"Ben yalnızlıktan yaşayamıyorum" demişti Sadık Turan içinde fırtınalar kopuyordu güzel Kırım'ını kurtarmak için ama yalnızlıktan elinden bir şey gelmiyordu hem kimden kurtaracaktı üniformasını giydiği her güne lanet eden Rusdan mı yoksa her gün ateş saçan Alman askerinden mi? Sadık Turan yalnız kalmıştı ama biliyordu ki bu zulüm bitecek Kırım'ı incitenler hesap verecekti verdi de Ruslar bunun bedelini Almanlar a karşı çok ağır ödedi evet Kırım sonunda güneşli bir güne uyanmıştı ama o güneş hala tam doğmamıştı doğacağı günler de gelecektir şüphesiz... Kitabı güzel yapan bana göre yaşanmışlıklardı yazarın usta kalemi bizi bu yaşanmışlığın içine çekiyor ve bizide o yıllara götürüp yaşatıyor kesinlikle okunmasını tavsiye ediyorum.
(Spoiler bulunmaktadır)
Edebiyatımızda Kurtuluş Savaşı'nı anlatan ilk roman olan eser Ayşe Peyami İhsan gibi kahramanlardan oluşmaktadır.
Ayşe İzmir'in işgali sırasında kocası ve çocuğu Yunanlılar tarafından öldürülen bir kadındır.Bir İtalyan ailenin yardımıyla İstanbul'a gider. Akrabası olan Peyami'nin yanına sığınır.İçinde yanan intikam ateşi korkunçtur. Peyami ve Peyami'nin arkadaşı Binbaşı İhsan, içten içe Ayşe'yi sevmektedirler İstanbul'da yurtseverler boş durmamakta düşmana karşı örgütlenmekte mitingler düzenlemektedir.
Ayşe Peyami ve İhsan Kuvayı Milliye'ye katılmak için Anadolu'ya geçerler.Ayse hastabakıcılık yapar. Bu arada içlerindeki aşk ve yurt sevgisi iki erkek içinde ateşten gömlek olmuştur. Anne babası Yunanlılar tarafından öldürülen Kezban içten içe İhsan'ı sever.Savaşta İhsan ve Ayşe ölür Peyami yaralanır Ankara Cebeci Hastanesinde yatarken, yaşadıklarını Ateşten Gömlek adıyla yazar.Sonra o da ameliyatta ölür.
Ateşten GömlekHalide Edib Adıvar · Can Yayınları · 201923,6bin okunma
Yazar, kendisini romanın hem içinde, hem de dışında yer alan, doğaüstü özelliklerle donatılmış bir karakter olarak kurgular ve bu kurgu öğesi üzerinden gerçekliğin doğasını sorgulamaya devam eder. Bu açıdan, Uzun İhsan Efendi’nin roman içindeki varlığı, İhsan Oktay Anar’ın okuyucuyla oynadığı bir oyuna, gerçekliği veya kurgusallığı tam olarak anlaşılamayacak bir öğeye dönüşür.Muazzam bir şekilde kitabı bizlere sunan ihsan Oktay Anar'a teşekkürler