Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ayça KURT

Ayça KURT
@Ayca__aa
Sıkı Okur
Biz Türküz. Tarihimize ve en yakın mazimize dayanarak Türküz der ve bundan haklı bir iftihar duyarız. -H. Nihal Atsız
Yüksek Mimar
Yüksek lisans
TÜRKİYE
10 Mayıs 1999
1206 okur puanı
Mart 2019 tarihinde katıldı
232 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
Umut etmek... Beklentiler... İnsan nereye kadar umut edebilir? Ve ne zamana kadar bekleyebilir? Gençken zamanının kıymetini bilemeyip, sonra geçip giden yıllarla aslında hiç yaşamadığını fark eden Giovanni için umut etmek bir ömre mâl oldu. Asker olarak ilk görev yerine gittiğinde o çölü ilk gördüğünde kahraman olma umuduydu belki de içine yerleşen... Zamanla aslında bir şeylerin mümkün olmayacağını kabullendi ama içinde ki o ufacık da olsa kalan umudu bir türlü söndüremedi. Sonra akışkanlıkları onu o kaleye bağlı kalmaya zorladı. Yıllar su misali akıp gittiğinde ve geri dönüp baktığında beklediği şey uğruna ömrünü heba ettiğini fark etti ama çok geç kalmıştı. Bence kitap da bazı şeyler için hayatta ki diğer şeyleri nasıl görmezden geldiğimizi ve ne çok şey kaçırdığımızı çok güzel anlatmış. Saplanıp kaldığımız, gerçekleşmesini istediğimiz beklentiler bir lanet gibi ömrümüzü tüketiyor ve biz kısacık ömrümüzü sanki hiç bitmeyecek bir şeymiş gibi olmayacak şeyleri beklemeye harcıyoruz. Umut, beklentiler, alışkanlıklar... Bu kelimelerin hayat bulduğu bir kitaptı benim için.
Tatar Çölü
Tatar ÇölüDino Buzzati · İletişim Yayınevi · 201813,2bin okunma
Reklam
328 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
İnsanlara bakış açınızı değiştirecek bir roman. Bir insanın yaptığı meslek, görünüşü, davranışları ve daha onlarca farklı etmene bakarak onları yargılamamak gerekiyor. Aslında altında binlerce farklı acıyı yaşıyor olabilir. Ellie ve Gabriel iki farklı hayata sahip insan olsalar bile bir nokta da aynı acıya düğümlenmişlerdi. Gabriel o acıdan sevgi ile çıkarken Ellie geçmişinden sürükleyip getirdiği acılara boyun eğmeyi seçmiş bir kadındı. Ama Gabriel'e kadar. Bazen birisini seversin ve hayat değişir. Bu kitap tam olarak onun göstergesi. Gabriel, Ellie'yi severek ona hayatın sevgi dolu yanını gösterdi. İnsanlara ve sevgiye bakış açınıza farklı bir pencere açmak isterseniz bu kitaba bir şans vermenizi öneririm..
Her Şeyden Önce Sen
Her Şeyden Önce SenMia Sheridan · Yabancı Yayınları · 0337 okunma
256 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
17 saatte okudu
Hayatımız da her şeyin bir vakti olduğunu düşünürüm her zaman. Bir insanla tanışmanın, bir kitap okumanın veya bir filmi izlemenin. Benim için doğru zamanda izlenen film, okunan kitap değerlidir. Doğru zamanda yapılan arkadaşlıklar kalıcıdır. Bu kitapta öyle oldu. Hayatımda biraz kendi problemlerimle boğulduğum zamanda gelip beni buldu. Emma, baş karakter..onda kendimi buldum, kendi belirsizliklerimi gördüm. Tanıştığı bir insan, katıldığı bir program ile kendini buldu. Mutluluğun ne olduğunu, ne yapması ya da ne yapmaması gerektiğini keşfetti. Kitap güzel, etkileyici ve yol göstericiydi. Sayfalarda altını çizecek onlarca söz ve tavsiye olduğu için okurken yanınıza güzel bir kalem almanızı tavsiye ederim. Bu kitaba bir şans verilmeli...
Kendimi Kaybettiğim Yerde Buldum
Kendimi Kaybettiğim Yerde BuldumVeronique Maciejak · Yan Pasaj · 2022309 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
382 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
Biraz üstü kapalı bir anlatamıyla, temelde "Zaman" kavramı üzerinde giden güzel bir kitap. Daha önce Ahmet Hamdi Tanpınar'ın kitaplarını okuyanların beğeneceğini düşünüyorum. Kitabın ana karakteri Hayri İrdal. Kitap boyunca onun değişik kişiliği ile vakit geçirdiğim için mutluyum. Hayatının değişim noktasını amcasının ona aldığı saat ile başladığını söyleyip, geçen zamanda tanıştığı insanlar ile hayatının da yönü değişen bir karakter. Biraz saf, biraz sakin olduğunu düşündüğüm bir karakter oldu ve çokça çevre etkisinde kalan bir karakter bence. Hayatına giren her insan onu bir yerlere çekti. Fakirlikle beraber zenginliği de tattı. Ve yaşamında kendisinin de dediği gibi ana etkili iki insan var. Nuri ve Halit Ayarcı. Nuri usta ile çok sevdiği saatleri tanıdı. Halit Ayarcı ile bence dünyanın gerçek yüzünü. Hayri İrdal benim için klasik bir Türk halk insanı. Basit yaşayıp, basit geçinen ama şartlar değişti. Hayatına giren Halit Ayarcı, ki kendisi başlı başına acayip bir karakter. Hayatı kurmaca ve yalanlar üzerine kurulu gibi çok değişik bir karakterdi unutmayacağım. Söylenen yalanlar cığ misali büyür gider. Hayri İrdal içinde böyle oldu. Yalandan bir hayat tarzı, yalandan bir kitap karakteri ve yalandan kurulan dostluklar. Kitap genel olarak güzeldi. Okunmasını tavsiye ederim.
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Saatleri Ayarlama EnstitüsüAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 202341,7bin okunma
282 syf.
·
Puan vermedi
·
10 saatte okudu
Şu an belki de en ihtiyacım olan zamanda okuduğum bir kitap oldu benim için. Hayatta her zaman keşkelerimiz olacak. Keşke onu değilde bunu seçseydim dediğimiz bir an. Ama asıl önemli olan seçeceğimiz her yolda mutlulukla beraber acılarında olduğunu kabullenmek. Başka yolu seçince mükemmel bir hayat yaşayacağımızı düşünmek nasıl da büyük bir yanılgı. İçinde bulunduğumuz anı olduğu gibi sevmek ve yaşamaya devam etmek gerekiyor. Nora, hayatında onlarca pişmanlığına geri dönüp o pişmanlık noktalarından hayata hep tekrardan başladı. Bazıları ona daha büyük acılar getirdi bazıları çok güzel mutluluklar.. ama sonunda anladı ki ölmek istemiyordu. Yaşamak istiyordu.
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gece Yarısı KütüphanesiMatt Haig · Domingo Yayınevi · 202155,3bin okunma
Reklam
456 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
"Dünya, ah dünya, bu ne zor, bu ne güzel, bu ne muhteşem bir rüya. " (syf;442) Porto'dan Santiago'ya uzanan bir yürüyüş. Seher ve Oğuz yani Ogo'nun yolu. Yol uzun, hayat zor, anılar acı ama dostluk güzel. Herkesin farklı amaçlarla yürüyüdüğü yolda Seher ve Ogo'nun yürüyüşüne başka hayatlar başka acılar eşlik ediyor. İnsanlar yürüyor, bazen içlerindeki derin acıyı unutmak için, bazen kendini bulmak için... bazen de sadece yürümek için. Sonu görmek için, dünyanın sonunu... Seher, geçmişiyle ve kendisiyle yüzleşiyor yolda. Dünyanın sonuna giderken kendini arıyor içten içe. Onun geçmişini, yaşadıklarını yine yürüyüş boyunca onun hatıralarıyla tanıyoruz. Kendini sev, önce kendini sev. Önce kendini tanı ve tanıdığın gibi sev...
Ev
EvNermin Yıldırım · Hep Kitap · 20203,489 okunma
272 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Badem Dalına Asılı Bebekler... Beş yaşında ki Halûk için ölümün bir metaforu bu bence. Kırım Tatarlarının Rus emperyalizmi sonucu yıllardır yaşadıkları topraklardan sürülmesini beş yaşından on üç yaşına gelene kadar Halûk'un gözünden okuyoruz kitap boyunca. Çoğu şey anlamsız ve bulanık kalıyor aslında okurun gözünde çünkü Halûk da anlamıyor çevresinde olanları. Ölümü, kayıpları... Bunlar onun için boz bulanık anılar. Çocuk aklı bir anda yok olan çevresindeki insanların yokluğunu kabullenemiyor. Sırayla kaybediyor tüm sevdiklerini, çevresindeki insanları... Yalnız bir çocuk Halûk, yalnız ve kaybolmuş. Anlamlandıramadığı ölümlerin içinde yok olup gitmiş.. Yaşadığı köyde insanlar topraklarına tutunmak için çabalıyorlar ama... Ama işte olmuyor, sonunda sürgün yollarına mahkum oluyorlar. Kitabın sonunda ki ayrılık şarkısı gibi aslında.. "Yel eskende sallanır Ağaç dalları. Bizim için haram oldu Kırım yolları..."
Badem Dalına Asılı Bebekler
Badem Dalına Asılı BebeklerCengiz Dağcı · Ötüken Neşriyat · 2022396 okunma
512 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
"Hepimiz hayattan pek çok şey umarız. Ama mutluluk için kurduğu planların biri boşa çıkarsa, insan denen varlık hemen başkasına yönelir. " Kitapta geçen bu yazı bence romandaki bir çok karakteri tek cümleyle özetliyordu. Fanny, Mary, Edmund, Maria, Henry... Hepsi bambaşka karakterler. Aralarında hislerine ve duygularına tek bağlı kalan Fanny oldu ama açıkçası kitabın sonu beni tatmin etmedi. Jane Austen'in en sevmediğim kitabı olabilir çünkü bence Edmund, Fanny'nin sevgisini hak etmiyordu, ki Edmund gerçekten Fanny'i aşk anlamında bir sevgiyle mi seviyordu? Sanmıyorum.. Kitapta hep bir beklenti ile okudum. Olmayacak şeylerin beklentisi ile bu yüzden de sonundan tatmin olmadım.
Mansfield Park
Mansfield ParkJane Austen · Can Yayınları · 20191,917 okunma
176 syf.
·
Puan vermedi
·
5 saatte okudu
"Kaderini zorlama" Ne kadarda garip bir teslimiyet. Hayatta bazen bir şeyleri değiştiremeyiz, onları olduğu gibi kabullenip yaşamaya bir şekilde devam ederiz. Kaderimizi zorlamak yerine sadece devam ederiz yaşamaya. Nur, kendi seçimleri sonucu çizdiği yolda gitti. İyi ve kötü her şey onun seçimiydi. Peki sonradan değişen duygular, farklı istekler... Bunlar onun kendi seçtiği hayatta artık olmayacak şeylerdi. Kitap bana "bazen sadece yaşıyoruz işte" dedirtti. Sevmeden, sevilmeden, hissetmeden sadece yaşıyoruz..
Küçük Dünya
Küçük DünyaEmine Işınsu · Bilge Kültür Sanat · 2012358 okunma
348 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Bu kitapla ilgili bir inceleme yazmak istiyordum hâlâ da istiyorum ama sonunu okuduğum anda bundan vazgeçtim. Çünkü ne yazsam, hangi kelimeleri kullansam sanki spoiler vermeden bir inceleme yazamam gibi geldi. Beni içine çeken, gözlerimi dolduran ve ağlatan bir kitaptı. Etkisi uzunca bir süre üzerimde kalacak. Geçmişin, hele de çocukluğun insanlarda nasıl izler bıraktığını ne güzelde ele almış yazar. Kitabı çok beğenerek okudum ve gözyaşları ile bitirdim. İnsanoğlu acılarıyla baş etmenin yolunu hep buluyor, bulmaya da devam edecek. Çünkü hayat tam da böyle bir şey...
Saklı Bahçeler Haritası
Saklı Bahçeler HaritasıNermin Yıldırım · Hep Kitap Yayınevi · 20182,247 okunma
Reklam
332 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Hepimiz deliyiz aslında bu hayatta. İyi ya da kötü, ufak ya da büyük hep bir problemin, bir düşüncenin ya da bir duygunun peşinde takılı yaşıyoruz çünkü. Bazen küçük bir olayı dağ ediyoruz, bazen kimine saçma gelen şeylere müptela olup takıntı yapıyoruz. Dünya büyük bir akıl hastanesi, kitaptaki değimiyle "Ev" Kitapta bir yerde bahsettiği gibi aslında, sadece acılarıyla yüzleşemeyenler, topluma ayak durmayı beceremeyip, hayata yenik düşenler bu "ev"e geliyordu. Kendilerini koca bir evin ardından dört duvar arasına sıkışıp kalmış küçük bir ev halkının içinde buluyorlardı. Ve anladım ki kimse durduk yere delirmiyor. Çevremizde ki insanlar, sevdiklerimiz, sevmediklerimiz. Hepsi büyük küçük bu delirmeye yardım ediyordu. Çocukken birikmeye başlayan sonra ansızın taşan bir nehir gibi galiba delilik dedikleri. Bir yerden sonra insan galiba yaşadıklarını kaldıramayıp bir şekilde dışarı bırakıyor içinde ki zehri. Kitapta hep bunu gördüm. Baş karakterlerde, ev halkı içinde ki hastalarda... Hiçbiri durduk yere delirmemişti, bir geçmişleri, bir birikmişlikleri vardı. İlk defa kalemiyle tanıştığım Nermin Yıldırım'ın ama güçlü betimlemeleri, anlatım tarzı...cidden çok hoşuma gitti. Kitapta bazı muallakta kalan sorular oldu, devamını merak ettiğim şeyler ama buna rağmen güzel kitaptı. İyi ki okumuşum, iyi ki bu yazar ile tanışmışım.
Misafir
MisafirNermin Yıldırım · Hep Kitap · 20181,730 okunma
260 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
İlk defa bir Rıfat Ilgaz kitabı okudum galiba da son kitabı oldu okuyacağım. Aslında dili gerçekten güzel ve anlaşılır. Ama düşünce yapısı, bakış açısı pek benlik değil. Kitapta solcu ve sağcı düşünceler zaten var. Kitap karakteri Mustafa da toplumcu olup, toplum adına şiirler yazan birisi. Son kitabı ile de hakkında tutuklama emri çıkartılıyor. Sonrası zaten polislerden kaçan sürekli arkadaşlarından yardım isteyen bir adamın hikayesi. Açıkçası çok sıkıldım. Yani sürekli aynı şeyler gibi, sürükleyici gelmedi bana. Kitapta karakterin şöyle bir bakış açısı vardı. Sanki hükümet, hep solcuları içeri alıyorda sağcı olan Turancılar (kitapta ki diğer bir ifadesi ile ırkçı, ki bu düşünce de aşırı saçma bence ) dilediği gibi yaşıyor gibi davranıyor. Kitabın sonunda sağcıların da içeri alındığı haberini duyunca resmen bir sevindi baş karakter. Bir şey demiyorum, yorum yapmayacağım bu kısımla ilgili. Kitap benim düşünce yapıma hiç uymadı, sıkıldım da. O yüzden bu benim son Rıfat Ilgaz kitabım olacak anlaşılan. Yine de kitabın basımı, tasarımı çok hoştu. Dili de sade ve anlaşılırdı.
Karartma Geceleri
Karartma GeceleriRıfat Ilgaz · Çınar Yayınları · 20174,467 okunma
172 syf.
7/10 puan verdi
·
24 saatte okudu
Kitaba başlarken böyle bir şey beklemiyordum. Genel olarak aşırı küfür ve argo kelime içeren kitaplardan hoşlanmam. Bu kitapta da sınırları zorlayacak iğrenç kelimeler ve olaylar var. Yazarın cinsel dünyasının da iğrenç olduğunu vurgulamak isterim. Cinsellik üzerine derin bir anlatımı var ve kesinlikle sadece vahşet ve iğrençlik boyutunda.
Otomatik Portakal
Otomatik PortakalAnthony Burgess · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200992bin okunma
736 syf.
8/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Bu kitabın incelemesine nereden, nasıl başlasam bilemiyorum. Yıllar önce ismini duyup okumak istediğim ama kendi ön yargılarıma yenik düşüp okumadığım bir kitaptı. Şimdi okuma fırsatı buldum ve tam olarak ne yazmalıyım bilemiyorum. Bir manastırda cinayetler ile başlıyor aslında kitap. Sırrı çözülemeyen cinayetler. Ama geneline bakınca aslında bir cinayet kitabı değil. Felsefe odaklı ve kitapların güçlerini vurgulayan bir eser. İnsanların bir zamanlar kitaplara ne kadar saygı gösterdiğini ama aynı zamanda onlardan ne kadar korktuğunu da gösteriyor. Saygıyla karışık bir korku. Bilinmeyene duydukları bir korku. Cahillik aslında bu. Ve en çok korktukları şey Kuranı kerim, Arapça eserler. Doğru olan bir çok şey onları korkutuyor. Zamanlarının o korkularına yenik düşüp bir çok eseri okumadan kapılar ardına saklıyorlar. Sonu beni şaşırttı. Bunca ölümün aslında sebebi gerçekten komik, yani insanların böylesine cahil olması... bilemiyorum. Garip. Tüm bu olayları çözen William var. Gerçekten dahi bir adam. O zamanların Sherlock Holmes'u gibi. Diğer bir etkilendiğim nokta manastırda ki kütüphane. Bir mimar adayı olarak planı ve tüm o kurgusu kütüphanenin tüyler ürpertici derecede etkileyici. Zeka işi. Daha fazla ne yazabilirim bilmiyorum. Aslında yazacak çok şey var ama spoiler vermek istemiyorum okuyacaklar için. Bu yüzden kitabın beni yer yer sıktığını ( tarikatlara ilgili pek bilgim olmadığı ve ilgimi çekmediği için) söyleyerek incelememi bitirmek istiyorum. Yine de okunmaya değer bir kitap bir zamanlar insanların kitaplara, felsefeye, gülmeye yaklaşımını ve tutumunu gözler önüne seriyor.
Gülün Adı
Gülün AdıUmberto Eco · Can Yayınları · 202012,6bin okunma
80 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Bu yazar ile ilk defa bu kitabıyla tanıştım. Çağının, yaşadığı toplumun ötesinde bir kadın karaktere hayat vermiş. Bir kadının zamanla nasıl değiştiğini ve kendisine, yapmak istediklerine değer verip bunları ön plana koyduğunda nasıl güzelleştiğini anlatıyor. Hükmedici erkek algısının ön planda olduğu öyle bir toplumda, sanatçı olarak ve tek başına yaşamayı göze alarak ayakta durabilmek takdir edilesi bir şey bence. Diğer yandan kitabın daha doğrusu kadın karakterin bende uyandırdığı şey şu oldu. Zamanla, ve kendisine değer vermeye başladıkça aslında karakterin aşka bakışı, aşk algısı da değişti. Verdiği mesajın güzel olduğunu düşündüğüm bir kitap..
Arayışlar
ArayışlarLou Andreas-Salomé · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20218,5bin okunma
58 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.