“Tanrı ne ister? Tanrı iyilik mi ister yoksa iyi olma seçeneğini mi? Kötülüğü seçen bir insan, kendisine iyilik dayatılmış bir insandan bazı açılardan daha üstün olabilir mi? ”
“Her şeyin bir mevsimi var, gökler altında her
amacın bir zamanı var” diyor İncil. “Bütün
zamanlar birbirine benzemez” diyordu
Cervantes. Günümüzde zamanlar birbirinin aynı.
Saplantılı bir zaman hastalığı bize zamanın
bitmediğini, hiç zaman kalmadığını, acele
etmemiz gerektiğini telkin ediyor. Büyüğün
küçüğü yendiği bir dünyadan, hızlının yavaşı
yuttuğu bir dünyaya doğru gidiyoruz. Artık
hepimiz hız tarikatının müritleriyiz, Sabbah’ın
fedaileri gibiyiz. Ancak bizim başımızı
döndüren, bizi sarhoş eden hızın ta kendisi.
Suikast ettiğimiz de kendi hayatlarımız.
"Delilerin organizmasında ciddi herhangi bir bozukluk yokmuş, deyim yerindeyse delilik, bir mantık bozukluğu, bir akıl yürütme hatası ve objeleri doğru algılayamama olarak tanımlanabilirmiş."
“...hepsi yetişkindi, hepsi de büyük adam ve kadınlardı. Bazılarının kendileri kadar büyük acıları vardı ve mahvolmuş yaşamlarından başka hiçbir şeyleri olmayan, ama sıkıntılarını kabullenmiş insanlardı.”
”Tanrı size istediğiniz insanları değil, ihtiyacınız olan insanları verir. Öyle ki bu insanlar; size yardım edecek, sizi inciticek, size acı verecek, sizi terkedecek, sizi sevecek ve olmanız gereken insan olabilmenizi sağlayacaktır.”