Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bozkurtt

Varlığını varoluşa azmettirecek olan, hislerin değil boşluğundur...
Reklam
Bu kadınların neler başardığını gördükçe bizim o gurur duyduğumuz erkekliğimizle ancak başarabildiklerimizden giderek daha az gurur duyuyordum. Görüyorsunuz ya, hiç savaşları olmamıştı onların. Hiç kralları, papazları ya da aristokratları da olmamıştı. Kardeşti onlar, gelişiyorlarsa da birlikte gelişiyorlardı, rekabetten değil, birlikten.
Gecenin trajedileri gündüzün komedileriydi
Sayfa 215Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ama bilmiyordu ki vücudun ruha ihanet etmediği anlar pek azdır. Ne çok ister insan büyük kederlerin ardından ölüp gitmeyi de, başaramaz. Ruh, başına kara bir hale takarak göğe yükselmek için çırpınır ama vücut dünyalıdır; yer, içer, yaşar.
Senin buraya gelmenin sebebi sadece bizim 'Gel' dememiz değil, ayrıca onların sana 'Git' demeleri. Hiç kimseye 'kötüdür' deme. Aslında onlar, bilmeden iyilik eden insanlardır.
Sayfa 123Kitabı okudu
Reklam
Karanlık var olduğu için ışığın dereceleri, soğuk var olduğu için sıcaklığın dereceleri ortaya çıkmıştır.
İyilik, yolda bulunan, gökten düşen bir şey değildir, insan insandan göre göre öğrenir iyiliği.
Bir ses nasıl tarif edilir? Güzel ya da çirkin yeter mi? Oysa siyah ile beyaz arasında ne çok renk, sesi tarif etmek için ne çok kelime vardı. Sakin mi telaşlı mı, billur gibi akıyor mu yoksa buğulu, çapaklı mı? İşveli mi bu ses yoksa güzelliği masumiyetinden mi? Hepsi sesten belliydi. Bir kadın sesinden tanınırdı bir erkek sesiyle bilinirdi. Rüzgar sesiyle eser, volkan gürültüsüyle patlar, mızrak sesiyle çarpardı. Kan sesli akar, ateş sesli yanardı. Gözyaşı sessizce aksa da öfke, neşe, ayin, nefret, aşk sesliydi. Ama yine de sesin geldiği yeri gözlerimizle ararız.
Sayfa 150Kitabı okudu
"Düşünce ve sanat hiçbir zaman sıçrayarak ilerlemez. Her çağ, bir önceki çağın sonucu olmaktan başka, bir sonraki çağın da tohumudur. Ancak bu yolla şimdi'yi geçmiş'e bağlama olanaklıdır. Evrensellik ancak bu koşulla kabul edilebilir. Bir sevgi, bir kin, bir özgürlük, bir adalet duygusu tarihsel bir taban ve kesintisiz bir oluş içinde olabilir." Bedrettin Cömert
Reklam
Görsen yaşayamayacağın hakikatleri görmediğin için yaşayabiliyorsun ancak...
Sayfa 213Kitabı okudu
Bahtiyar Köpek
Her şey aydınlık, her şey rahattır. Yalnız hepsinin yüzünde garip bir can sıkıntısı ifadesi vardır. Elle tutulamayacak kadar ince, asla yırtılamayacak kadar sağlam bir ağ halinde onları saran bu can sıkıntısı, biraz dikkat edince, kahkahlarada boş bir çınlama, gözlerde soğuk bir alakasızlık halinde kendini gösterir. Söyleyen de, dinleyen de o anda başka bir şey düşünüyor gibidir, halbuki hiçbir şey DüŞüNMEZLER. Ama bundan şikayetçi değildirler; hatta canları sıkıldığının bile farkında değildirler. Boş da olsa gülerler ve hallerinden memnun olmasalar da, hayatlarında bir değişiklik istemezler.
Kimseyi kendi ölçülerinle yargılama, herkesi kendi ölçüleriyle yargıla.
Sayfa 265Kitabı okudu
Hayvana geri dönülüyor. Böylesi, insanca yaşamaktan çok daha kolay.
Sayfa 100Kitabı okudu
Sen durursan ve zaman yürürse ölüyordun, sen yürürsen ve zaman durursa deliriyordun; her değişim bir duruşla mümkündü, bütün keskin degişimler bir duruşla gerçekleşiyordu; hiçbir şey durmasa, hiçbir şey değişmeyecekti, her şey hep birlikte hiç durmadan ve hiç değişmeden akıp gidecekti.
Reklam
Sözlere inanmak, içlerinde gizli savlara inanmak demektir. Bir şeyin doğru ya da yanlış, gerçek ya da yalan olduğuna inanıyorsanız, bunu savunan sözlerdeki varsayımlara inaniyorsunuzdur. Böyle varsayımlar çoğunlukla temelsiz olsa da, ikna olmuşlar için son derece değerli olmayı daima sürdürür.
Sayfa 334Kitabı okudu
Geçmişi düşünürken pişmanlik veya utanç, geleceği düşürken istek veya korku hissederiz. Ancak tüm bu duygular şimdiki zamandan çıkar ve şu anımızı etkiler.
Sayfa 212Kitabı okudu
Toplumlar, uygarliklar ve hükümetler de tıpkı bireyler gibi doğar, büyür, çiftleşir ve ölür.
Sayfa 168Kitabı okudu
Ey oğul, dedi Adem, vicdan, kaybetmeye en fazla hakkımız olduğu anda koruyabildiğimiz şey değil midir?
Sayfa 327Kitabı okudu
Ah cennet masumiyeti! Ah Adem gafleti! Cennetten henüz düşmemiş olan, kötünün lafzını bilip de mansına sırdaş olmayan, kelimesini bilip de kendisiyle yüz yüze gelmeyen biri için "şeytan" bile henüz o kadar tekinsiz bir kelime değildi.
Ateşe körükle giden kişi, bir alev göremezse yangını kendisi çıkarır.
Sayfa 174Kitabı okudu