Ben, ayrıntısı cehennem olan bir haberdim. Okuyan sayfa çevirir, izleyen kanal değiştirirdi. Dolayısıyla başlığından ibaret bir haber olarak kalmalıydım. Cehennem sadece bir kelimeydi ve öyle kalması gerekiyordu. Şeytan ayrıntıda gizlenmiyordu! Zaten orada yaşıyordu. Çünkü ayrıntı onun eviydi. Adresi! Cehennem! Ve kimse yolu oraya düşsün istemiyordu! Bu yüzden de ayrıntılar gizleniyordu. Hepimiz ve bütün haberler birbirimiz için birer özettik, daha fazlası değil. Bir haber özeti! Bir gün gelecek ve kimseyi gereksiz ayrıntılarla sıkmamak için, birileri de bu dünyayı özetleyecekti.
“Sayın seyirciler bugün elimize geçen bir habere göre, Dünya olarak bilinen bir gezegende insanlar doğdu, yaşadı ve öldü. Şimdi sıradaki haberimize geçiyoruz…”
Moda''nin çok renkli ve çok yönlü sohbet adamı Nazmi Acar, Marmara"ya karşı 31 numaralı Raşit Bey apartmanının bahçe üzerindeki zemin katında oturur ve yoldan gelip geçen sohbete yatkın kişileri seslenerek evine davet ederdi.
Hatta Swann o zamanlar tebessümünde ve o duru, kırık tonlamalarında bir ıstırap sezer gibi olduğu bu cümlecikte şimdi neredeyse neşeli bir tevekkülün zarafetini buluyordu daha çok.
Resûlullah [sallallahu aleyhi vesellem] Hz. Ömer'i [radıyallahu anh] işaret ederek buyurdu ki:
"O fitnelerin kapısındaki kilittir. O sizin aranızda yaşadığı müddetçe sizinle fitne arasında kilidi kuvvetli bir kapı bulunur."