"Körlük" ve "Görmek", her ikisi de oldukça merak ettiğim kitaplardı ve okumadan önce birçok yorumda, Görmek'in körlük kadar ilgi çekici olmadığını, Körlük'ün daha başarılı olduğunu görmüştüm. Fakat bunu kendim anlamalıydım elbette.
️Öncelikle merak edilen, aralarındaki bağlantı. Evet, her iki kitap birbiriyle bağlantılı. Her ne kadar seri olarak, 2. cilt niteliğinde olmasa da, José Saramago, körlüğün başladığı şehirden ve orada gördüğümüz temel karakterlerden kopmamış.
Görmek'te yaşanan olay yine toplumsal boyutta. Ülkenin genel seçimlerinde %83'lere varan "Boş oy" meselesi nedeniyle, hükümet çıkmazda, sebepler aramakta fakat elle tutulur neticeler alınamamaktadır. Yaşanan bu olayı büyüterek çıkmaza sokmanın ardından, sıkıyönetime kadar varan kararlar alan hükümetin çeşitli araştırmaları, bulguları, kararları; doğru veya yanlış, bir şekilde "Körlük" karakterlerine bulaşır ve iki kitap birleşir.
Dil ve anlatım, uzun ve karışık cümleler, bitmeyen virgüller, sonu gelmeyen iç düşünceler ve betimlemelere dayalı benzetmeler bu kitapta da varlığını koruyor. Fakat ilk 100 sayfayı devirebilirseniz, bilhassa siyasi konulardan biraz daha uzaklaşıldığında, kitap sarıp sarmalayıveriyor ve mutlaka içine alıyor sizi. Ben sadece sonuna şaşırdım. Fakat okuduğuma pişman olmadım. Çıkarılacak mesajlar illa ki var.
️Körlük'ü okuduysanız, mutlaka Görmek'i de okuyun efenim.
