"Siz gençlere son bir küçük tavsiyem olacak.
Tıpkı Mikis Theodorakis, Elia Kazan, Yaşar Kemal, Orhan Veli, Nâzım Hikmet, Pablo Neruda, Lorca, Brecht, Aragon gibi hayata coşkuyla, şiirle, heyecanla yaklaşın; bireyci değil, çoğulcu olun; her şeyi inceden inceye hesapladığınız, stratejilerinizin esiri olduğunuz bir kariyer oluşturmayın, yoksa insanları soğuk buzlu camlar ardından süzen acımasız, duygusuz ve yalnız bir insan olursunuz.
Sevdanız ve kavganız olmalı hayatla.
Ve her şeye rağmen zaman zaman yok olmaya yüz tutmuş umudumu bana hep gençlerin yaptıkları işler geri verdi.
Dayanma gücümüzün sonuna geldiğimizde bile coşkuyla ayağa kalkabileceğimizi, hepimizin güvencesi olduğunuzu ve derin bir saygıyı hak ettiğinizi farklı zamanlarda hep gördüm ve görmeye de devam edeceğime olan inancım tam.
Size sahip olduğumuz için şanslı olduğumuzu biliyoruz; siz de kendinizi asla hafife almayın, kendinize güvenin ve yılmadan amaçlarınıza sarılarak yürüyün.
Unutmayın, dünyayı güzellik kurtaracak."
Kitap Zülfü Livanelinin kendi hayatını anlattığı keyifli bir otobiyografik roman. Okuduğum diğer bu tarz romanların aksine çok akıcı ve insanı hiç sıkmıyor.
Başta bu kitabı okuma sebebim Zülfü Livanelinin hayatı hakında bilgi edinmekti. Ama okurken yazarın amacının aslında kendi hayatını anlatmak değil biz gençlere umut olmak hayatlarımıza dokunmak olduğunu anladım. Çok samimi bir üslupla kaleme aldığı için beni çok etkiledi.
Kesinlikle okunması gereken bir kitap
Keyifli okumalar.