mavimiz,yeşilimiz? Oldu galiba Ama kör olmaya alışık mühürlü kalbimiz hissetmedi hiç bir şeyi. Sebep aradık her zaman. Hatta bi suçlu! Sanki tek suçlunun kendimiz olduğunu bilmiyormuş gibi… Ne de olsa çok geç artık. Anlamak bundan sonra sadece kanımızı donduran aptallığımızı fark etmek olacak… H. Zişan Yıldız
Soluk benzimde gezinen sıcak nameler içimin her zerresini canlandırıyor, hayatta olduğumu kanıtlıyor. Bu sanat, bu eşsiz ruhlu pak sanat bana kendimi anlatıyor, öğretiyor. İçin de aydınlığın, ilmin ve bilmin olduğu bu sonsuz yolculukta insanlığın asıl sorunu ve temel çözümleri var. İşte beni ben olmaya sürükleyen prensiplerime ses olan şey de bu. Nerde olursa olsun koştuğum bu zor yolculukta bana yardımcı olan, yine ben olan bu tutku. 🖋️Hatice Zişan Yıldız

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
instagram.com/p/CehMgKrKSnl/?... Hala devam ediyormu gökyüzümdeki sesizlik? Kurumamış mı gözümdeki yaşlar, bitmemiş mi hüznüm? Hiç gelmeyen mutluluğum, daha tanışmadan terk mi etti beni! Tek şey kaldı yine Her zaman söylediğim, sürekli tekrarladığım. Kutsal bi bekleyiş... Geriye kalan bu hiçlikte son gücümle dirensem de ne gelir ki elimden? Sonsuz bir sorguda başbaşa kaldığım karanlığım, sonumu dört gözle beklerken... 🖋️ Hatice Zişan Yıldız
Reklam
Başkalarına kendimizi kanıtlamak için heba ettiğimiz hayat bi gün bizi buna pişman ediyor. En yakınımızdan aldığımız darbeyle kendimize gelip hayatı sadece kendimiz için yaşadığımızı anlıyoruz. Bir anda yüzleştiğimiz gerçekler bizi afallatıyor. Bu kadar düşüncesiz olmanın nasıl mümkün olacağını düşünüp yine suçu kendimizde aramaya başlıyoruz. Tertemiz kalpler diye her baktığımızda imrendiğimiz o yüzlerin pis zihniyetlerin bir maskesi olduğunu anladığımızda ise elinde hiç bişeyi olmayan bi "insancık" gibi hissediyoruz kendimizi.Bu kadar yaşanmışlığın ve bu kadar çabamızın karşılığının koca bir hayal kırıklığından başka bişey olmadığını kavramak, her ruhu olan insanının da anlayacağı gibi, tüm o süslü ve tertemiz dünyamızın gerçek ve ürkünç karanlığını gözler önüne seriyor. Fakat kendimizin bile unuttuğu inanç yarın umudumuz olmaya devam edecek... 🖋️Hatice Zişan Yıldız
Cevabını bulamadığım soruların arasında boğuluyorum yine Şu sonsuz gökyüzünün altın da bu kadar sır, bilinmezlik.. yoruyor beni Sonra kaygılar başlıyor O zifri karanlık, ürkütücü, soğuk kaygılar Bazen titretiyor bazen de bir insana yakışmayan şekilde hissizleştiriyor beni. Ama sonun da mantığım üstünlüğünü ilan ediyor. Dinginleşiyorum. Tüm o gereksiz duygular aklımın karşısında soğukta kimsesiz duran çelimsiz bir çocuk gibi kalıyor. Geriye beni diğer tüm canlılardan ayıran şu lütfuma şükür ve minnettarlığım, inanç ve bağlılığım kalıyor... Hatice Zişan Yıldız
"İnsan için en zor olan şey, her gün insan kalmaktır. " Cengiz Aytmatov
Reklam
"Çarpık bir buruna değil, sakat ve sahte bir ruha gülelim."
Yine titrek içim, karışık zihnim, bulanık yüreğim oturmuş ruhumun sesizliğini dinliyor. Bu kadar tekken, bu kadar çok olmak nasıl mümkün, inanın ben de bilmiyorum. Şu umut, şu içi boş, çabasız umut nasıl oluyor da tüm mantığımın karşısında dimdik duruyor hayret ediyorum doğrusu. Sonsuz ama bi o kadar da rahatsız edici bir güven, eminlik... Her şey yarımken bu tamlık neden? Anlamıyorum . İşte içim, zihnim, yüreğim bunları soruyor ruhuma. Ve ruhum dünya da ki en haklı davayı anlatıyor hepsine tek bi kelime etmeden. Her şeye rağmen özünü kabullenmek der gibi bakıyor gözlerinin içine. Tam o an tüm serzenişleri tek bi bakışıyla gün yüzü görmeyecek sandıklardan birine kaldırıyor. Sonun da hepsi bu sesizliğin çığlıkların da tüm o dile gelmez sorularına cevap buluyor... Hatice Zişan Yıldız
"Yok öyle umutları yitirip karanlıkta savrulmak unutma aynı gökyüzü altında bir direniştir yaşamak" Nazım Hikmet Ran
"Buraya umutlu günler koydum.. Şimdilik uzak gibi görünüyor ama kimbilir, birazdan uzanıp dokunursun" Birhan Keskin
"Pencereniz kirliydi gördüğünüz her insana çamur attınız. " Cemal Süreyya