İnsanoğlu kendisinin ve etrafındakilerinin öleceğini bildiği halde hiçbir zaman ölümü kabullenmez ve hep ölüme hazırlıksız yakalanır.
Varlığını bu kadar iyi bilip de gerçekleştiğinde hep isyan ettiğimiz başka bir olgu, olay var mı şu yeryüzünde?
Evet, ölüm hep acıdır. Hiç gerçekleşsin istemeyiz fakat hayat bizi biraz yorduğunda, yükler bizi biraz aştığında da intiharı düşünüp kendimizi ölümün kollarına atarız ve bir an önce ölüme kavuşup kurtulmak isteriz. O durumda bile hep tereddüt ederiz çünkü ölüm bizim için sadece koskoca bir karanlıktır. Ne olacağını bilmiyoruz, her ne kadar dinler ve kutsal kitaplar ölüm sonrasında ne olacağını açıklasa da .
Ölmek istemeyiz, Gılgameş Destanı’nda olduğu gibi aslında bir sonsuz yaşam peşindeyiz. Halbuki sonsuz yaşamın bize getireceği sonuçların da farkında değilizdir. Ölümün çoğu zaman kurtuluş olduğunu unuturuz.
Gelelim Jose Saramago’ya. Yazarımız Körlük romanında olduğu gibi olağanüstü bir durum karşısında insanların tepkilerini, yaşanan olumsuz durumda bile nasıl davranabileceğini, neler yapabileceğini anlatıyor. Evet birdenbire ölüm ortadan kalkarsa ne olur?
Tabi insanlar ilk başta mutlu olur ancak sonrasında bunun bir felakete dönüşeceğiniz farkında olmadan. Kitapta olağanüstü olaylar gerçekleşiyordu. Ölümün ortadan kalkması, sonradan ölümün insan gibi ete kemiğe bürünmesi.
Konu itibariyle güzel bir kitaptı. Farklı bir konu isterseniz zevkle okuyabileceğiniz bir kitap. Tabi beklentileri çok yüksek tutmadan.
Bir şans verebilirsiniz...