Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zelal

Zelal
@zll221016
Sıkı Okur
284 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Leyla'nın Evi, birbirini daha önce hiç tanımamış üç kişiyi biraraya getirerek İstanbul Boğazı'nın öyküsünü anlatır bize. Bu kitapta göçmenlik, yurtsuzluk ve trajik hikayeler bunun getirdiği ötekilik, toplumsal değişimler ve bu süreçte yaşanan sancıları sade ve akıcı bir dilde anlatıyor Leyla hanım görkemli yalı da himetliler hocalar nedimler le yaşadıgı günlerden tek başına çaresizlik içinde bir apartman dairesine sıganmaktan duydugu üzuntüyü birlikte yasiyoruz. ve ailesine ait anıları hatıralra nasıl sahip çıktını zülfi livaneli'nin diger kitapları gibi mutllaka okunmalı.
Leyla'nın Evi
Leyla'nın EviZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201728,5bin okunma
Reklam
272 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Adını ilk olarak Livaneli kitabı serenadta duymuştum. Hikayesi çok uzun olmamış olsa da beni fazlasıyla etkilemişti. Hikayenin hele ki gerçek olan struma gemisinde yaşanılan hikaye beni çok derinden etkileyip üzdü. O kadar üzücü bir olay ki söylenecek bişey bulamıyor insan. Kesinlikle okunması gereken bir eser olarak düşünüyorum resmen yaşadım olayı.
Struma
StrumaAaron Nommaz · Destek Yayınları · 2019740 okunma
256 syf.
8/10 puan verdi
·
10 günde okudu
bir roman düşünün ki hem döneminin toplumuna, ruhuna ışık tutsun hem de insan denen girift mahlukun ruh dehlizlerinde sizi gezdirsin. “içimizdeki şeytan” söyledikleri, düşündürdükleri ve ihsas ettirdikleriyle çok katmanlı bir roman. son derece karamsar, bedbin ve bir yanıyla da kötücül. hepimiz kötü müyüz? değiliz, diyenler sadece uygun zaman ve
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019171,9bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
147 syf.
7/10 puan verdi
·
26 saatte okudu
Alın kellesini demek ne kadarda kolay..! Padişahta olsan, dünyanın hükümdarıda olsan; hikayen, hayatın, yaşadığın saray hatta annen bile dışarıdan görenlerin, sadece şöyle bir bakanların düşündüğü, tahmin ettiği, hayal ettiği hatta imrendiği keşke benim olsa dediği şaşalı, ihtişamlı, her türlü zenginlikle dolu hayat olmayabiliyor. Osmanlıyı anlatırken hepimiz genellikle başarılarını, üç kıtaya yayılan sınırlarını, özgürce yaşam hakkı verilen farklı dinlerden, milletten insanların yaşadığını, zaferleri, diğer ülkelerin krallarına verilen zekice cevapları, hamleleri konuşur anlatırız. Ama o taht için kardeşlerini öldürmelerinden, kendi evlatlarına kıymalarından, kadınlara mallarıymış gibi davranmalarından, iki kelime ile “alın kellesini” can almayı sıradan bir eylem halinde, rahatsız olmadan, düşen kelleri izlemelerinden bahsederken sanki aynı Osmanlı değilmiş gibi gelir en azından bana. Harika bir kitap bitmesin istedim daha çok anlatsın, daha çok anlayayım istedim hiç bir şeyin göründüğü gibi olmayabileceğini.
Engereğin Gözü
Engereğin GözüZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201916,3bin okunma
495 syf.
10/10 puan verdi
·
22 günde okudu
okurken defalarca bölüp, netten bahsi geçen tabloları incelediğim, fransız tarihine de değinmiş, kültür açısından zengin bir eser. karışık bir kurguya sahip olmakla birlikte inanılmaz sürükleyici, heyecanlı bir kitap. kitaptan uyarlanan sinema filmi için aynı şeyi söylemek pek mümkün değil. sağlam oyunculara rağmen kitabın dolu dolu yaşattığı heyecanı bende uyandırmadı. ”Dan Brown, ülkedeki birkaç usta yazardan biri. Da Vinci Şifresi üstün bir zeka tarafından kurgulanmış harika bir gerilim romanı. Nelson DeMille, yazar ”Entrika ve tehlikenin iç içe geçtiği okuduğum en iyi gerilim romanı. Kelime oyunları, gizemler ve bulmacalarla örülmüş akıllara durgunluk veren bir öykü.” Clive Cussler, yazar ”Dan Brown’ı yeni keşfettim. Da Vinci Şifresi düşündürücü olduğu kadar aynı zamanda büyüleyici. Tarih meraklılarına komplo çılgınlarına, bulmaca meraklılarına ve gerilim öyküsü severlerin bir solukta okuyacakları olağanüstü roman. Ben bu kitaba bayıldım. Harlan Coben, yazar ”Böylesine bir gerilim romanı yazılabileceğini hayal dahi etmezdim. Ama size bir şey söyleyeyim mi? Bu kitabı elimden bırakamadım. Da Vinci Şifresinde Dan Brown büyüleyici ayrıntılarla zenginleştirdiği inanılmaz bir dünya kurmuş. Okumaya doyamadım. Bay Brown size hayranım.” Robert Crais, yazar ”Da Vinci Şifresi okuru esir alıp, bambaşka bir dünyaya götürüyor. Her sayfası soluk kesici. Kitabı elinizden bırakamayacaksınız. Tün dünyadaki gerilim romanları okurları pek yakında Dan Brown’ın usta bir yazar olduğun7 anlayacaklar.” Vince Flynn, yazar
Da Vinci Şifresi
Da Vinci ŞifresiDan Brown · Altın Kitaplar · 200345,8bin okunma
Reklam
60 syf.
8/10 puan verdi
·
12 saatte okudu
kaleme aldığı eserleriyle, okuyucularını düşündürtmeye ve derin psiko-analizler yapmaya yönlendiren zweig, amok koşucusu kitabıyla da bizlerin gönlünde taht kurmaya devam etmiş. cinnet, pişmanlık ve gurur duygularının başrollerini oynadığı bu hikayede, bir doktorun kendi hayatındaki dönüm noktalarının kurgulandığı şekerleme tadında bir eser. gururundan ve kibrinde ödün vermeyen kahramanımız yaptığı bir yanlışı düzeltmeye çalışırken, nasıl bir cinnet haline düştüğünü anlatıyor ve hayata dair bizlere güzel ders çıkarttırıyor. yazar, sade bir dil ve betimlemelerle pişmanlığından kahrolan bir karakterin çaresizliğini, kendisine has bir üslupla biz okurları yine etkilemeyi çok iyi başarmış…
Amok Koşucusu
Amok KoşucusuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021111,8bin okunma
408 syf.
9/10 puan verdi
·
14 günde okudu
bu kitap için inceleme yazmadan önce 19. yüzyıl başlarında yaşamış ve daha otuz yaşında bile olmayan bir kadının böyle muazzam bir kitap yazmasının muhteşem bir durum olduğunu belirteyim. kitap zamanının çok ötesinde bir edebi eser ve yazarın tek romanı olması kitabı çok daha özel yapıyor. kitabın konusu zengin bir ailenin reisi bir iş gezisinde
Uğultulu Tepeler
Uğultulu TepelerEmily Brontë · Can Yayınları · 202142,2bin okunma
258 syf.
10/10 puan verdi
·
29 saatte okudu
bir insanın genç ve güzel olması bu insanla ilgili iyilik- kötülük algılarımızı hangi oranda etkiler? aynı yanlış eylemi güzel görünen biri yaptığında gösterdiğimiz tavır ile çirkin görünümlü ya da yaşlı birisi yaptığında gösterdiğimiz tavırlar arasında fark var mı? şüphesiz ki var... güzel görünümlü kişilere karşı gösterdiğimiz tolerans çoğu zaman daha fazla, onlarla ilgili duyduğumuz kötü şeylere inanma eğiliminiz daha zayıf. işte bu ikiyüzlülük üzerinden şekilleniyor roman. dorian gray son derece yakışıklı bir gençtir ve bir ressam onun bu görünümünden aşırı derecede etkilenerek onun resimlerini yapmaya başlar. o kadar güzel eserler ortaya çıkar ki, dorian kendi portresini ilk defa gördüğünde hem ne kadar güzel göründüğün ilk defa bu kadar farkına varır, hem de zamanla bozulacak olan bu güzellikten ürker ve o an "keşke benim yerime bu portre yaşlansa , ben hep genç kalsam" şeklinde bir dilekte bulunur. bu dileği gerçekleşecek olan dorian'in tüm hayatı da bu olay üzerine şekillenir. kitaptaki etkin kişilerden biri olan lord harry de dorian üzerinde hedonist fikirleriyle o kadar büyük bir etki bırakır ki sanki harry yaşayamadığı ne varsa fikir olarak sunup dorian'da yaşatır ve bu eseri seyretmekten büyük zevk duyar. dorian, bütün kötü ve rezil addedilecek şeyleri yaşarken bir taraftan da her zaman kendisini çok sevip ona bağlanacak insanları da güzelliği sayesinde etrafında toplamayı başarır. kendisinden yüz çevirenler olsa da yine de bu güzel, masum görünen yüzün kötü olabileceğine kimse inanmak istemez.
Dorian Gray'in Portresi
Dorian Gray'in PortresiOscar Wilde · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202373,2bin okunma
266 syf.
7/10 puan verdi
·
6 günde okudu
ford aşkına! hey 'cesur yeni dünya' aldous huxley in 1932 de yazdığı distopya. katmanlara ayrılmış, sınıflandırılmış toplum. cinsellik ve soma(uyuşturucu madde) ile bulandırılmış zihinler sorgulamadan kendilerine sunulmuş zevk ortamında yaşamlarını sürdürüyorlar. üreme sisteminin labaratuvar ortamında olduğu, evliliğin hatta anne olmanın ayıp sayıldığı, aile kavramının olmadığı bir sistem. inanç sistemi yok. kişilere anlatılan tarih ya da sanat ile ilgili bilinç uyandıracak konular ve kitaplar gösterilmiyor.kitabı okuduğumda günümüzle olan birçok benzerlik gözüme çarptı. soma(uyusturucunun) yoğun kullanılması. cinselliğin aşırı ön planda tutulması. insanları sorgulamaktan ve düşünmekten alıkoymak için bilgiden uzaklaştırmak ve ilgilerini başka yöne çekerek tek bir şeye şartlandırmak.en önemlisi de aile kavramını ortadan kaldırmak. 1932 de yazılmış olmasına rağmen günümüzü anlatan güzel bir eser kesinlikle.
Cesur Yeni Dünya
Cesur Yeni DünyaAldous Huxley · İthaki Yayınları · 202160,4bin okunma
128 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
on dokuzuncu yüzyıl kadınlarını anlatan virginia woolf anlattıklarıyla günümüze de ışık tutmuştur.kendine ait odayı bırak,yalnız kalacak yarım saatleri bile yoktur ki şiir ya da oyun yazabilsinler demiştir.kadınlar düz yazı ve kurmaca yazmaya yönelmişlerdir çünkü daha az odaklanma gerektiriyor, diye düşünmüş ve 1800 lu yıllarda kadınların yazıyor
Kendine Ait Bir Oda
Kendine Ait Bir OdaVirginia Woolf · Kızıl Panda Yayınları · 038bin okunma
Reklam
502 syf.
10/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Böyle başlıyor işte. Hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum... Orhan Pamuk'tan okuduğum ilk kitap. Masumiyet müzesi. Kitapla tanışmam tesadüfen bir tavsiye üzerine gerçekleşti, ama ben bu kadar naif ve sıra dışı bir aşk hikayesi daha okuduğumu hatırlamıyorum. Kitaptan sonra aşka olan saygım arttı bir nevi aşka aşık oldum. Kemal'in Füsun'a olan
Masumiyet Müzesi
Masumiyet MüzesiOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202241,4bin okunma
131 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Roman ilk kez 1829 yılında yayıncı Charles Gosselin tarafından basılmış,  yazarın en az tanınmış eserlerinden olan bu roman buna rağmen dünya klasikleri arasında gösterilen bir romanı olmuştur.   Victor Hugo Bir İdam Mahkûmunun Son Günü adlı romanının yazarken henüz 26 yaşındadır.   Yazar bu romanının kendi adını koymadan yazılmış o nedenle bu romanı takma bir adla yayımlanmıştır. Yazar bu romanını Grene Meydanında gerçekleşen bir idam sahnesini seyrettikten sonra yazmış,  etkilendiği bu olayı bu romanında kurgulayarak bir roman haline getirmiştir.   Romanın yazılış gayesi ise ap açık bir şekilde idam cezasını zevkli bir eğlence imiş gibi izleyen insan yığınlarını eleştirmek, ayrıca idam cezasının saçmalığını hem de trajik yanlarını ortaya koymak olmuştur.    Roman yazarın insancıl duygularını öne çıkaran acıma duygusunun sevki ile yazılan romantik bir eser özelliği taşır. Eser, idamını bekleyen mahkûmun zihninden ve birinci tekil kişinin anlatımı üzerinden yazılmıştır.  Roman, adam öldürmek suçundan hüküm giymiş ve idam cezasına mahkûm olmuş bir adamın ağzından ve birinci tekil kişinin bilincinden aktarılmaktadır. Eser, özellikle idamını bekleyen bir mahkûmun düşünceleri ile duygudaşlık kurma başarısı ve ölüme doğru yaklaşan insanın psikolojisini ortaya koyması bakımından önemlidir.
Bir İdam Mahkûmunun Son Günü
Bir İdam Mahkûmunun Son GünüVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2023120,7bin okunma
504 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Kitap 1700lü yılları, Fransız İhtilali'ni ve öncesini anlatıyor. İhtilal öncesi ezilmiş, sömürülmüş, sefalete sürüklenmiş halk, sefa içinde yaşayan asilzadelere, adaletsizliğe başkaldırmış ve devrimle birlikte yeni bir dönem başlatmıştır. Fakat yıllarca ezilip, sömürülen halk, bundan kaynaklı bir kin ve öfke biriktirmiştir. Monarşi rejimin halka
İki Şehrin Hikâyesi
İki Şehrin HikâyesiCharles Dickens · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202258,9bin okunma