Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Winston kollarını yana indirerek havayı yeniden yavaş yavaş içine çekti. Aklı çiftdüşünün dolambaçlı dünyasına kayıp gitmişti. Hem bilmek hem de bilmemek, bir yandan ustaca uydurulmuş yalanlar söylerken bir yandan da tüm gerçeğin ayırdında olmak, çeliştiklerini bilerek ve her ikisine de inanarak birbirini çürüten iki görüşü aynı anda savunmak; mantığa karşı mantığı kullanmak, ahlaka sahip çıktığını söylerken ahlakı yadsımak, hem demokrasinin olanaksızlığına hem de Parti'nin demokrasinin koruyucusu olduğuna inanmak; unutulması gerekeni unutmak, gerekli olur olmaz yeniden anımsamak, sonra birden yeniden unutuvermek: en önemlisi de, aynı işlemi işlemin kendisine de uygulamak. İşin nasıl inceliği de buradaydı: bilinçli bir biçimde bilinçsizliği özendirmek, sonra da, bir kez daha, az önce uygulamış olduğumuz uykuyu yatırmanın ayırdığında olmamak. "Çift-düşün" dünyasını anlayabilmek bile çiftdüşünü kullanmaya gerektiriyordu.
Çeliştiklerini bilerek ve ikisine de inanarak iki görüşü aynı anda savunmak
Hem bilmek hem de bilmemek, bir yandan ustaca uydurulmuş yalanlar söylerken bir yandan da tüm gerçeğin ayırdında olmak, ahlaka sahip çıktığını söylerken ahlakı yadsımak..
ÇİFTDÜŞÜN deniliyor kitaptaKitabı okuyor
Reklam
bilmek ve bilmemek aklın med-ceziri sessiz sahilde ansızın bir kuş sesi
Ebu Umame (ra) şöyle demiştir; “Kuran okuyun! Sizi şu asılı duran mushaflar aldatmasın. Çünkü Allah kuranı belleyip saklayan bir kalbe asla azap etmeyecektir.” Burada önemli bir konuya işaret etmemiz gerekir. Kuranın hayat olması günümüz açısından ayrı bir önem arz etmektedir. Zira bugün sorun bilmek veya bilmemek değildir. Bilgi çağında yaşadığımız bir gerçektir. Dün uğruna bir ömür harcanan ilmi müktesebat bugün her birimizin cebine kadar girmiştir. Öyleyse sorun nedir ? Sorun bilgi ile eylem, idealler ile vakıa,mushaf ile mushafı okuyanlar arasındaki uçurumdur. İnsanlık bilgiye sahiptir, ancak o bilgiyi amele dönüştürecek ruhtan yoksundur. İşte kuran; kalplerin ihtiyaç duyduğu o ruh, bilgiyi eyleme dönüştürecek iradedir. Çünkü o; kalplere hayat verecek, iradeyi güçlendirecek, insanı müjde ve uyarılarıyla harekete geçirecek olan rabbimizin kelamıdır.
Ne var ki, her şeyi bilmek için, belki hiçbir şey bilmemek gerektiğinden, ademoğullarından bazıları, bildikleri her şeyi unutmaya hayatlarını adadı. Çünkü onlara göre, ancak hiçbir şey bilmeyen bir masum, gördüğü anda O'nu tanıyabilirdi.Bunun için belki de, ölmeden önce ölmek gerekiyordu. Ölmek aslında, içindeki şarabı tamamen döküp billur kadehi boşaltmak gibi, her şeyi ebediyen unutmak ve artık hiçbir şey bilmemek demekti. Nasıl ki ancak boş bir kadeh İsa'nın kanıyla doluyorsa, aynı şekilde sadece her şeyi unutan bir gönül ilahi esintiyle dolardı. İşte "Galata Mevlevihanesi'nin şeyhi olarak tanınmaktan ziyade, "ney" denilen o muhteşem, derin ve bir o kadar da yalın sazı, hazākatle ve ustalıkla üfleyip gönülleri açmasıyla bilinen Neyzen ibrahim Dede Efendi, bu esin dolu insanlardan biriydi
Sayfa 139Kitabı okudu
****Hem bilmek hem de bilmemek,bir yandan ustaca uydurulmuş yalanlar söylerken bir yandan da tüm gerçeğin ayırdında olmak,çeliştiklerini bilerek ve her ikisine de inanarak birbirini çürüten iki görüşü aynı anda savunmak;mantığa karşı mantığı kullanmak,ahlaka sahip çıktığını söylerken ahlakı yadsımak,hem demokrasinin olanaksızlığına hem de partinin demokrasinin koruyucusu olduğuna inanmak;unutulması gerekeni unutmak,gerekli olur olmaz yeniden anımsamak,sonra yeniden unutuvermek:en önemlisi de,aynı işlemi işleminin kendisine de uygulamak. İşin asıl inceliği de buradaydı:bilinçli bir biçimde bilinçsizliğe özendirmek. ****Bilinçleninceye kadar asla başkaldıramayacaklar,ama başkaldırmadıkça da bilinçlenemezler...
1984
1984
Reklam
Cehalet hiçbir şey bilmemek ve iyinin cazibesine kapılmaktır. Masumiyetse her şeyi bilmek ve yine de iyinin cazibesine kapılmaktır.
Sayfa 170 - AyrıntıKitabı okuyor
Bilmemek denemeye davet eder. Cehalet bir düştür ve merak eden düş, bir kuvvettir. Bilmek bazen alıkoyar ve sıklıkla da bir işten vazgeçmeyi önerir. Gama bilge olsaydı Fırtınalar Burnu karşısında geri adım atacaktı. Kristof Kolomb gökbilimci olsaydı Amerika'yı keşfedemeyecekti.
Sayfa 275 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Kendime hayret ediyorum, kendimden memnunum, aynı zamanda kendimi anlamıyorum, kendimi bazen çok düşünüyorum. Bazen dertliyim, bazen çok mutlu. Arıyorum varoluştaki tüm ipuçlarını, kazıyorum. Kazdığıma düşüyorum. Sağlam temelleri bulamıyorum. Bulmuş gibi oluyorum, tekrardan parlamalar dünyasına kanıyorum. Yargılarım bitmiş ama canlı gibi. Çözdüğüm, emin oldu­ğum bir şey yok. Çıldırıyorum, ayılıyorum, düzeliyorum. Yıpranıyorum... Her şeyin üstümde sürdüğünü biliyorum, her şeyin bensiz geçip gittiğini biliyorum. İnandığım çok şey varmış ama anlama çizgim kaybolmuş gibi. Dünya çok acımasız, yine de her şey Tann’nın bir lütfü gibi... Her şey ikili gibi, kalbim ve beynim. Korkum ve inancım... Kendime, düş kırıklıklarıma iki defa inanıyorum... Kendim ve kendim olmayan için. Anlam ve anlamsızlıklara iki defa zaman ayırıyorum... Bilmek ve bilmemek için... Sanki sö­külüp dökülen bir parçayım, hiç yerine oturmayacak.
"bilinçli olarak bilinçsizlik yaratmak"
Bilmek ve bilmemek, dikkatle kurgulanmış yalanlar söylerken tüm doğruların bilincinde olmak, birbirini yalanlayan iki görüşe aynı anda inanmak, birbirleriyle çeliştiklerini bilmek ve ikisini birden kabul etmek; mantığa karşı mantık kullanmak, ahlaklılık iddiasında bulunurken ahlak tanımazlık yapmak, demokrasinin imkânsız olduğuna ve Parti'nin demokrasinin bekçisi olduğuna inanmak; unutulması gereken her şeyi unutmak, sonra ihtiyaç olduğu anda tekrar belleğine çağırmak, sonra bir anda yeniden unutmak: Hepsinden öte, aynı süreci sürecin ta kendisine uygulamak. Nihai incelik buradaydı: Bilinçli olarak bilinçsizlik yaratmak, sonra daha demin gerçekleştirdiğiniz hipnoz eylemine dair bilincinizi tekrar yitirmek.
Reklam
Güven ancak bilmek ve bilmemek arasındaki bir durumda müm­kündür. Güven, hakkındaki bilgisizliğime rağmen Öteki ile olumlu bir ilişki kurmak demektir. Bu da bilginin mevcut olma­dığı durumda eylemi mümkün hale getirir. Her şeyi önceden bil­mem durumunda güven gereksizdir.
“Hangi Tanrı yarattı seni, kendine dünyayı yaratmış Tanrı’nın nefret ettiği hangi Tanrı? Bilmiyorsun, ama farkında değilsin bunun; ne bilmek istiyorsun ne de bilmemek. Hayatını bütün tasarılardan arındırdın, kusursuzluk ve dokunulmazlık kisvesini giyerek görüntünü gerçekdışılıkla kuşattın ki Saatler bile dudaklarıyla değemesin sana, Günler yüzüne gülümseyemesin, Geceler ayı avuçlarına bırakıp da bir zambağa benzetmesin.”
Masumiyet, safdillikten farklidir. Geldiğim ıssız yerlerde eski bir söz vardir: "Cehalet hiçbir şey bilmemek ve iyinin cazibesine kapılmaktır. Masumiyetse her şeyi bilmek ve yine de iyinin cazibesine kapilmaktir."
Sayfa 170 - AyrıntıKitabı okudu
“Cehalet hiçbir şey bilmemek ve iyinin cazibesine kapılmaktır. Masumiyetse her şeyi bilmek ve yine de iyinin cazibesine kapılmaktır.”
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.