Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Biz de bugün, İslam'dan önceki cahiliyenin tıpkısı hatta belki daha koyusu içindeyiz.Çevremizdeki her şey cahiliye damgasını taşıyor.İnsanların bakış açıları ile inançları alışkanlık ve gelenekleri,kültür kaynakları sanat ve edebiyatı,yasa ve hukukları,hatta İslam kültürü ,İslam kaynağı ,İslam düşüncesi ve İslam görüşü olarak saydığımız değerlerin çoğu bile cahiliye ürünüdür.
kadınları erkeklerle aynı etkinlik ve uğraşlara maruz bırakın, onları asker, denizci, makinist ya da tersane işçisi yapın. Kadınların "Bir uçak gördüm." der gibi "Bugün bir kadın gördüm." diyecek olan erkekler den daha genç yaşta, daha erken ölmeyeceklerini göreceksiniz. Kapıyı açarken kadınlık, himaye altına alınan/ bir meslek olmaktan çıktığında her şey olabilir, diye düşündüm...
Reklam
Şimdi sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi gerekiyor mu?" diye sormuştu Nâzım Hikmet, o muazzam ve duru üslubuyla. Halbuki bugünün aşklarını görse ne derdi acaba? Bugün ellerde teraziler, adeta gramla tartılıyor aşk. 160 gr sevgiye karşılık 160 gr sevgi alınabilirmiş gibi, herkes verdiği kadarını istiyor.
Genç kızların yerleşmiş hiçbir tabiatları yoktur.Onlar için her gün,her saat yeni bir şey hazırlar. Bugün neşeli, yarın mahzundurlar.Şimdi hayattan bezgin görünürlerken biraz sonra hayata dört elle sarılırlar.Her defasında da 'Ne yapalım, tabiatımız böyle !' diyerek kendilerini anlatmak isterler.Sözün kısası genç kızlar saygıya ve sevgiye değer oldukları kadar sakınılacak, çekinilecek varlıklardır. Başkalarına karışmam, fakat ben onlardan pek korkarım.
Halbuki su değiliz;insan cemaatiyiz ve bir nehre katılmıyoruz; bir medeniyeti kültürü ile benimsiyoruz. Onun için de bir hususî hüviyet olmamız lazım. Halbuki bugün ondan dışa ait icapları kabulden ileriye gidemiyor, insanı ihmal ediyoruz.
Bugün artık biliyorum: Hayatın bizlere verip verebileceği tek ödül, tek armağan, sevgi dolu bir insandır ve biz böyle bir insanı ilk fırsatta katlederiz. Sonra da ömür boyu, bu asla bağışlanmayan günahın lanetini sırtımızda taşırız.
Sayfa 135Kitabı okudu
Reklam
Risale-i Nur, Kur'ân'ın bir âyinedarlığını yaparak biz avâmlara da bu kitabın Allah kanunu olduğunu ve ancak bu kanunun ebedî saâdete götüren bir rehber bulunduğunu apaşikâr gösteriyor. Dün bilmiyorduk, bugün anlıyoruz ki; ulvî dinimiz olan ve semâvî dinlerin süzülmüşü ve bütün ruhların gıdası bulunan bu güneşi inkâr edicilerin devrinde öylesine bir zihniyet belirmiş ki; bu feci ve korkunç zihniyet, ne Fir'avunlarda ve ne de Ebu Cehil'lerde mevcud değilmiş. Hanımlar Rehberi
Sayfa 137 - RnkKitabı okudu
"Bugün tabiat ne kadar güzel. Kuşkusuz her gün böyle bu. Ama güzelliği görmek her zaman mümkün değil. Bakmasını bilmek gerek. Acılara, hastalığa ve yorgunluğa rağmen bakılabilir. O zaman güzelliğin içinde bütün bunlara da iyi gelen bir düşünce olduğu görülür. O 'Düşünce'yi bir kere ellerine geçirmiş olanlar başkalarına gelen bütün sevinçlerin ve acıların külfetine daha kolay katlanabilirler: Mutluluk da tahammül ister. Onu da iyi anlamalı," diyordu Cahit Zarifoğlu
Babıâlî arşivindeki resmî ve tarihî belgeler bakkal kâğıdı gibi mezatla satılmış olmasaydı, bugün o mektubu orada bulmak da kabil olurdu
Dün ve bugün teoriyi, bugün ve yarın pratiği hazırlarlar. Yaşanmamış bir olayın kuramı kurulamayacağı gibi, kuramı kurulmamış bir olay pratiğe temel oluşturamaz.
Sermet Matbaası 1981 Sayfa: 6
Reklam
Fransa'da bir ses yükseldi ... Varoluşçu felsefeyi benimseyen yazar Simone de Beauvoir kadın varoluşuna kendi yorumunu getiriyordu, Le De u xieme SexeC3l adlı büyük ve kapsamlı incelemesinde: Tarihte ve bugün egemen olan hep erkektir; erkek hayatı kendi var­ lığına göre biçimlendirmiş, bazen tanrıça, bazen fahişe, bazen ana, bazen odalık olarak gördüğü kadını kah yü­ celtmiş, kah aşağılamış, ama onu birebir ilişki kurabile­ ceği bir varlık olarak asla kabul etmemiş, onu "öteki" diye damgalamıştır. Erkekle kadın arasında bir eşitlik ortamı , böylece hiç var olmamıştır. Beauvoir, çare olarak kadının kişiliğini geliştirmesini önerir; kadın eziklikten ancak böyle kurtulacaktır.
Sayfa 225 - Can yayınları 2001Kitabı okudu
Unutmamak gerekir ki anılar ancak şimdiki zamanda var olur. Geçmişin var olması için bireyin yaşıyor olması gerekir ve bu birey okurdur. Geçmişe ait dünya ancak onu Bugün hatırlayan biri olduğu sürece var olur.
Sayfa 194
Bugün bütün insanlık, kölelerin Roma'ya isyanı gibi bir isyan içindedir Batı'ya karşı. Batıya özeniş ve batılaşış gibi görünen sey, aslında Batı'nın silâhıyla donanmak, Batı gücüne kavuşmak, sonra da Batının etkisinden kurtulmak arzusunun görünüşlerinden başka bir şey değildir.
Faizsiz bankalar hakkındaki temel eleştirilerden biri
Risk meselesi ile ilgili olarak faizsiz bankalar hakkındaki temel eleştirilerden biri, -icare ve murabaha gibi- yapısı gereği nispeten daha az risk içeren işlemlerde yoğunlaşmaları ve aldıklan tedbirlerle var olan az riski de neredeyse ortadan kaldırarak adeta garantili işlemlere yönelmeleridir. Bu eleştiri karşısında faizsiz bankalar, mudarebe ve müşareke gibi işlemlerin teknik ve ahlaki sebeplerden dolayı bugün için verimli yöntemler olmadığını belirtirken diğer taraftan mudilerden emanet alınan para ile iş yapmalarından dolayı onlara karşı sorumluluk içinde olduklarını ve teoride risk ihtimali olmasına rağmen pratikte riske açık işlemleri pek tercih etmediklerini ifade etmektedirler.
Ve canlarının çektigi meyveler arasında sonsuz mutluluğu tadacak ve Rab'lerinin şu hitabıyla karşılanacaklar: Yaptıgınız güzel davranışlara karşilik, buğün dilediğiniz yerde dilediginiz kadar afiyetle yiyin, için
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.