Küb.

Küb.
@Okudumanladm
Merdivenleri üçer beşer inmenin sevinci yok içimde
Türkçe öğretmeni-MEB
86 okur puanı
Ocak 2023 tarihinde katıldı
269 syf.
·
Puan vermedi
Latin Amerika edebiyatının önemli yazarlarından biri olan “ Machado De Asus”e ait olan bu eser otobiyografik esintileri yoğun olarak barındıran ancak tam olarak otobiyografi sınıfına koyamayacağımız türden bir eser . . Çünkü otobiyografi yazmak için hayatta olmak gerekir ölmüş birinin hayatını yazabildiği nerde görülmüş ? İşte kitabın kurgusal yönü buradan geliyor . .Kitaba ilk başladığımda korkunç bir tarafı olacağını düşündüm fakat öyle olmadı .Yer yer güldüm yer yer hüzünlendim. Ancak ölmüş birinin hayatını anlatış şekli ancak bu kadar nesnel olabilirdi dedirtti . Belki biz yazsak daha dramatik şeyler çıkardı ortaya çünkü “ölüm mü yaşamak mı ?” diye sorsak yaşamak her türlü zorluğu içinde barındırsa da yine de “ yaşamak “derdik diye düşünüyorum. Hal böyle olunca yaşama duyulan özlem ve yok olup gitmenin verdiği hüzünle duygusallık yoğun olurdu. . Bir ölünün ağzından okuduğumuz bu eser kişinin hiçbir şeyden çekinmeden ,küçük hesaplar yapmadan yazdığı içsel bir çözümleme ve hayatı olduğu gibi aktarma çabasının ürünüdür . .Okuyucuyu da işin içine dahil etmesi zaman zaman onun adına cevaplar vermesi pek alışık olmadığımız bir yazım tarzı olsa da kitabın ironik havasına uymuş . Okumanızı tavsiye ederim.
Mezarımdan Yazıyorum
Mezarımdan YazıyorumMachado de Assis · Jaguar Kitap · 2021798 okunma
Reklam
·
Puan vermedi
. Ah ,Jane Eyre! Taa çocuk yaştan beri seni hiç unutmadım ben .Çektiğin acılar ,kimsesizliğin beni hem üzdü hem korkuttu. .Çocukken kısaltılmış halini okuduğum bu eserde , Jane Eyre ‘nin kimsesiz ve umutsuz yaşamından usul usul koparak güçlenip evrildiği noktaya doğru uzun bir yolculuk yaptım . . .Jane Eyre’nin kendini ait hissetmediği hatta çeşitli işkencelere ,psikolojik baskılara maruz kaldığı evden çıkıp yatılı okulda okuyarak mürebbiye olması ve oradan da ayrılarak dışarıda bambaşka bir hayata atılma sürecini “oh be ,sonunda !” diyerek okudum . .Kitabın içinde aşk da vardı .Önceleri imkansız görünen bir aşktı bu .Çünkü Jane Eyre yılların ezilmişliğini üstünden atamıyordu ve benliğini tam manasıyla ortaya koyamıyordu. Hatta belki de başrol olmayı kendine yakıştıramıyordu . Ama sevgisi karşılıklıydı ve en sonunda mutluluğu hatta ait hissettiği yeri buldu diyebilirim. .Jane Eyre , kendini ve değerini elmas gibi parlatan bir karakter benim gözümde . Hatta daha hayat dolu olmasını isterdim . Çünkü var olmak onun için hiç kolay olmadı . .Bazı yerleri güldürdü bazı yerleri üzdü ekşi tatlı tadında bir his bıraktı bende . Akıcı bir kitap olduğunu söylemek doğru olur . . Yalnız Jane ve Edward’ın aşkı beni derinden etkiledi. Önce Jane’nin Edward’ı ve aşkını sorgulaması araya giren engeller ve ayrılık sonrasında Edward’ın Jane’nin yanında olduğuna inanamaması onu tekrar kaybetmekten korkması güzeldi …En güzeli de kavuşmalarıydı insan isterse bir yolunu bulur o dağlar ,denizler aşılır kitap sayesinde tekrar tanık oldum buna . Okuyunuz efendim
Jane Eyre
Jane EyreCharlotte Brontë · Can Yayınları · 202031,5bin okunma
·
Puan vermedi
.Gençlik ve güzellik kaybetmekten en çok korktuğumuz şeylerin başında geliyor.Öyle ki “her yaşın bir güzelliği var.” cümlesini söylerken içten içe ama gençlik gibisi de yok dediğinizi duyar gibiyim . İşte Dorian Gray de gencecik ve muhteşem göründüğü portresine bakarken bir gün yaşlanıp güzelliğini kaybedeceğini düşünerek benliğinin en derinine saplanan acının içtenliğiyle “Keşke ben değil de bu portre yaşlansa “ diyerek bir yakarışta bulunuyor. .Bu gençlik ve yakışıklılığın vermiş olduğu hoyratlıkla hayatını adeta “Lale Devri” nde olduğu gibi zevklerinin peşinde koşarak geçiriyor. .Sonrasında yaşadığı hayat ise hatalar zinciri gibi sürüp gidiyor .Portreyi yapan dostu Basil’e yaptığı kötülük bu hataların yalnızca bir tanesi.Bu kötülüğün sebebi ise portredeki Dorian’ın ilginç bir şekilde yaşlanması .Öte yandan kişiliğini ve düşünce yapısını derinden etkileyen Basil sayesinde tanıştığı dostu “Lord Henry” Dorian’ın hayatı için dönüm noktası olmuştur. Çünkü Lord Henry, kötülük yapmaya giden yolda Dorian’ı kamçılamıştır . .Kitabın sonu beni çok etkiledi çünkü masalsı ve hazindi. Evet , gençlik güzellik büyüleyici bir şey fakat hayattaki her şeyin önüne bu özelliğimizi koyarak yol aldığımızda bu geçici hazzın körlüğüyle hatadan hataya sürüklenebiliriz. O nedenle yıllar geçip giderken kaybettiğimiz şeylere değil de şu ana kadar neler kazandığımıza odaklanalım. Dorian Gray gibi olmayalım…:) . Müthiş bir edebi haz aldım .Okumalısınız.
Dorian Gray'in Portresi
Dorian Gray'in PortresiOscar Wilde · Can Yayınları · 201873,7bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
200 syf.
·
Puan vermedi
”Mrs Dalloway çiçekleri kendi alacaktı“ cümlesiyle başlayan bu kitap evden hangi amaçla çıktığını unutan ,giderken binlerce düşünceye dalan insanları hatırlattı bana …Yani kendimi …İnsan bazen bir sokakta yürürken geçmişin en kırılgan ve en dönüştürücü anlarına ışınlanıveriyor . öyle değil mi ? Yaşamını ,başkalarının yaşamını , yaptığı seçimleri ,arkadaşlıklarını, ilişkilerini sorguluyor … .Roman bir davet gecesini anlatıyor . Bilinç akışı sayesinde zihinden zihnine geçebiliyoruz. Bu o kadar akıcı ve güzel bir şekilde kaleme alınmış ki hayran olmamak elde değil . Davet gecesinde Clarissa’nın yıllar sonra ilk aşkı Peter Wals’le karşılaşmasına tanık oluyoruz ve Clarissa’nın geçmişini ve diğerlerinin geçmişini yaşıyor ve izliyormuş gibi hissediyoruz … .Zaman ,ölüm ve seçimler hakkında sorgulatacak bir kitap olan Mrs . Dalloway öznel konuların yanısıra 1.Dünya Savaş ‘ı sonrası Londrası’na ve toplumsal düzene de bir eleştirel niteliğindedir …
Mrs. Dalloway
Mrs. DallowayVirginia Woolf · İletişim Yayınları · 20214,621 okunma
·
Puan vermedi
. İntikam duygusu , içimizde durduğu gibi durmaz almaya başladıkça bizden de iyi olan ne varsa götürmeye başlar . Her şeyi akışına bırakmak ve durgun bir su gibi bekleyebilmek gerekir çünkü zaman bütün hakları iade edecektir ya da buna inanmak insanı daha iyi hissettirilebilir . .Manevi kardeşine aşık olan ve aşık olduğu kadının başkasıyla evlenmesiyle içindeki kötülüğü serbest bırakan bir adam Heathcliff… .Yaşadığı acının bütün benliğine yayılmasıyla akrebin kendini zehirlemesi gibi zehirlenmiş bir adamın imkansız aşk öyküsü … .Kitap güzel fakat biraz fazla uzatılmış bitirmem uzun zaman aldı …Son olarak sevilmemenin ve başrol olmamanın bedelini ödetmek çok ilkelce bırakın herkes zamanı gelince hak ettiği mutluluğu veya hüznü bulsun ,hayatın akışına bu şekilde müdahale etmeyin . Merak etmeyin bir gün gerçekten bütün taşlar yerine oturacak.
Uğultulu Tepeler
Uğultulu TepelerEmily Brontë · Martı Yayınları · 201242,5bin okunma
Reklam
128 syf.
·
Puan vermedi
. “Ah şu yalnızlık! Ne yana dönsen kemik gibi batıyor .” demiş Cahit Zarifoğlu haklı da …Tuğba Çelik de öykülerinde yalnızlık temasını kesişim noktası olarak belirlemiş …Ve bunu sade bir üslupla aktarmış. . Yalnızlığın yelpazesini açan yazar ; fiziksel yalnızlıktan ziyade düşüncede , gayede , beklentide tek başınalığı ve anlaşılmamayı sunmuş bizlere … . Bir sanatçının hayal kırıklığı sonucu olan intiharından , bir abinin kız kardeşinin kurtulması için gösterdiği beyhude çabadan ,hayatının iplerini elinde tutma cesareti gösteren bir gencin babası tarafından tepki görmesine kadar doğal ve hayatın içinden konulara yer vermiştir . .Benim en çok etkilendiğim “Yolda Ansızın” öyküsü oldu. Belki yolda ansızın çıkarım karşına ve nasıl da tamamlandığımı anlatırım sana .Sen de hüznün boyunu aşmış şekilde eve döner uzanıp kendi yanaklarından öpersin.
Yolda Ansızın
Yolda AnsızınTuğba Çelik · Everest Yayınları · 202272 okunma
167 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
. Çetin ve Ender iki yakın arkadaş …Yakın olmanın getirdiği ortak beğenilerden mi kaynaklıdır bilmiyorum ama aynı kadını seven iki arkadaş… . Kitap , Ender’in anlatımıyla mektup edasında ilerliyor çünkü sık sık Çetin ‘e seslenişler duyuyoruz…Dostluğun gölgesinde kalmış aşk ihtimalleri de diyebilirim bu kitap için …Oldukça klasik bir konu ancak yazarın samimi üslubu hoşuma gitti …Nihal’e karşı olan tedirgin aynı zamanda korumacı yaklaşımlarını gerçekçi bulmakla beraber uzun süre içte tutulan duyguların varlığı ve iki arkadaşın uzun bir süre sessizce sevmesi bana olanaksız geldi …Sonuçta sessizce ve beklentisiz sevmek eskilerin ve bu çağın insanı olmayanlar için geçerli . . Güzel cümleleri olan ,durgun bir tatlı su kitabı …Geçiş zamanlarında okunacak türden ,yorulmadım ancak Şairin de dediği gibi “Sevmek kimi zaman rezilce bir korkudur ,insan bir akşamüstü ansızsın yorulur .”
Bizim Büyük Çaresizliğimiz
Bizim Büyük ÇaresizliğimizBarış Bıçakçı · İletişim Yayınevi · 20208,1bin okunma
·
Puan vermedi
. Suzan : yakıcı ,yakan…Divan edebiyatında ise özlem duyulan sevgili demektir …Derya ve Ekmel’in aynı tarihlerde yazılmış günlükleri ve yollarının kesişmesini anlatan bir kitap olan “Suzan Defter” isminden de anlaşılacağı üzere yakıcı, can yakıcı bir kitaptır... .Suzan büyük aşkın fedakar kalesi, koruyucu meleği ,derinden seveni ve gerçek öznesi
Suzan Defter
Suzan DefterAyfer Tunç · Can Yayınları · 202213,1bin okunma
·
Puan vermedi
. .Öyküleri okuyup bitirdikten sonra aklımda iki sözcük belirdi: yoksulluk ve kimsesizlik…Ben de “Yoksulluğun Kimsesizliği “ olarak adlandırdım kitabı kendimce ya da tam tersi de olabilir “Kimsesizliğin yoksulluğu “ … .Kitapta , yoksulluğun çevresinde dönüp duran ve sönüp duran hayatlar söz konusu . Özellikle kadın ve çocuk ekseninde ilerleyen öykülerde köyden kente göç edenleri , kimsesizliğe doyanları , kenara itilenleri , görmezden gelinenleri kısacası “hayatın fazlalıkları “ olan gariban kesmi göreceksiniz. . . .Bunun yanında daha hali vakti yerinde olan kesimin uzattığı yarım yamalak yardım eline de sinirleneceksiniz . Akrabalıktan doğan bazı mecburi katlanmalar , kimsesizlikten celladına sığınmalar neler neler …Kadın olmanın zorlukları , zorluk çeken kadınların ezilmiş çocukları … . Beni en çok etkileyenlerden biri , parasız yatılı sınavına geç kaldığını düşünen anne ve çocuktu . Geç mi kaldık? Diye sorduklarında : Bu sınavı bekleyenler yani yoksullar geç kalmaz , gibi bir cevap verilmişti . İçimi burkmuştu. Yoksulluğun acı yanını burnumun direğine kadar hissettiğim bir öyküydü. .Ve Haraç öyküsünden çok etkiledim . Ömrünü hizmet etmeye adamış bir çocuk Servet…Çocuk olmadan büyümüş ,aniden boyu attı derler ya hani Servetin’in de ömrü bir anda atmış da aniden yaşlanıvermiş gibi bir havası vardı …İstismar ve bunu kabulleniş daha doğrusu hiçbir şeye itiraz edemeyiş. Servet herkese siz diyen ama daha sen olmanın bile kıyısından geçemeyen harcanmış bir ömrün sahibi …Mutlaka okuyun diyorum . Sarsıcı ve etkileyici bir dili vardı , başlarda zor gelebilir ama okumaya değer .
Parasız Yatılı
Parasız YatılıFüruzan · Yapı Kredi Yayınları · 20193,720 okunma
125 syf.
·
Puan vermedi
Beş öyküden oluşan akıcı bir kitap.Öykülerin konusunu ben kendimce şu şekilde toparladım: Yalnızlığın farklı pencerelerdeki yansımaları, sevgiyi ifade etme biçimindeki öznellik ,kendimizi ifade etmeyişimizdeki pişmanlık , vedaların soğukluğu , insanların yaşadıkları kayıplar karşısındaki boşluğu kendini unutarak doldurmaya çalışması, birbirini eş zamanlı şekilde anlamayan ve geç kalan insanlar …Evet ,bunlar ne kadar da hayatımızın içinde olan şeyler değil mi ? . Melisa Kesmez , insanların kırıldıkları ortak noktaları ve çatlattıkları duvarları samimi bir dille aktarmış . Keyifle okunur ,tavsiyedir .
Nohut Oda
Nohut OdaMelisa Kesmez · Sel Yayıncılık · 20186,8bin okunma
Reklam
·
Puan vermedi
. Beş Sevim Apartmanı, Doktor Samimi’nin yalnızlığı ve terk edilmişliğinden yola çıkarak beş kişinin yaşam öyküsüne tanık olduğumuz cinli perili bir roman . Bu apartmanın ,daha doğrusu romanın sakinleri toplumun en küçük parçası olan ailenin delirttiği kişilerden seçilmiş . . Doktor Samimi , bir sebepten uzaklaştığı cin ve peri arkadaşlarının var olmadığını ispatlamak için oluşturduğu bu çok katmalı düzenekte amacına ulaşmış mıdır ? Orası okuyucuya kalsın :) Yazarın amacı elbette cin ve perilerle fantastik dünyaya okuyucuyu dahil etmek olabileceği gibi terk edilmiş ,istismara ve ihmale uğramış kişilerin deli diye adlandırılmadan önce neler yaşadığını görmemizi istemesi de olabilir . Ben çok çok beğendim ,rüyama girmez diyorsanız okuyun :)
Beş Sevim Apartmanı
Beş Sevim ApartmanıMine Söğüt · Yapı Kredi Yayınları · 20196,7bin okunma
188 syf.
·
Puan vermedi
. .Okumaya başladığınızda , sadece bir aşk kitabı olduğunu düşünebilirsiniz ancak ilerleyen sayfalarda tarihin tozlu raflarında duran can sıkıcı konulara değindiğini göreceğiniz akıcı bir kitap Okuyucu. . On beş yaşındaki reşit olmayan bir çocukla otuz altı yaşındaki bir kadının aşkını belki de tinselliğini konu alan bu kitapta , etiği de sorgulama fırsatı bulacaksanız . Evet bu oğlancığın deli zamanlarında hayran olduğu kadın bir gün çekip gidecek ve oğlancık arkasından bakakalacak . Kadının imgeleriyle uzun zaman geçirecek . Tabi hayatın akışı ona “ Hanna’yı unutmuş değilim ama bir süre sonra anısını her an yanımda taşımaz oldum.” dedirtecek . . Bu hukuk öğrencisi genç yıllar sonra mahkeme salonunda Hanna’yla karşılaşır ve Hanna da bu sırada Almanya’nın karanlık Nazi geçmişinden dolayı yargılanmaktadır . Hatta bunun sonucunda ağır bir cezaya çarptırılır Hanna . . Oğlancığın Hanna’yı yeniden görünce ne hissettiği ve sonunda Hanna ile ne yaşadıkları okuyucuya kalsın :) .Aşk söz konusu olunca yaş önemli midir ? İnsanların birbirinden önce veya sonra doğmaları kendi ellerinde değilse neden duygularına engel olsunlar ki diye düşünüyorum ama etik beni de bir yerde durduruyor tabii. . Kitabın isminin okuyucu olması Hama’nın okuma yazma bilememesi ve Oğlancığın ona hep sesli okumalar yapması hatta hapishaneye bile kasetler göndermesinden ileri geliyor . .İşin tarihsel boyutuna çok değinmemekle birlikte Yahudi soykırımına da büyük atıflarda bulunulduğu hatta asıl konunun belki de bu olduğunu söyleyebilirim . Alman edebiyatı olduğu için aklamaya yönelikti tabiki . Ben sevdim okumanızı isterim.
Okuyucu
OkuyucuBernhard Schlink · İletişim Yayıncılık · 20143,244 okunma
238 syf.
·
Puan vermedi
Puslu Kıtalar Atlası , çıkış noktasını felsefeden alan varlığının gerçek mi kurgu mu olduğunu sorgulayan Uzun İhsan Efendi ‘nin uyku şurubu içip hayal aleminde gördüklerini bir kitaba aktarmasıyla başlayan felsefik ,fantastik,tarihi ve mizahi ögelerin harmanlandığı kapsamlı bir roman . . Uzun İhsan Efendi’nin oğlu Bünyamin ,uyku şurubunun dozunu kaçırır ve öldü sanılıp gömülür ama Bünyamin geri döner .Hatta tünel kazmak için Osmanlı ordusunda görevlendirilir. Maceralar ve kişiler bu olaydan sonra gittikçe renklenir ve adeta roman bir cümbüş ve şölen alanına dönüşür . .Roman öyle sürükleyici ki büyükler için yazılmış bir masaldı sanki. Hayal kurmayı hatırlattığı için ve dış dünyadan soyutladığı için çok sevdiğim bir kitap oldu. .Dil ve anlatımı, insanın dimağında edebi zevk ve lezzet bırakıyor .Muazzam cümleleri olan bir kitap. .Okur da aynı Uzun İhsan Edendi gibi şüpheye düşüyor bazı yerlerde .Romanın içine öyle bir giriyorsunuz ki kendi gerçekliğinizi ve Uzun İhsan Edendi’nin düşü olup olmadığınızı anlamaya çalışıyorsunuz . .Dikkatle okunması gereken bir başyapıt .Okuyoruz ve düşünüyoruz öyleyse var mıyız Rendekâr?
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048,6bin okunma
400 syf.
·
Puan vermedi
Ölmeye yatmak yazarın dar zaman üçlemesine ait ilk romanı . Bu romanda Aysel’in modern yaşam ile geleneksel yaşam arasında sıkışıp kalmasıyla yaşadığı bunalımı gözler önüne seren yazar bireyden yola çıkarak toplumdaki kadın rollerini ve toplumun kadına olan bakış açısını yansıtmıştır. .Aysel kadın olarak toplumda kendini var edebilmek ve özgürlüğü elde edebilmek için kariyer olarak kendini yükseltir ve istediği saygınlığa erişir fakat yine de toplumun ona yüklediği başka görevler de vardır .Ne istediği özgürlüğü ne de içsel huzuru yakalayabilen Aysel bir otel odasında yatarak ölümü bekler ve roman Aysel’in sık sık geri dönüşleriyle daha çok geçmişte devam eder. .Özellikle Cumhuriyet Döneminde kadının toplumdaki yerini merak edenler için çok güzel bir roman .En sevdiklerimden.Tavsiyemdir.
Ölmeye Yatmak
Ölmeye YatmakAdalet Ağaoğlu · Everest Yayınları · 20194,255 okunma
152 syf.
·
Puan vermedi
* Asılacak Kadın; savunmasız ,çaresiz ve kimsesiz bir kadının sömürülmesini konu edinen ,toplumun suça nasıl sessiz kaldığını hatta nasıl dahil olduğunu anlatan aşırı sarsıcı bir roman . . Kendini savunmaktan vazgeçmiş ,sindirilmiş bir kadını kurtarmaya çalışan bir gencin dramını da işleyen roman toplumsal ayıbın okuyucunun yüzüne çarpılmasıyla vicdanımızı adeta sızım sızım sızlatacaktır . Dili çok sert çünkü ele alınan konu da aynı paralelde. Çok etkilendiğim bir roman oldu ,tavsiye ederim .
Asılacak Kadın
Asılacak KadınPınar Kür · Can Yayınları · 20184,935 okunma
37 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.