Hafızai beşer nisyan ile maluldur. İnsan kelimesinin kökeni de nisyandan gelir. Yani unutmak. İnsan unutur. İlk unuttuğu Kalu Bela'da Allah'a verdiği sözdür. Ve unutmak aslında ne büyük nimettir. Unuttuğum bütün acılarımın benimle birlikte hayatımda devam ettiği düşüncesi bile beni tedirgin ederken unutmanın şükrü nasıl eda edilir bilmem
Mesela Allah bazen öyle bir affeder ki kulunu, kul işlediği günahı bile unutur. İşte bu ne güzel bir nimettir.
Ama bazen unutmak ne büyük ahmaklıktır. Aynı şeyi yaşayıp farklı tecrübeler edinmeye ne gerek var değil mi ama. Hatırlamak nimetinin de farkında olmak gerekir.
Evet efendim anlayacağınız odur ki kelimelerin kökeni hep ilgimi çekmiş, beni şaşırtmıştır. Masaya kimin masa dediğini neden horoz diye hitap etmediğimizi merak etmişimdir mesela. Çünkü bu büyük bir varlık göstergesi. Öyle biri olacak ki O söyleyecek ve ardından dünyaya gelen büyü nesiller o şekilde hitap edecek bir nesneye
Allah Cennette Hz Ademe öğretmiş meğerse bütün kelimeleri.
Birkaç soru takıldı aklıma: Acaba hangi dilde konuşurdu Hz Adem. Kuvvetle muhtemel unutulmuş bir dildir herhalde diye düşündüm
Ve bütün diller tek dilde toplanır. Ademin konuştuğu dil. Yani bir yerlerde bütün insanlıkla akraba çıkacağım gibi Türkçe de Almancayla, Fransızca da Aramcayla, İtalyanca da Arapça ile akraba çıkıyor imiş
Sözlerimi şöyle noktalamak isterim
72 millete aynı gözle bakmayan
Halka müderris olsa Hakka asidir
Vesselam