Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Jesenska

Jesenska
@Jesenska
60 okur puanı
Ekim 2019 tarihinde katıldı
192 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Sherlock Holmes serisini okumaya yeni başladım. Sherlock karakteri çıkarım yapma ustalığı ve gözlem yeteneğiyle çok başarılı analizler yapıyor. Eğer kitabın sonunda çıkarımları mükemmele yakın bir halde nasıl yaptığını açıklamasaydı birçok nokta eksik kalırdı. Cinayetin soruşturulması ve çözüme kavuşturulma süreci yerine cinayete neden olan geçmişte yaşanmış bir hikayenin anlatımı çok çarpıcı ve etkileyiciydi. Ne kadar cinayet ve dedektif türünde kitap okumayı arzulayıp başlasam da beni etkileyen asıl şey katilin acı dolu geçmişi oldu.
Sherlock Holmes - Kızıl Dosya
Sherlock Holmes - Kızıl DosyaArthur Conan Doyle · Timaş Yayınları · 201514,8bin okunma
Reklam
304 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Doğrusunu söylemek gerekirse kitabın sonuna geldiğimde hiç aklımın ucundan bile geçmeyen bir katille karşılaştım. Agatha Christie'nin okurlarını şaşırtmayı seven bir yazar olduğunu düşünüyorum. Kitapta verilen ipuçları sonucunda birçok olasılık üzerinde düşünüp kafamda senaryolar kurdum. Ancak parçalar bir türlü yerine oturmuyordu. Kitabın sonunda hiç tahmin etmediğim bir şekilde her şey yerli yerine oturdu ve kafamda soru işareti kalmadı. Kitapların arka kapaklarında bulunan ve kitaplar hakkında bir fikir oluşturan kısa yazı gibi değinmek gerekirse romanın içeriği hakkında kısaca şöyle söyleyebilirim: Ünlü film yıldızı Marina Gregg sakin bir hayat yaşamak ve mutluluğu bulmak amacıyla eski Victorian stilindeki Gossington Malikânesini satın alır. Daha sonra bu malikânede olağanüstü kalabalığa ulaşan bir davet verir. Davette hiç beklenmedik bir şey olur ve Heather adlı kadın içtiği kadehten sonra zehirlenerek can verir. Ancak içtiği kadehin kendi kadehi olmadığı ve Marina Gregg'in kadehi olduğu anlaşılır. Bu durumda öldürülmek istenen asıl kişinin Marina Gregg olduğu yönünde bir şüphe duyulmaya başlanır. Gerçekten asıl hedef Marina Gregg miydi?
Ve Ayna Kırıldı
Ve Ayna KırıldıAgatha Christie · Altın Kitaplar · 2012804 okunma
174 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Daha önce okuduğum romanlarında olduğu gibi bu romanında da neredeyse herkesten kuşkulandım. Yazarın amacının da bu olduğunu düşünüyorum. Olaylarda herkesten şüphe duymaya neden olacak şeyler çıkıyor. Acaba o mu yoksa bu mu diye düşünürken ikisinin de olmadığını görünce hayret ediyorum. Romanın sonuna geldiğimde mantıklı bir zemine oturtulmuş şekilde açıklanmış olan katilin kim olduğu konusunda ters köşe olduğumu söylemeliyim. Bazen delliller, varsayımlar, sağduyumuz belirli bir kişiye işaret eder. Doğru ve olması gerekenin o kişi olduğuna kuvvetli bir şüphe ile inanırız. Çünkü o kişiye çıkan yollar makul ve mantıklı gözükür. Aslında farklı bir bakış açısıyla yaklaşsak fikrimiz ile taban tabana zıt olan bir düşünceye ulaşabilir ve olayın iç yüzünü kavrayabiliriz.
Porsuk Ağacı Cinayeti
Porsuk Ağacı CinayetiAgatha Christie · Altın Kitaplar · 20062,491 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
198 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Çok uzun yıllar önce yaşanmış bir cinayetin tekrar gün yüzüne çıkarılmasını ve gerçekte neler olduğunu öğrenmek isteyen bir kız dedektif Hercule Poirot'ya başvurur. Bunun üzerine dedektif dava dosyasını, polis tutanaklarını, avukat savunmasını, tanık ifadelerini inceler. Olaya bulaşmış kişilerle bizzat görüşüp onlardan bu cinayet öncesinde yaşanan olaylarda gördükleri diğer kişilerin davranışlarını, söyledikleri sözleri, sözleri söylerken takındığı tavır ve ifadeleri kendisine yazmasını ister. Dedektifin elinde hiçbir somut kanıt yoktur. Ancak o insan psikolojisini derinlemesine çözme becerisiyle somut kanıtlara ihtiyaç duymadan zekâsıyla gerçeği ortaya çıkarır. Yine katili doğru tahmin edemediğim, ters köşe olduğum bir Agatha Christie romanı daha. Romanlarını sürükleyici, etkileyici ve heyecanlı kılan nokta da tam olarak bu diye düşünüyorum. Hemen kolayca katilin kim olduğunu anlayıp yargıya varamıyorsunuz. En son sayfaya kadar herkesten şüphelenebiliyorsunuz. Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını anlıyorsunuz.
Beş Küçük Domuz
Beş Küçük DomuzAgatha Christie · Altın Kitaplar · 20192,921 okunma
301 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Richard Abernethie'nin ölümünün ardından cenaze evinde tüm ailenin yer aldığı bir sırada müteveffanın kız kardeşi Cora'nın "Ama o öldürüldü değil mi?" diye sorması üzerine herkes şaşkınlık içindeki bakışlarını Cora'ya yöneltti. Cora bu sözleriyle Richard'ın ölümünün doğal bir ölüm değil aksine cinayet olabileceği kuşkusunu oradaki herkesin zihnine bulaştırmıştı. Cora'nın söylediği bu sözlerden bir gün sonra balta ile vahşice katledilmesi sonucunda bunun bir tesadüf mü olduğu yoksa geçen gün söyledikleri arasında bir bağlantı mı olduğu araştırılması gereken bir konuydu. Bu sebeple ailenin avukatı bu olayın aydınlığa kavuşması için gizli bir dedektif tuttu. Acaba Cora sadece bir serseri tarafından gasp sebebiyle mi öldürülmüştü yoksa abisinin cenazesinde söylediklerinin ölümüyle bir bağlantısı var mıydı? Romanı okurken karakterlerin yaptıkları davranışlar, söyledikleri sözler, tavırları, geçmişleri ve ilişkileri gibi birçok şey onlardan şüphelenmeme neden oldu. Ancak o kadar çok şüpheli görünen kişi vardı ki katili tahmin etmek gerçekten benim için zor oldu. Ki zaten doğru tahmin edemedim. Kitabın sonuna geldiğimde hayretler içerisinde kaldım çünkü dedektifin bulduğu katil benim aklımın ucundan bile geçmemişti. Ters köşe oldum. Kesinlikle okumanızı öneririm çok sürükleyici ve heyecanlı bir roman olduğu kanısındayım.
Cenazeden Sonra
Cenazeden SonraAgatha Christie · Altın Kitaplar · 2020676 okunma
Reklam
240 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
1928-1933 yılları arasında Fransa'da plangeur denilen modern kölelerin ve Londra'daki yersiz yurtsuz berduşların yaşadıkları yoksulluğu anlatıyor. Bu yoksullar düşünmeye vakit bulamayacak biçimde 15-16 saati bulan ve emek sömürecek türden çalışma koşullarına mecbur kalıyorlar. Çoğu insan tarafından hor görülüyorlar ve özsaygılarını yitirmiş bir biçimde yaşıyorlar. Yazar bu insanlara karşı duyulan önyargıların yıkılması gerektiğini vurguluyor. Berduşların işsiz, amaçsız ve ahlaksız birer sarhoş olarak düşünülmesinin temelinde yatan şeyin sistemin onları buna zorladığını bu yüzden bu kişiler için mecliste daha makul ve konfor yaşam standartları sağlanması adına yasa tasarısı hazırlanması gerektiğini belirtiyor.
Paris ve Londra’da Beş Parasız
Paris ve Londra’da Beş ParasızGeorge Orwell · İthaki Yayınları · 20216,4bin okunma
289 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Kung Fu nasıl insanlar arasında fiziksel dövüş sanatı ise Tongue Fu da insanlar arasında sözlü dövüş sanatıdır. Günümüzde etkili iletişim kurabilmek için kitapta bulabileceğiniz birçok faydalı ilkeyle karşılaşacaksınız. Bu ilkeler soyut ve teorik bir şekilde verilmek yerine yazarın kendisinin ve seminerlerine katılan birçok kişinin hayat hikayesine yer verilerek somutlaştırılmıştır. Ayrıca yazar, şair, filozof, profesör, devlet başkanı gibi önemli kişilerin anlamlı sözlerinden yararlanarak ilkeleriyle bütünleştirmiştir. Kitap bir kere okuyup bırakılacak bir kitap değil. İstediğiniz zaman yanınızda bulundurup ve müsait olduğunuzda bir bölüm okuyarak kendinizi tazeleyeceğiniz bir kitap. Şiddetle tavsiye ediyorum.
Tongue Fu
Tongue FuSam Horn · Boyner Yayınları · 20165bin okunma
432 syf.
·
Puan vermedi
Korkuya, endişeye yenilmeyip konfor alanımızdan çıkıp dışarıdaki farklı hayata, aktivitelere atılmazsak değişim ve ilerleme gösteremeyiz. Değişim ve ilerleme gösteremezsek özgüvenimizi kaybetme tehlikesiyle karşılaşabiliriz. Kendimizi sürekli birileriyle kıyaslamaya son vermeliyiz. Bunun yerine onları takdir etmeli ve aynısı kendimiz için de istemeliyiz. Sessiz kalmamız bazı insanların bizi ezebileceklerini düşünmelerine sebep olur. Bu yüzden sessiz kalmayın ve HAKKINIZI SAVUNUN. Gülümseyin. Gülümsemek insanlarla olan iletişiminizi canlandırır ve sağlıklı ilişkiler kurmanızı sağlar. Gülümsediğinizde karşınızdaki kişi sizinle konuştuğunda kendisini rahat ve güvende hisseder.
30 Adımda Özgüven
30 Adımda ÖzgüvenSam Horn · Koridor Yayıncılık · 2013640 okunma
1025 syf.
·
Puan vermedi
Kitabın sayfa sayısının fazla olmasına aldanmayın. Oldukça akıcı ve dili ağır olmayan bir kitap. Karakterlerin dış görünüşleri, ruh halleri, iç hesaplaşmaları, birbirleriyle olan ilişkileri, oturdukları evler, geçtikleri sokaklar ayrıntılı ve basit bir şekilde betimlenmiş. Kitapta tek bir konudan, olaydan ziyade çeşitli konulara değinilmiştir. Üç kardeş olan Ivan, Dmitri ve Aleksey ile babaları olan Fyodor Pavloviç arasında yaşanan olaylar daha çok ön plana çıkmaktadır. Bu kardeşlerin birbirleriyle, babalarıyla, karşılaştıkları insanlar ve arkadaşlarıyla yaşadıkları olayları Dostoyevski dini, felsefi, siyasi, hukuki ve toplumsal açıdan irdelemektedir. Kitapta birçok kısımda Tanrının varlığının şüpheli olması hakkında tartışmalara girmektedir. Yazar, toplumun işlenen bir cinayetin ardından sanık hakkında nasıl bir bakış açısına sahip olduğunu ortaya koymuştur. Bunun yanı sıra üç kardeş ve babası arasında yaşanan olaylardan Rus aile yapısına değinmiştir. Sevgi, kıskançlık, kızgınlık, haksızlığa uğramak, iftiraya maruz kalmak gibi durumlarda karakterlerin nasıl bir psikolojik yapıya büründüğünü ve büründükleri bu psikolojik yapı ile nasıl hareket ettiklerini anlatmıştır.
Karamazov Kardeşler
Karamazov KardeşlerFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202334,7bin okunma
324 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Başkent halkının neredeyse hepsi seçim günü boş oy kullanmıştır. İktidar bunu demokrasiye büyük bir darbe olarak nitelendirip, şehri kendi kaderine terk edip sıkıyönetim ilan etmiştir. İktidar boş oy salgınına karşı çeşitli müdahalelere başvurmuştur. Demokrasinin tekrar canlanması için iktidarın yaptığı yolsuz, hukuki dayanağı olmayan, halkın hak ve özgürlüğüne keyfi bir şekilde karışılan bu müdahalelerin aslında kendisi demokrasiye zarar vermektedir.
Görmek
GörmekJosé Saramago · Kırmızı Kedi Yayınları · 202217,9bin okunma
Reklam
328 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Bir insan ne kadar büyüleyici gözükürse gözüksün, ruhunun derinliklerinde karanlık bir tarafları vardır. İnsan muhteşem görünümüyle, masum ve saf yüzüyle karanlık yönlerini bizden gizleyebilir. Peki ama kendisinden gizleyebilir mi? Ne kadar iyi bir görünüme sahip olursan ol, ne kadar parlak ve ışıltılı görünürsen görün ruhun çürümüş ise yaşamdan nasıl zevk alabilirsin? O yüzüne ve bedenine ihtişamlı güzellik maskeni takıp masumların hayatını mahvedip, hayatın zevklerine boğulup günahlar işlesen de bu bedenine yük olmayacak, utancının yükünü taşıyacak olan ruhun olacak. Dorian Gray'in Portresi romanının özünü ben burada buldum. Hiç yaşlanmayan, gençliğin o güzelliğini taşıyan Dorian Gray, gençliğin verdiği tüm tutkuyla tüm zevkleri ve günahları tatmak ister. Birçok kişiyi hayal kırıklığına uğratır, insanlara zarar verir. Her bir günahında, kibrinde, kendini beğenmişliğinde ruhu solar, yıkılır ve çirkinleşir fakat yüzü ve bedeni tazeliğini yitirmez. Sonsuz gençliğin ve güzelliğin ruhunda meydana getirdiği kederli çöküşle yüzleşmeye cesaret edemez. Dorian Gray bedeninin yaşlanıp iğrenç bir yaratık haline geleceğinden korktu oysa korkması gereken şey ruhunun yaşlanıp bir yaratık haline gelmesi olmalıydı.
Dorian Gray’in Portresi
Dorian Gray’in PortresiOscar Wilde · Koridor Yayıncılık · 201873,2bin okunma
72 syf.
9/10 puan verdi
Franz Kafka'nın çocukluğunda suskun, korkak, özgüvensiz ve sebatsız biri olduğunu bilmiyordum taa ki bu kitabı okuyana kadar. Katı disiplin ve ilkeleri olan bir babanın baskısının Franz Kafka'da çekingenliğe sebep olmasına, onun kendi iç dünyasına kapanıp suçluluk bilincinin doğuşuna sebep olmasına Kafka tarafından babasına yazılan mektupta tanık oluyoruz. Babası tarafından hakarete ve tehdide maruz kalması, sürekli küçümsenmesi ve bir hiç olduğu muamelesi görmesini babasına itiraf ettiğine şahit oluyoruz. Babasının Kafka'ya haşere diye hitap etmesi bana Dönüşüm kitabını anımsattı. Aslında bu kitap bana Kafka'nın okuduğum diğer bütün kitaplarını anımsattı. Kitaplarında umutsuzluk, çaresizlik, dışlanmışlık, kurtuluş mücadelesini ele alması çocukluk ve gençlik dönemlerinde babasının baskıcı, halden anlamayan tavırları ve sürekli hoşnutsuzluğu yüzünden olmuş muhtemelen. Franz Kafka'nın eşsiz kitaplarına belki de babası sayesinde ulaşabiliyoruz. Babayı bir taraftan kınarken diğer taraftan olayların böyle yaşanması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü eğer babanın Kafka'ya davranışları farklı olsaydı Franz Kafka'nın düşünceleri, betimlemeleri, simgeleri ve kurguları olmayacaktı. Eğer baba Kafka'ya karşı sevecen yaklaşsaydı, bu kadar zorba davranmasaydı bence Kafka asıl o zaman bir hiç olacaktı.
Babaya Mektup
Babaya MektupFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202240,5bin okunma
360 syf.
8/10 puan verdi
Sonu tamamlanamamış bir kitap. Bu yüzden bitirdiğimde biraz eksik hissettim. Sonunu çeşitli ihtimallerle tamamlayabiliriz ama Kafka'nın fırsat olsaydı nasıl tamamlayacağını merak ediyorum. Kurgu, olayların akışı, düşünceler, tasvirler olağanüstü bir anlatımla romanda yerini almış. Dava romanında mahkemelerin belirsiz işleyişini daha doğrusu işleyememesi, şeffaf olmamasını Şato romanında bürokrasiye çevirerek incelemiş. Fakat bu romanda Dava romanının tersine olaylar çok farklı seyrediyor. Sadece idarenin belirsiz işleyişi, idareyle ilişki kurulamaması değil insanın yabancı bir yere geldiğinde, belirli tabuları olan bir yere geldiğinde nasıl karşılandığını, iletişime geçmenin nasıl zor olduğunu, şatonun yanında şatoya bağlı insanlara da ulaşmanın nasıl güç olduğunu inanılmaz bir kurguyla anlatmış yazar. Kahramanın ulaşmak istediği şatonun neyi temsil ettiği ise herkes tarafından farklı yorumlanabilir. Genellikle devlet ve bürokrasi olarak yorumlanmış ama tabii Franz Kafka müphem ve daha derinlerde başka anlamlar aranması gereken bir yazar olduğu için farklı yorumlamak da mümkün.
Şato
ŞatoFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20179,9bin okunma
74 syf.
10/10 puan verdi
Toplumun, ailenin ve geleneklerin sizin için çizdiği çerçevenin dışına çıktığınızda nasıl bir tepkiyle karşılaşırsınız? İnsanlar değiştiğinizde, farklı olduğunuzda size karşı nasıl davranırlar? Size böcek muamelesi yapıp yüzlerini mi çevirirler yoksa sizi kabul edip benimserler mi? Alışılmışın dışındakilere saygı duymalı insan. Kafka öyküsünde bunu yalın bir biçimde ifade etmiş.
Dönüşüm
DönüşümFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022223,1bin okunma
224 syf.
9/10 puan verdi
Franz Kafka bu kitapta mahkemelerin şeffaf olmadığı, yasaların yargıçlar dışında kimse tarafından bilinmediği ve bilinmesinin olanaksız olduğu, savunmanın ve davadaki kanıtların hiçbir değerinin bulunmadığı, insanların ne olduğunu hiçbir zaman bilmeyecekleri suçlamalarla itham edilip yargılandığı bir hukuk sistemi inşa ediyor. Kitapta birbirinden kopuk bölümler varmış gibi gözükse de aslında her bölümde bu çürümüş düzene ve bu düzenin etkilerine vurgu vardır.
Dava
DavaFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202153,4bin okunma
240 syf.
10/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Rus yazar tarafından kaleme alınan eser Finlandiya'yı konu edinmektedir. Fin halkının yoksulluktan, kirlilikten, cehaletten, kabalıktan, ayyaşlıktan kurtulması için içlerindeki kıvılcımın nasıl yandığını anlatan bir kitaptır. Bataklıklardan ve kayalıklardan oluşan yoksul Finlandiya'nın halk olarak nasıl yükseldiklerini anlatmaktadır. Bu kitap diğer halklar için tam bir ilham kaynağı.
Beyaz Zambaklar Ülkesinde
Beyaz Zambaklar ÜlkesindeGrigory Petrov · Koridor Yayıncılık · 200799,6bin okunma
Reklam
311 syf.
10/10 puan verdi
16 Mart İstanbul İşgali sonucunda İstanbul'un bulunduğu sosyal durumu anlatan bir kitaptır. İşgal kuvvetleri Afyon hattına kadar ilerlemişken İstanbul'da yaşayan bazı şehvet düşkünü, vatan nedir bilmeyen, ahlak nedir bilmeyen Türkler'in İngiliz, Fransız ve Amerikalılar ile yaşadığı iğrenç eğlencelerini ve sapkınlıklarını anlatıyor. Yazar bu sapkınlıklardan dolayı İstanbul'u Sodom ve Gomore'ye benzetiyor.
Sodom ve Gomore
Sodom ve GomoreYakup Kadri Karaosmanoğlu · İletişim Yayınları · 20154,871 okunma