Bugün dünya klasikleri arasında gösterilen eser, Rönesans ve Hümanizm hareketlerinin etkisiyle kaleme alınan bir eserdir. Ütopya hayali bir ülke olmanın ötesinde gerçekliğe sıkı sıkıya tutunmuş hukuki ve siyasi bir yapıdır. More'un içinde bulunduğu çağa ve sisteme yönelik ayna niteliğinde bir eleştiridir.
Ütopya'da insanlığa saygı olmasından dolayı hümanizmin başyapıtlarından biri olarak gösterilir. Eserde daha çok İngiltere'deki toplum düzenini ve adalet sistemini eleştiren More, ütopik bir düzenin hayalini anlatmıştır.
Kitabı ilk okuduğumda alışık olmadığım, felsefi, hukuki ve öznel anlatımlardan dolayı biraz ön yargılıydım. Felsefeye, fikir kitaplarına ilgim arttıktan sonra tekrar okudum. Bu zaman içinde TRT'nin Thomas More belgeselini izlemem de kitaba olan ilgimi arttırdı. Belgeseli izlemenizi de öneririm. Felsefe derslerinde de çokça adı geçen Ütopya, bilindiği üzere More'un hayalindeki devleti tasvir ettiği bir kitap. İdeal ülke düzeninin, dininin, askeri disiplinin, toplum, eğitim ve iş hayatının yani genel olarak neredeyse her şeyinin nasıl olması gerektiğinden bahsedilmiş. Fikirler yazara ait olsa da düşünceleri aktarmak için hikayeleştirme tekniğine başvurulmuş.
Ütopya ve felsefe tarzı kavramlara ilginiz varsa bir çırpıda okuyabileceğiniz ufuk açıcı bir kitap. Şayet ilginiz yoksa biraz sıkıcı olabilir.