"Şu anda, sana güzel bir söz söyleyebilmek için, on bin kitap okumuş olmayı isterdim." dedi: "Gene de az gelişmiş bir cümle söylemeden içim rahat etmeyecek: seni tanıdığıma çok sevindim kendi çapımda."
Biz bilinci baskın sevgi kültüründe başarıyı tanımlarken ise sınav notu değil, dersi anlamaya ne kadar niyetlenip gayret ettiğine, mesleğini ne kadar anlamlı bulup sevdiğine, can dostu diyebileceğimiz gerçek dostlarının olmasına ve onlarla komşuluk yapıp yapmadığını bakılır.
Belki de tükenmişimdir, bir şeyler için uğraşacak çabayı kendimde bulamıyorumdur. Benim de emek vermeden güzel giden şeylere ihtiyacım vardır, hep ben yorulmak istemiyorumdur. Yeniden inanmaya ihtiyacım vardır. Beni bana vermek istiyorumdur.
Benim ben olmam, başka biri olmamam, benim için önemli bir servet. Yürekte açılan yaralar, bir insanın bağımsızlığı karşılığında dünyaya ödemek zorunda olduğu çok doğal bir bedel.
Yazarlık olgusundan, mitlere,
efsanelere , kutsal metinlerden ilham alıp, geçmişten itibaren yolculuk ederek,
neden sonuç ilişkileriyle insanın ,savunmasız bakış açılarını en yalın hali kalıncaya kadar keşfetmeye yönelik makaleler içeriyor kitap. İnsani eğilimler ,göreceli kötülük ve suç algısı baş rolde. Anlatıcıya göre biz kimiz? Bilinçaltımızda yazılı hikayelerin ışığında öğrenilegelenler mi alışkanlık edindiğimiz çizgileri çizdiler ?
Kitabın özeti yine kendi içinde geçen şu cümledir bence:
“hâlâ aynı toplumsal kurallar belirliyor yaşamımızı; var olma sevinci, yok olma kaygısı, yalnız kalma endişesi, kendimizi gösterme hevesi, öfkenin lezzeti, bilmenin onuru, öldürmenin yıkıcılığı, fedakârlığın kıvancı... Bir türlü söz geçi-remediğimiz isteklerimiz, doymak bilmeyen açlığımız, sınırlana-mayan bencilliğimiz, akıldan yoksun acımasızlığımız.”
Bu süreçte öğrendiğim en önemli şey şu oldu; ne kendini ne de olayları yargıla! Ne alkışlayıp böbürlen ne de kendini kötüle. Nehir akıyor sen o akışın farkında olmaya devem et.
“Her insanı zorlayan o kaybolmuşluk hissinden bir an önce kurtulmak isterdim. Rüzgara kapılmış bir yaprak parçası olmaktansa, yönünü belirleyebilen, rotasını ve etki alanını keşfetmiş bir insan olma haline daha önce ulaşmak isterdim. Ne kadar önemli olduğumu, esas meselenin benim özümle kendim arasında kurduğum ilişkide yattığını keşfetmek isterdim.”