Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Demlendirici Krem

130 syf.
·
Puan vermedi
Spivak “Madun konuşabilir mi?” makalesinde madun çalışmalarının kadına yaklaşımını sorunlu bulmaktadır. Kitabın girişinde "Hoşgeldiniz" diyerek anlattığı olay ile madunun derdini anlatmadaki çaresizliğine işaret ederken konuşamamasına (talk) değil, söyleyememesine (speak) işaret ettiğini ifade etmektedir. Üstelik bu çaresizliğin, sati geleneğinde olduğu gibi, ölerek sesini duyurma çabasında da değişmediğini ifade etmektedir. Kadının bu ölüm sessizliğine örnek olarak Bhubaneswari Bhaduri’nin intiharını örnek gösterir (Büyükannesinin kızkardeşi). 1926 yılında bağımsızlık yanlısı politik bir örgütte yer alan Bhaduri kendini asarak intihar eder. Uzunca bir süre bu intiharın bir aşk intiharı ve Bahduri’nin hamile olduğu için intihar ettiği düşünüldü. Fakat Bahduri’nin intiharının gerçek iç yüzü, o dönemde hamile olmadığı, düzenli adet görmeye devam ettiği, bu intiharı kendisine verilen suikast eylemini gerçekleştiremediği için işlediği, ancak bir on yıl sonra ortaya çıktı. Aslında Bhubaneswari bu intiharın bir aşk ya da gayr-i meşru bir hamilelikten olmadığını ıspatlamak için adet dönemini beklemiştir. Ama buna rağmen sesini duyuramamıştır (evet kitap bu şiddetli olayın anlatımı ile başlıyor). Spivak bu örnek üzerinden kadın madunun sadece söyleme yeteneğinden yoksun olmadığını, bu yoksunluğa rağmen söylediğinde dahi duyulmadığını ya da okunmadığını belirtir. ümitsiz tablo aslında “söz”ün neredeyse tamamıyla iktidarın tahakkümünde olmasından kaynaklandığını anlatmaktadır kitap.
Madun Konuşabilir mi?
Madun Konuşabilir mi?Gayatri Chakravorty Spivak · Dipnot Yayıncılık · 201639 okunma
Reklam
340 syf.
7/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Kitabın yarısını okumuş bulunmaktayım. Bu ilk yarı kısımda konu işleyişi bakımından Edward Said' in kitabının yeniden tasnif edilip, yeni açıklayıcı başlıklar eklenerek ve yeni dokumanlarlada bazı bölümleri genişletilerek yurdumuz insanına sunulduğunu görmekteyiz. Said'in o sıkıcı ve kasvetli Oryantalizm kitabına nisbet yaparcasına daha bir rahat okunup anlaması çok daha kolay olmakta. Tabi bunları söylerken en nihayetinde oryantaliz konusuna olan aşinalığımdan yola çıkarak söylemiş bulunmaktayım. Kitap Oryantalizmin oluşumunu gelişimini ve bu gelişme ile birlikte oluşan sömürgeci gücü ele almakta ve buna bağlı olarak Avrupamerkezci bakış açısıyla tarih yazımının ya da sömürge yönetiminin nasıl yapıldığını aktarmakta. Bu kitabı okumadan önce Yücel Bulut'un oryantalizmin kısa tarihi adlı kitabı okursanız bu kitaptan alacağınız verim artacaktır. Bu kitabı okuduktan sonra da Edward W. Said'in Oryantalizm kitabını okursanız kitabı anlamanız, kavramlara olan aşinalığınızdan dolayı daha verimli olacaktır. Yine bu kitaptan sonra "Hayali Doğu" kitabını okumanızı tavsiye edebilirim.
Batı’nın Doğu’su
Batı’nın Doğu’suYüksel Kanar · Mahya Yayınları · 20163 okunma
373 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Ben tez halini indirip okumuştum ve okuduktan sonra böyle ciddi tezleri basacak KİTAPEVİ isimli yayınevine de kitabı tavsiye edecektim "bu kitabı yayınlarsanız, sizden çıkması yayınevine yakışır" diye. Lakin baktığım tezlerin kaynakçalarını incelerken gördüm ki KİTAPEVİ değil de Kitap Yayınevi basmış. Adından da anlaşıldığı gibi kitap
İmparatorluğun Açlıkla İmtihanı
İmparatorluğun Açlıkla İmtihanıZafer Karademir · Kitap Yayınevi · 20147 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
248 syf.
3/10 puan verdi
·
56 günde okudu
Kitabı daha bitirmedim ama yarıyı da geçmiş durumdayım. Sürekli kafka çay evi, kafka dergisi, kafka aşağı kafka yukarı ... Adını duyduğum için aldım okumaya koyuldum ama ben pek parlak bir şey bulamadım. Bir olay örgüsü anlatıyor ama kuru, sizi sadece dışarıda bırakıp izleyici olarak tutuyor. Ne dostoyevski gibi içeriden kuşatan bir yanına rastladım insana dair, ne de tolstoy gibi bir cemiyetin güçlü tasvirlerini görebildim. Sanki canı sıkılmışda kendisi için bir şeyler yazmış bir adam gibi geldi bana. Okuduğum yere kadar umursamaz bir adam ve az sayıdaki kadın karakterlerin sürekli romanın kahramanına yanlayışları da cabası. Belki bir şeması, insana, hayata, doğaya vb.. şekilde tasnif edilmiş bir düşünce göremesem de yazma kısmında maharetliymiş. Kitap saki örgüt yapısı anlatıyor gibi. Not; umarım diğer yarıda kanaatlerimi değiştirecek bir şeylere rastlarım ve yanıldım diye de buraya yazarım. Not 2; kitabı bitirdim. Okumak hususunda bana bir şey katmadı diyebilirim. Hatta kitaba verdiğim paraya da üzüldüm. Roman yazmanın bir matematiği bir sistemi varsa şayet kafka bunu biliyormuş.
Dava
DavaFranz Kafka · Can Yayınları · 202053,4bin okunma
319 syf.
·
Puan vermedi
Planlanan sekliyle on bir kitaplık ve yaklaşık altı bin sayfalık serinin ilk kitabidir. Yazılış amacı ve maksadı batıyı tanımaya yardımcı olmak. Yardımcı olmak diyorum çünkü Alev hanım; yaşım 75 ve bildiklerimi size aktarmak için, nasihatname şeklinde isim verip bu kitabı yazmış bulunmaktayım demekte mealen... özelde Amerika genelde ise bu Amerika'yı doğuranları, batıyı anlatmakta. Rahat okunan ve parça makalelerden olusmakta, tıpkı bir zincir gibi. Parça makaleler fakat bir bütünlüğü oluşuyor okudukca. İlk kitabın üçte birlik kısmını okumuş bulunmaktayım ve rahatsız edici tek şey "yavrum/yavrucum..." kelimesi veya türevlerini kullanmış olması. Bunun haricinde sosyal bilimlerden herhangi biriyle meşgul olan bireylerin okuyup, edindikleri bilgilerin kaynağındaki durumu ve nasıl bir ortamda üretildiğini anlamaya yardımcı olacaktır kanaatindeyim. Bu kitabı okuyacak olanlara tavsiye olarak; - said - oryantalizm (Metis) - nikolay turbeskoy - Avrupa ve beseriyet (küre) - yüksel Kanar - Batı'nın dogusu (mahya) - Teoman Duralı- İngiliz Yahudi medeniyetinin doğuşu (dergah) - Martin bernal - kara atena (kaynak) Kitaplarını da tavsiye ederim.
Fesüphanallah!
Fesüphanallah!Alev Alatlı · Turkuvaz Kitap · 2019418 okunma
Reklam
348 syf.
7/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Zorba, hayatın türlü türlü sıkıntılarını çekmiş ve bu şekilde pişmiş bir kişi olduğundan dolayı olaylara verdiği tepkiler canlı kanlı bir şekilde karşısına çıkıyor anlaticinin. E bu kadar derdin tasanın ardından da dili alaycılaşıyor, muzipleşiyor. Kitap, Zorba karakterinin hayatına bizi şahit kıldığı için anlatımın sonunda sevdiriyor kendisini. Okuyan çok kimseyi mutlu kılan da samimi oluşu. Zaten hayatın türlü türlü sınamaları ile karşılaşmış bir kişi bir süre sonra basitlikten dolayı ucuz insanı tavırlardan sakınır (Yalan söylemek vb tavırlar). Bundan dolayıdır ki bu samimi abimizi tanıyan herkes böyle bir arkadaşım olsun ister tabi. . . Adam iyidi hostu güzeldi ama sapık bir hal mevcut. Kitap içinde türlü türlü ahlaksız tavırlarından dolayı Platon' nun devletinde tam da sürgün yiyecek kimselerdendir sevgili yazarımız. Kuru ekmek gibi olan sineklerin tanrısı kitabından sonra simit, peynir, zeytin domates çay kıvamında lezzetli bir okuma oldu.
Zorba
ZorbaNikos Kazancakis · Can Yayınları · 202016bin okunma
261 syf.
5/10 puan verdi
·
21 günde okudu
Kitap çok meşhur, insanlığa söylediği ne var ne yok diye okumak istedim, okudum ve hayal kırıklığına uğradım. Sizi karşısına alıyor ve anlatıyor evet ama o kadar. İnsanlar kötülüklerini kendileriyle beraber taşıyor, adadaki çocuklar da kötülüklerini adım adım nasıl keşfediyor onu bize sunmakta yazar abimiz. Kitaba dair hoşuma giden şey ise kitabın sonunda kitabın tercumanı tarafından yapılan kitap hakkındaki değerlendirme oldu. Bu tür bir makale ile kitaba dair bir giriş metni de kaleme alınsaydı daha da güzel olurdu. Umarım bu şekilde kitap basmayı diğer yayıncılar da adet edinir ki şu sıralar iletişim yayınlarının romanlarında bu tür şeylerin yapıldığını görmekteyiz. Kitabı aldınız okumak istiyorsunuz ama beğenmediniz veya sıkıldınız, en sonundaki yaklaşık on sayfalık makaleyi okuyarak kitaba dair fikrinizi rahatlıkla oluşturabilirsiniz. Yazarın insan, hayat, ölüm, din... vb gibi konularda arka planının zayıf kaldığı kanaatindeyim, bunu da kitaptaki o kuru anlatımdan dolayı söylüyorum. Ya da kitabı sevmediğim için sevmememe gerekçeler de oluşturuyor olabilirim. Nobel edebiyat ölünün de bu kitap için çok olduğunu düşünüyorum. Rahmetli Cemil Meriç'in nobel ödülü ile ilgili o konuşması ile bir kez daha ona da bu vesile ile rahmet okuyorum, konuşması; youtube.com/watch?v=cK0rwVx...
Sineklerin Tanrısı
Sineklerin TanrısıWilliam Golding · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202080,4bin okunma
276 syf.
·
Puan vermedi
·
39 günde okudu
eğitim konusunda, zorunlu eğitimin insanların hayatlarına, para babaları tarafından nasıl kademeli olarak sokulduğunu ve bunu yaparken de üniversitelerden nasıl ve ne şekilde yararlanıldığına dair bilgilenmenizi sağlayan bir kitap. temel olarak da zorunlu eğitim ile birlikte insanların nasıl çocuksu kalması için çaba harcanıldığını, üniversite
Eğitim: Bir Kitle İmha Silahı
Eğitim: Bir Kitle İmha SilahıJohn Taylor Gatto · Edam Yayıncılık · 20171,238 okunma
112 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Bir insanın, içinde yaşadığı toplum tarafından nasıl katledilebileceĝini anlatıyor. Sorumluluk duygusunun ne olduğuna dair çarpıcı örnekler veriyor, melela belediye başkanının eğlence için randevu almaya gidişi gibi. Görevi ertelemek bir cana mal oldu... Kitap size; sonu belli olan bir cinayetin olayın nasıl bu hale geldiğini aktarmakta.
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202177,9bin okunma
204 syf.
3/10 puan verdi
Orhan Pamuk kitaplarından daha önce hiç okumuşluğum yok, herhangi bir önyargı ile de okumadım kitabı ve sadece kitap ne anlatıyor diye baktım. Pek bir şey anlattığını da göremedim. Meslek olarak roman yazan bir kimsenin mesleğine olan saygısı kitapta görünüyor. Gayet de muntazam bir şekilde hikaye işlenmiş, çok satan ucuz yollu romanlar gibi değil burası aşikar ama romanın içinde bir tefekkür seması bulunmamakta. Açık olmak gerekirse kitap kendini okutuyor ama bir şey vermiyor diyebilirim. Kitabın konusu ise babası tarafından terk edilmiş bir kadın ve oğlunun üzerinden artık kaybolmaya yüz tutmuş bir meslek olan kuyu kazıcısı bir adamın yanına çırak olarak bir ay çalışan ve tıpkı modernite ile biten usta çırak ilişkisinin kaybolduğu bu atmosfer içinde baba figürü olarak hayatın merkezine ilk defa onunla ilgi ve alaka gösteren bir adamı yani ustasını koyan bir çocuğun yıllar boyunca bu etki ile yaşaması üzerinden kurgulanmış. Doğuya ait katil baba ve batıya ait katil oğul üzerinden kitap kendisini göstermekte. Kitabı birisine tavsiye edermiyim? Açıkcası etmem. Nakit kaybı olarak görmekteyim vakit kaybı diyemem pek, en kötü roman işciliği görünmekte romanda. Ama bu işcilik beni alakadar etmez diyorsanız hiç bulaşmayın. Bu kitabı okuduktan sonra da isime aldanmamak gerektiğini ve adam ne söylemiş deyip sözün tartılması gerektiğini bir kez daha tecrübe ettim.
Kırmızı Saçlı Kadın
Kırmızı Saçlı KadınOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 201950,4bin okunma
Reklam
96 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Kitap birinci dünya savaşı sonrası İstanbul halkının iaşe temini noktasında sıkıntılı olan günlerine ışık tutmakta. Koca bir şehrin halkının ekmek ve benzeri temel gıda maddelerinin temini noktasında nasıl sıkıntı çekildiğini, kısa yoldan zenginleşmek isteyen tüccar takımının dalaveresini, bürokrasinin işleri nasıl tıkadığını, memur kesiminin
İaşe'de Kırkbeş Gün
İaşe'de Kırkbeş GünCüneyd Okay · Doğu Kitabevi · 20141 okunma
469 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Kitabı okuyunca sanki misyonerliği Osmanlı nüfusundaki hristiyanlar için yapıldığını görüyorsunuz. Bağlı bulunduğu misyonerlik teşkilatı ile aralarının açılmasına sebep olan mevzular; Bebek ilahiyat okuluna bağlı fırın, ve atölyeler kurmuş olması. Her ne kadar bu sisteme karşı çıkılsa bile kendisinden sonra kurulacak bir çok okulun bu şekilde gelir getirecek yapılanmalara gitmiş olmaları. Bugün Hamlin'in kurduğu fırın ile birlikte Kırım savaşı süresince İngiliz birliklerine ekmek satışı sonrasında onlarla kahve ticareti, çamaşırların yıkanması için hizmet vermesi, esir Rus askerlerinin gıda maddesi tedariklerini sağlaması ile elde ettiği yüksek meblağlar ile Tekirdağ, Bursa gibi şehirlere yapılan kiliselerin finansmanı olmuştur. Hatırat bu bakımdan kıymetlidir. Kitap içinde özellikle Ermeni cemaatinin protestan olan vatandaşları nasıl da bir anda sistemlerinin dışına attıklarına ve zengin olan bu ermenilerin çok çabuk fakirleştiklerine şahit kılınıyorsunuz. Özellikle bu örgütlü yapının Hamlin'e uzun bir müddet aramice öğrenme imkanlarının ortadan kaldırdığına da şahitlik ediyorsunuz.
Robert Kolej Uğrunda Bir Ömür
Robert Kolej Uğrunda Bir ÖmürCyrus Hamlin · Dergah Yayınları · 201218 okunma
208 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
Esasında sanat nedir? suali ile açılması gereken mevzunun cevaplarının verilmedi takdirde nerelere nasıl yansımaları olduğunu, işin cılkının nasıl çıkabileceğini anlantan bir kitap. Ben ön okuma için aldım ve okuyorum. Gene ayrıntı yayınları'nın sanat ve kuram serisinden çıkan "sanatın icadı" isimli kitaba başlamadan evvel yumuşak bir geçiş olsun diye. Kitabı alıp okumaya başlayınca yazarın dilinin inceden inceye nasıl mizah ve ironi yüklü olduğunu görmye başlıyorsunuz. zaten giriş kısmının başlığı: SANAT DİYETİ YAPIN. hal böyle olunca iç sayfalarda da bu iğneleyici anlatım biçimi devam etmekte. Kitabın içinde ne var? Kitap sanat ve sanatçı denilen kavram ve kişiler üzerinden bu piyasanın nasıl döndüğünü, galericileri (hamiler) ya da müzayede evleri üzerinden alış-veriş kısımlarına değinerek pahalı zevklerin parası olanlar arasındaki entrikaların, dolandırıcılığın anlatıldığı ya da temas edildiği bir kitap. Bu işin de bir piyasası var ve bu piyasada da spekilatörler iş görmekte, onların çalışma biçimlerine temas ediyor. Özellikle günümüzde bu işin nasıl cılkının çıktığını, tüketim nesnesi olarak nasıl üretilip tüketildiğini bazen sanat adı altında paranın paraların nasıl aklandığını, sanat sayesinde itibarın nasıl düzeltildiğine ya da işte sanatçı adı ön eki ile kimlerin insanlara nasıl kakalandığına şahit oluyorsunuz. Esasında çok uzaklarda da kendinize örnek aramayın, televizyonu açtığınızda bu örnekleri her an görmekteyiz. Leyla ile Mecnun da (hırsız) Yavuz abiye mesleğini soranlara "Performans sanatçısıyım" dediğini hatırlamakta fayda var...
Bunu Ben De Yaparım!
Bunu Ben De Yaparım!Steen T. Kittl · Ayrıntı Yayınları · 201272 okunma
136 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Yaşlı bir adam karşısına bir genci almış ve karşılıklı sohbet ediyorlar. Konuşma mevzuları da insan. Aslında her düşünüyorum diyen insanın cevap vermesi gereken konulardan birisi bu mevzu. Kitap mevzuyu nihayetine erdime zamanlarında insanı bir makina olarak tanımlamakta. Aslında makina derken de onun kendine ait bir iradesi olmadığına vurgu yapmakta, ve yapıp ettiklerinin hepsinin de dışarıdan bir etki ile yapıldığını söylemekte. Kitabın sırtını dayadığı en büyük mesnet; sebep ilkesi. Yani bir şey oluyor ise bunun bir sebebi vardır. Bundan dolayı da insanın soylu davranışlarına ait dediğimiz her şey kendini huzurlu kılacak bir seçim olduğunu anlatmakta. Mesela bir yangında kendini ateşin içine atarak kişiyi kurtaran kişinin bu soylu tercihini; çünkü başka türlü davranarak huzur bulamazdı, diyerek anlatmakta. Kitapta bu aşırı uçtan örneği bizim sıradan davranışlarımızı da kapsayacak bir uç örnek olması için vermiştir. Anlatım olarak da platon'un diyalog yöntemi kullanılmış. Bu tür kitaplar da dertlerini en kolay böyle anlatmakta. Mevzu, mevzuyu açıcak ve soru soracak bir veya birkaç kişi yanında da mevzuyu bilen ve açıklayacak kişi. Yani kitabın, okuyucunun sorularını önceden sorup ona dair izahlar yapması gerekmekte. Kitap; "ben kimim?" gibi kendisi ile varlık ile zihni meşgul olan, bunlara dair izahlar getirme çabasında bulunanlara fayda verir, diğer okuyucular için ise huzur kaçırıcı, yok artık dedirtici, rahatsızlık verici soğuk bir metin olarak zihinlerinde yer eder.
İnsan Nedir?
İnsan Nedir?Mark Twain · Dedalus Kitap · 201815,1bin okunma
·
Puan vermedi
HÜSEYİN ÜTÜN VE APARTMAN SAKİNİ Şehirlerin üzerine sadece güneşler doğmaz, yağmurlar yıkamaz sadece kaldırımları. Uzak ormanların sisleri yayılır bazen üzerimize, binalar korkudan, karanlıklardan, hayallerden suretler giyer. Nasıl ki dolunay yalnızca kurtların dikkatini çekerse, böyle manzaralar da içimizden yalnız "kalabalıktan
Apartman Sakini
Apartman SakiniHüseyin Ütün · Litera Yayıncılık · 201732 okunma
99 syf.
·
Puan vermedi
kitap lucilius'un stoa felsefesinin genel öğütlerini benimseyerek aklına yatmayan ve " iyi de benim güzel abim hepsi hoş güzel de niye iyi insanların başlarına kötü şeyler geliyor?" sualinin üzerine seneca tarafından cevap verilmesi neticesinde oluşmuş yani bize kitap olarak miras olmuş. esasta lucilius abimize yazılan bu mektup önce
Tanrısal Öngörü
Tanrısal ÖngörüSeneca · Alfa Yayınları · 2017706 okunma
Reklam
72 syf.
·
Puan vermedi
Akaki Akakiyeviç, bir garip adam. Her şeyin güzelleştiği bir anda her şeyin tekraryıkılması, elde hiçbir şey kalmayışı. . . Hayatını bilmediğimiz sıradan insanların hayatlarını küçük şeylerin nasıl değiştirdiğini veya onlara yapılan küçük bir iyiliğin nasıl hayatına tesir ettiğini gösteriyor. Sadece bu değil, küçük insanın işgal etmemesi gereken makamları işgal edince de nasıl bir düzensizliğin de olduğunu göseriyor. Bürokrasi içerisinde mühim bir adamın nasıl bir iş yaptığını ya da yapmadığını göstermekte. Mühim adam? Yani torpil döndürmeye yarayan bizim tabirle "dayı". Kitaptaki isimlerinin yerlerini kaldırarak ahmet mehmet koyun bize de her türlü gider hikaye, yazılan rus bürokrasi içindi bizim bürokrasi için de geçerli, muhtemeldir ki Fransa ve Abd için de geçerli bir durumdur. Kitapta adamdan geriye kalanlar anlatılırken bir kaç kopmuş pantolon düğmesi deyince bana tebessüm ettirdi, sefaletin ve bir şeylere, ufak küçük bile olsa nasıl sahip çıkıldığının da gösterilmesiydi bu ufak ve gözden kaçması muhtemel şeyler.
Palto
PaltoNikolay Gogol · Tutku Yayınevi · 201737bin okunma
336 syf.
7/10 puan verdi
Bakabiliyorsan; Gör Görebiliyorsan; Gözle Kitap bu epigraf ile başlıyor, kitaba çok iyi oturmuş diyebilirim. Romancıların en sevilmeyen taraflarından birisi yer yer takındıkları vaaz verir tavırlardır. Bu kitapta da bunlar beni kitabı bırakma yönünde teşvik ettiysede bırakmadan bitiriverdim. Beklentimin altında kaldı benim için. Sebebi de şu;
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022104bin okunma
320 syf.
·
Puan vermedi
·
25 günde okudu
Kitap adından da anlaşılacağı gibi Mc Donald's üzerinden bayilik dağıtan ve bunun da dünyanın her yerinde aynı olmasına özen göstererek yapan, bununla da kalmayarak Fordist üretim tarzının getirdiği üretim bandı ile ilişki kurarak üretimin fast food sektöründe nasıl kullanıldığını ve geliştirildiğini anlatmakta. Sonrasında ise onu takip eden diğer kuruluşlardan bahsetmekte ve nasıl kullanıldığını anlatmakta. Mesela alışveriş merkezlerinin mantığını anlatmakta ya da evde kullanılan mikrodalga fırının nasıl bir amaca hizmet ettiğini görmemize yardım etmekte. Yani evde, eğlence dünyasında, spor dünyasında bunun nasıl kullanıldığının yanında bir hastanenin dahi bu şekilde dizayn edildiğini anlatmakta kitap. Bütün bunların oturduğu zemin ise Weber'in bürokrasi için kurduğu tanımlama biçimleri. Kitap bu konular üzerine hiç düşünmemiş olanlar için bir basamak, düşünmüş olanlar için ise farklı şeyleri görmelerine yardımcı gibi. Kitabı okuduktan sonra alış-veriş merkezinde buluşmak belki rahatsızlık verebilir ya da yemek yemek isteyince burger king gibi bir yere gitmemeyi zihninize işlemiş olabilir. Alışveriş için bazen mahalle bakkalını tercihler arasına sokabilir. Kahraman (Erdal) bakkal süper markete karşı.
Toplumun Mcdonaldlaştırılması
Toplumun McdonaldlaştırılmasıGeorge Ritzer · Ayrıntı Yayınları · 2021648 okunma
165 syf.
·
Puan vermedi
Sömürgeci; bu durumdan kacabilmek için m ineralleșmelidir, kaya gibi geçirimsiz, ve duyarsız bir kıvamda olmalıdır. Kısacası, kendini de insanlıktan çıkarmalıdır. Jean- Paul Sarre Paris, 1957 (Kitap için yazdığı önsözden) Kitap: bu minarelleşmeyi ve geçirimsizliği anlatmakta. Şayet Cezayir veya herhangi bir Fransa sömürgesine gittiyseniz, kitapta anlatılanların sosyal hayat içerisinde hala nasıl işlediğini de görüp anlayabilme fırsatını elde etmiş olursunuz. Fanon'un kitabı, avrupa ve beşeriyet isimli kitaplar ile berber oryantaliz'mi de bir araya getirip okunduğunda güzel zemin oluşturmakta.
Sömürgecinin Portresi Sömürgeleştirilenin Portresi
Sömürgecinin Portresi Sömürgeleştirilenin PortresiAlbert Memmi · Versus Yayınevi · 201468 okunma
·
Puan vermedi
"Dostlarım, babam burada olsaydı, ona güvenirdiniz. Bana gelince, ben alt tarafı bir çocuğum, ama cesaretimle sizlere komuta etmeye layık olduğumu göstereceğim. İlerlediğim zaman beni takip edin, ölürsem intikamımı alın, eğer geri dönersem beni öldürün." --- 21 yaşında, savaşta gösterdiği cesaretten dolayı 13 Nİsan 1973'te 4000 köylünün ısrarı ile Vendee ordusunun başkumandanı tayin edildiğinde emrindeki askerlere böyle seslenmişti Henri de la Rochejaquelein. Cumhuriyet orduları Vendee'yi ellerinde tutabilmek için ormanlarını yaktı, yiyeceklerini zehirledi, suda boğdukları, kurşun, süngü, giyotin, kılıç, tüfek dipçiği... ile nüfusnun %20'si ile %40 arasında insanı yok ettiği yerdir. Kendi halkına, kendi dilini konuştuğu, kültürünü paylaştığı insanlara bunları yapmayı reva görenler sömürgelerdeki halklarına neler yapmıştır? Kitaptaki önsözden çıkardıklarım bunlardıiçinde hangi acılar hangi gözyaşları var okuyunca ben de göreceğim.
İhtilalin Gölgesindeki Soykırım: Vendee Savaşı
İhtilalin Gölgesindeki Soykırım: Vendee SavaşıMarie Louise Victoire de Donnissan · Kitabevi Yayıncılık · 20172 okunma
479 syf.
·
Puan vermedi
Var olan kentsel dönüşüm mitinin ilk örneklerinin görüldüğü yer olan Paris panaroması çiziyor yazar. Bir yandan şehrin içinden uzaklaştırılan fakir halk ve bir yandan da şehrin en güzel yerlerine yerleşmeye başlayan sermaye. Bütün bunların yarattığı bir de sosyal gerilim var tabiki. İşte bu gerilimi de en çok romanlardan okuyoruz. Victor Hugo'nun sefilleri kitabını okuyunca neden bir kanalizasyon tasfir edişini, şehrin içindeki bu gerilimin insanları nasıl etkilediğini görüyoruz ya da diğer Paris aşığı yazarların bunu neden yaptığını. Kitap Paris'in başına getirilen bir mimarın şehri nasıl dönüştürdüğünü anlatıyor. Bugün bizim için önemli çünkü İstanbul benzer bir durum ile karşı karşıya ve sanki bu durumdan hiç örnek almadan o trene binmiş gidiyor. Sanayi devrimi sonrası, ihtilal devrimi sonrası şehrin artan nüfusu ve bunu karşılamak için yeni yollar, yeni raylı sistemler, park ve bahçeler, banliyoların oluşumu... Bunları resmini çizerek zihninizde bir resmi tamamlamanıza yardımcı oluyor. Şehircilik, kentleşme vb konular ile alakadar iseniz ve hatta meraklısı iseniz okumanızı tavsiye ederim.
Paris, Modernitenin Başkenti
Paris, Modernitenin BaşkentiDavid Harvey · Sel Yayınları · 201216 okunma
Reklam
476 syf.
·
Puan vermedi
Merkeze ABD alınarak (doğal olarak) iktidarın nasıl çalıştığına, nasıl propaganda yaptığına, insanları nasıl bir düşünceden diğerine sürüklediğine, Pentegon'nun işlevine, verilen vergilerin nasıl nasıl harcandığına... gibi mevzular üzerine zihin açıcı bir okuma yapabilirsiniz. Kitap mülakatlar şeklinde olduğu için çok tekrar mesele anlatımı var ve bu bazen insanı sıkabiliyor ama buna aldanarak kitabı bırakmayın ve okumaya devam edin. Kitanı okuduktan sonra da oturup kendi halimizi gözden geçirerek, işleyen sisteme dair güzel ipuçları yakalamanıza yardımcı ooluyor. Haber sunumundan tutun da polisin gösteriye müdahalesine... Kitap benim için çok faydalı oldu, pratik siyasetin işleyişine dairr, bu nedenle de okuma yapak isteyenlere tavsiye ediyorum.
İktidarı Anlamak
İktidarı AnlamakNoam Chomsky · BGST · 201050 okunma
·
Puan vermedi
şayet yazarın diline aşina iseniz kitap için öne sürdüğü tezleri diğer kitaplarında sürekli dile getirip sunumunu yapmakta. Bu kitabı ile yazar önce tezine dair iskeleti ortaya koyuyor ve devam bölümlerinde de bunları örneklendiriyor. Bir kitabın telif mantığı tam da bu kitaptaki gibi olmalı aslında. Tezini sun ve örneklerini ver. Yazar örnekleri diğer kitaplarında da kullandığı için benim adıma çok tekrar hep tekrar gibi duruma geldi, bu nedenle tezini okuyup anladım, ileri safyafaları biraz inceledikten sonra okumam bana çok bir şey katmayacağı için bıraktım, siz okuyunca size faydalı olması mümkün, o yüzden siz kitabı okumayı bırakmayın derin. Rızanın imalatı ile kastedilen şey ise; yazılı veya görsel medya aracılığı ile üretilen propaganda. Bütün bu sektörlerin nasıl birbirleri ile bağlı olduğu, bir arada neden uyumlu bir şekilde çalışması gerektiği, çalışmaz ise sonunun ne olacağına dair fikir edinmenizi sağlayacaktır.
Rızanın İmalatı
Rızanın İmalatıNoam Chomsky · Bgst Yayınları · 2021108 okunma
637 syf.
·
Puan vermedi
vicdanın insanı kuşatarak her bir şeyi karşısına alışının resmidir diriliş romanı. niye vicdan? çünkü insan vicdanı tarafından kuşatılmaya başladıktan sonra onun sorularını erteleyebilir ama sorulardan kaçamaz. dmitriy karakteri de vicdanının seline kapılarak molova'ya ettiğinin kuşatılmışlığını yaşamaya başlıyor. bir kere barajın seti yıkıldığı için de devamı köylülere topraklarını bağışlama, malını mülkünü terk etmeye doğru bir seyir izler hale getiriyor bu yıkılma. esasında tolstoy roman yazmayı bıraktığı zamanlar içinde bu romanı yazmıştır. olgunluk zamanlarının rafine örneklerindendir bu roman. tespitleri dünyayı yorumlayış biçimi yılların verdiği birikimin, bir dehanın kaleminden çıkışıdır. bu nedenlerden dolayıda kıymetlidir bu roman(en azından benim için). lenin boşuna tolstoy'a ''rus devriminin aynası'' demiyordu. demiyordu çünkü romandan o ayak sesleri görünüyordu. Kitap her şeye rağmen bana göre son iki üç sayfadaki incil alıntısı için ete kemiğe bürünmüş gibi. Okunan şeylerin tesir bırakması için hayatına şahit olmak gerek bir bakıma. İşte roman bize bunu sağlıyor.
Diriliş
DirilişLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202117,3bin okunma
304 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Diğer inciller gibi Hz İsa'nin hayatından kesitler sunmakta. Öyle şeyler yazılı ki bir peygamber böyle bir söz söyler demek durumunda kalıyorsunuz. ... ey kardeş, babamız İlya'nın Allah'ı arayan yalnızca kendini ayıplasın... ... iyilik iyi olmak için gereklilikten azade olmalıdır?.. Petrus karşılık verdi: kardeşimi kaç kere bağışlamalıyım ey muallim? İsa cevap verdi: onun seni kaç kez bağışlamasını istiyorsan, o kadar. Gibi cümleler ile bigane kalkınamayacak mevzuları içeriyor. Arzda bizimle ama toprağın kirini bizim gibi kabul etmeyen bir insanın hayatından kesitler sunuyor.
Barnabas İncili
Barnabas İnciliKolektif · Elif Kitabevi · 2016262 okunma
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitap; insan nedir? Hayat nedir? Varlık nedir? vb. Soruların cevapları üzerine ses kayıtlarından hazırlanmıştır. Birbirini tekrar eden çok mesele ile karşılaşacaksınız bu sebepten dolayı. Zihninizde bu türden sorulara bir cevap arayışı veya verdiğiniz cevaplar var ise kitaptan istifadeniz de ona bağlı olarak yüksek olacaktır. Kitabın ismi de içeriğine uygun yani "ben O'yum". "Ben" kelimesi ile kastedilen mana ise kitabın içinde geçmekte, özetle tüm varlık kastedilmekte. Şayet varlık yokluk gibi meseleler hakkında düşünüyor ve kitabı okumak konusunda bir tereddüt yaşıyorsanız, bırakın kuşkunuzu bir kenara ve bir bilgenin iç tutarlılık içindeki bu konuşmalarına sizde şahit olun. Hatta mümkün mertebe sorulan sorulari siz de üzerinize alıp cevap vermeye çalışın.
Ben O'yum
Ben O'yumSri Nisargadatta Maharaj · Akaşa Yayınları · 2015197 okunma