Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ceylan

Ceylan
@ceylanmamay
Adıyaman
24 Kasım
264 okur puanı
Nisan 2022 tarihinde katıldı
134 syf.
·
Puan vermedi
·
31 saatte okudu
Özgürlüğün Esiri
Narin ve ince bir yaprağın oradan oraya savruluşuna şahit olduğumuz Sergüzeşt, Kafkasya'nın güzeller güzeli Dilber'inin daha küçük bir çocukken esir olarak satıldığı evde insanlık dışı muamele görmesi ile başlayan, esaretin, insan ruhunun, gururunun, onurunun hiçe sayılıp, satılmanın verdiği yarayla, bu özelliklerin varlığını bile unutan insanlardan sadece bir tanesinin hikâyesine tanıklık ettiğimiz bir dram.. Dönemin kanayan yarasına parmak basmaktan çok, o yarayı sarmak için farkındalık yaratan Samipaşazade Sezai, Tanzimat Dönemi, batı tarzı, ilk realist roman denemesi olan eseri ile, gerçekten kalemi kuvvetli, sözleri etkili, düşence ve tespitleriyle aydın bir kişiliktir. Yıllar önce okuduğumda etkisinden çıkamamıştım, özellikle sonlara doğru vurucu olan bir kaç cümle, aklımdan çıkmamıştı hiç.. Tekrar hatırlamak isteğiyle okuduğumda, üzerine katarak daha büyük bir ilgi ve birikim ile, yer yer yazarın kendi düşüncelerini çok güzel bir şekilde ifade ettiği kısımlara dikkat çekerek okudum. Diyebileceğim; Gerçek aşkın, tutkunun, sevginin, merhametin, o sıcaklığını; iki farklı insanın, iki farklı hayatın birleşiminde bulmak... Mutlaka okunması gerekenlerden :)
Sergüzeşt
SergüzeştSamipaşazade Sezai · Bordo Siyah Yayınları · 201246,1bin okunma
Reklam
372 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Kaçmayın!!!
Toplum olarak gerçeklerden kaçmayı çok severiz. Zor bir engel gördük mü, onu yok saymak daha kolayımıza gelir. Ama bu sorunun yok olduğunu göstermez sadece ve sadece insanlığımızın, vicdanımızın, kalbimizin köreldiğini veya körelmeye başladığını gösterir. Büşra Sanay bu gerçeklerden kaçmamış ve nitekim kendi de kitabın kapağında belirttiği gibi
Kardeşini Doğurmak
Kardeşini DoğurmakBüşra Sanay · Doğan Kitap · 20185,7bin okunma
143 syf.
10/10 puan verdi
·
12 saatte okudu
"Sürgün Ülkeden Başkentler Başkentine..."
... Âdem ile başlar yolculuğumuz, varoluşun ilk adımı, kazanmak için kaybetmenin ilk kuralı, dibe vurduktan sonra göklere erişmenin ilk filizi... ❝Cennette hiç bir sarsıntıya uğramadan yaşayacak olan insanoğlu mu, yoksa ayağı kayarak yeryüzüne düşen ve orda âb-ı hayatı ararcasına karanlıklar arasında geçen, dünya çilesini çektikten sonra
Yitik Cennet
Yitik CennetSezai Karakoç · Diriliş Yayınları · 20219,1bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
23 syf.
8/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Şili'nin Nazımı
23 sayfalık ama 10 dk bile sürmeden bitirebileceğiniz çok farklı bir şiir kitabı... Hiç hafife almadan okursanız mutlaka o ince zekayı kavrarsınız ama her şeyden önce benim için bu mini kitabın değeri Pablo Neruda gibi bir adamı ilk defa bu sayede tanımak oldu. Merak edip hayatını, eserlerini vesaire inceledim ve devamında çokça Pablo Neruda
Hayvanlar Kitabı
Hayvanlar KitabıPablo Neruda · Yitik Ülke Şiir Kitaplığı · 2002188 okunma
60 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
Yaşıyor musunuz?
Küçük, kara bir balık, herkesten farklı... Bir gün aklına başka yerleri keşfetmek, dünyayı görmek, denizde yüzmek fikri yerleşiyor. Ama bu öyle gelip geçici bir heves değil. Bu fikrini başta annesine daha sonra herkese açıklıyor. Ve sonra olanlar oluyor. Her kafadan farklı bir ses... Herkes düzenin çarkına uyum bekliyor fakat bir Küçük Kara Balık
Küçük Kara Balık
Küçük Kara BalıkSamed Behrengi · Can Yayınları · 202331,1bin okunma
Reklam
136 syf.
8/10 puan verdi
·
27 saatte okudu
"Söz çok ama..."
İki ayrı hikâyenin bir arada anlatıldığı, ilk sayfalarda kafanızı karıştıran geçişlerle başlasada, devamında rayların yerine oturduğu, okuması en fazla bir kaç saatinizi alacak olan bir eser, diyerek başlamak istiyorum. Kısaca özetlemek gerekirse; İlk hikâyedeki karakterimiz olan, "Gül Yetiştiren Adam" kendisini davasına adamış,
Gül Yetiştiren Adam
Gül Yetiştiren AdamRasim Özdenören · İz Yayıncılık · 202117,8bin okunma
90 syf.
10/10 puan verdi
·
11 saatte okudu
Kimsin sen?
Bugüne kadar yalnızca, “Sen kimsin?” diye sorana ne cevap vereceğimi bilemedim. . . . "Ben hakikati bilmiyorum. Ama cehaletimin önünde tevazuyla eğiliyorum. Övüncüm de bundadır, kazancım da." Aslında bir nevi kendi cevabını vermiş olan bir Cibran'dan bahsediyoruz. Peki biz kendi cevabımızı verebilecek miyiz? Neden var olduk? Bu
Kum ve Köpük
Kum ve KöpükHalil Cibran · Bordo Siyah Yayınları · 201012,9bin okunma
156 syf.
7/10 puan verdi
·
4 saatte okudu
İncelememi iki alıntı ile birlikte, kısa tutmak istiyorum. Herkesin okuduğu klasikleşmiş bir çocuk kitabı olarak nitelendirilsede, yetişkinlerin de ilgilendiği, hatta adına filmler çekilen bir masal. Daha önceki incelemelerden yola çıkarak, hikâyenin bazı kısımlarının yer yer gizli mesajlar içerdiği ve bir felsefesinin olduğunu duydum. Ama sonra hakkında yazılmış bir yazı okuduktan sonra bir felsefesinin olabileceği fikri bana da saçma gelmişti. "Lewis Carroll yapıtını kız çocuklarına, özellikle Alice adlı küçüğe olan sevgisinden yaratmış; yaratırken de onları hoşnut etmekten başka bir şey düşünmemiştir. Bu noktayı, yapıtta gizli bir felsefe bulmak merakına kapılmamak için, her zaman anımsamalıdır." Bunun dışında, okurken eski günlerin aklıma gelmesinin yanı sıra, hallaç pamuğuna dönen olayın saçmalığı beni çoğu zaman gülümsetti. Diyaloglar nedense bana çok tatlı geldi. Ama bununla birlikte, aslında tamamen bir düş olan bu olayların, aslında çok da mantıklı anlatıldığının kanıtıydı. Bir rüyanın olabileceği derecede işlenmişti tüm olaylar. Bilinçaltının masum bir oyunuydu her şey Alice için... Son olarak; "Bununla birlikte 'Alice' pek çoğumuzun unutulmaya mahkûm ve bunu hak eden saçmalarından da değildir. Onu, iyi matematik bilen, mantığı da çok seven bir bilim insanı yazmıştır. İçindeki saçmaların birçoğu, günlük davranış ya da sözlerimiz aşırı bir mantıkla sorguya çekilince ne durum alıyor, onu gösteriyor. "
Alice Harikalar Ülkesinde
Alice Harikalar ÜlkesindeLewis Carroll · Can Yayınları · 202122,6bin okunma
80 syf.
7/10 puan verdi
·
6 saatte okudu
Konu Güzel, Aktarım Eksik
Uzun zaman önce filmini izlediğim için kitabını da mutlaka okumak istiyordum. Çünkü benim için her şeyden önce, olayın çıkış kaynağı önemlidir. Ama kitabın kısa olması başlı başına beni şaşırttı. Çünkü daha başlamadan, filmden yola çıkarak, acaba bu kadar konuyu nasıl bu kadar az sayfa ile anlatmış olabilir diye düşündüm. Okuduktan sonra kitap ile filmin ana konusunun aynı ama olay örgüsünün tamamen farklı olduğunu görünce, açıkçası hâyâl kırıklığına uğradım. İlk defa bir filmin, kitabından daha iyi olduğu kanısına vardım. Çünkü kitapta o kadar sade, düz ve yavan anlatılmış ki konu, daha ne olduğunu bile anlayamadan kitabın sonuna geldim. Benim için her ne kadar biraz hâyâl kırıklığı olsa da, yazarın sıradışılığı ve benzersizliği bir nebze olsun beni cezbediyor ama yine de daha iyi anlatılabilirdi demekten kendimi alıkoyamıyorum...
Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesi
Benjamin Button'ın Tuhaf HikayesiF. Scott Fitzgerald · Profil Yayıncılık · 200921,5bin okunma
88 syf.
9/10 puan verdi
·
6 saatte okudu
Korkunun Korkusuzluğu
Bir kitap seç ki, o anlattığı duygunun aynısını hatta daha fazlasını sana da hissettirsin, yaşatsın... Kesinlikle bu eser seçeceklerim arasında olurdu. Özetle, esas karakterimiz Irene, tüm herkesin sahip olmak istediği her şeye sahip, mutlu - huzurlu bir evlilik, statüsü olan ve sorumluluklarını bilen iyi bir eş, iki küçük tatlı çocuk, para,
Korku
KorkuStefan Zweig · Koridor Yayıncılık · 2020103,3bin okunma
Reklam
68 syf.
10/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
Gerçek Aşk
Beni kelimenin tam anlamıyla çok etkiledi. İsmi ile müsamaha olduğu üzere "Bilinmeyen Bir Kadın" olmasına rağmen, onun aşkına ve yaptıklarına inanılmaz saygı duydum. Kimileri takıntı dese de, ben saf aşkın bu olduğuna inanıyorum. Takıntı olsaydı eğer, bu aşkına mutlak bir karşılık vermesini isterdi ama istediği sadece sevdiği kişinin onu kendi istediği için sevmesiydi. Bilinmeyen kadını bir açıdan kendime benzettim. Yaptıkları, yaşadıkları, düşünce tarzı vesaire... Bu yüzden karakteri kendime yakın ve samimi buldum. Stefan Zweig, hüznü ve burukluğu okuyucuya o kadar iyi aktarıyor ki, bir anda kendimi kitabın karakteri olarak hissediyordum. Bir kadının hislerini ve onun psikolojisini, bir erkek olarak çok çok ustaca yorumlamış bir yazardan bahsediyorsak, o kitapta tespitlerin, tasvirlerin ve hislerin aktarımı da mutlaka çok başarılıdır. Ayrıca değinmek istediğim bir nokta var, ilk okuduğum Stefan Zweig eseri,
Satranç
Satranç
'tı, her ne kadar sıkılarak okusamda, yine de güçlü ve etkili bir anlatımı vardı. Bu yüzden beğenmiştim. Ama yine de keşke ilk olarak
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
ile başlasaydım Zweig okumaya, demekten kendimi alıkoyamadım. Onun haricinde dediğim gibi kitabın, güçlü anlatımı ve betimlemeleri, olayı yaşıyormuşçasına beni içine çekti ve yaklaşık bir saatte okuyup bitirdim. Hatta zaman zaman gözlerim doldu. Sözün özü, mutlaka okunması gereken eserler arasında...
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022225,4bin okunma
104 syf.
7/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Hazin Bir Öykü Olur Ta Kendisi...
Bir sabah uyandığınızda esrarengiz bir şekilde dev bir böceğe dönüşmüş olduğunuzu hayal edin. Korkunç bir şey evet ve ama karakterimiz Gregor Samsa bunu bizzat tecrübe ediyor. Beni ve çoğu okuyucuyu şaşırtan mutlaka, Gregor Samsa'nın böceğe dönüştüğü zaman ve bunu anladığı zaman şaşırmak bir yana dursun, normal hayatındaki işini daha çok
Dönüşüm
DönüşümFranz Kafka · Can Yayınları · 2012223,5bin okunma
68 syf.
9/10 puan verdi
·
4 saatte okudu
İlkbahar Esintisi Gibi...
Kitabı okurken sonsuz güzellikte, yağmurlarla, türlü türlü çiçeklerle, en güzel meyvelerle birlikte bir bahar mevsimini okuyormuşçasına hissettim. Kitap benim için bir "İlkbahar Esintisi Gibi" hoş ve iç açıcıydı. Bunun yanı sıra "Aşk, ölüm ve geçmişe, çocukluk zamanlarına özlem" şiirlerle, ara ara alıntılarla ve düz yazılarla beraber çok "nahif" anlatılmıştı. Daha nice şiirlere ve kitaplara...
Bağbozumu Şarkıları
Bağbozumu ŞarkılarıŞükrü Erbaş · Kırmızı Kedi Yayınları · 201210,1bin okunma
283 syf.
10/10 puan verdi
·
4 saatte okudu
Şiirlerin İstanbul Beyefendisi
"Her insanın bir öyküsü vardır, ama her insanın bir, şiiri yoktur." Özdemir Asaf'ın şiirleri vardı. İnceliği ile, taşlamaları ile, zerafeti ile, nükteleri ile... O yüzden ben Özdemir Asaf'ı hep, "Şiirlerin ve Şairlerin İstanbul Beyefendisi" olarak tanımlarım. Kitaba gelecek olursam. Yalnızlığın furyasında, o büyülü atmosferinde, kelimelerin gücünde ve bitmeyen kalabalıklar içerisinde kendimi bir kez daha yapayalnız hissettim. Yalnızlık. O kadar güzel anlatılmış ki, bana yalnızlığımdan başka arta kalacak bir şey olmadığını hissettirdi... "Yalnızlık paylaşılmaz, paylaşılsa yalnızlık olmaz..." Deli olmayı, ezelden beri delilikleri sevmenin kötü bir şey olması bir yana dursun, bir ihtiyaç olduğunu bana tekrardan hatırlattı. "Ben çiçekleri, renklileri, delileri severim, bir de delilikleri..." Okuyun, okutturun... Tanıyın, tanıtın...
Yalnızlık Paylaşılmaz
Yalnızlık PaylaşılmazÖzdemir Asaf · Adam Yayınları · 200013,8bin okunma
109 syf.
2/10 puan verdi
·
12 saatte okudu
TAM BİR FİYASKO
Benim için aynen, bir fiyaskoydu. Dikkat çekmesi ve ilgi görmesi için özellikle seçilmiş detaylar ve alması gerektiği tepkiyi almamış bir kitap...
Gabriel Garcia Marquez
Gabriel Garcia Marquez
'den okuduğum ilk kitaptı. Ve keşke bu kitapla başlamasaydım dedim kendi kendime. Evet tanınmış bir yazar, başarılı bir yazar. Ama başarılı oluşu, uygunsuz bir olayı ballandıra ballandıra
Benim Hüzünlü Orospularım
Benim Hüzünlü OrospularımGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 200520,9bin okunma
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
22 saatte okudu
Gizemli Bir Efsane
Mükemmel. Diyebileceğim tek şey bu. Distopik kitaplar her zaman ilgimi çekmiştir ama ilk defa bir yeraltı edebiyatı okudum. İlk olarak, yazarın anlatım tekniği konuya ve karakterimiz Tyler Durden'e çok uygundu. O ani geçişler, ruhani dalgalanmalar, birbirinden uzak görünen ama birbiri ile bağlantılı olan cümleler... Gerçekten çok
Dövüş Kulübü
Dövüş KulübüChuck Palahniuk · Ayrıntı Yayınları · 20209,7bin okunma
Reklam
556 syf.
10/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Cehalet mutluluktur mudur?
Evet, okurken hep bunu düşündüm. Cehalet mutluluktur mudur? Bazı şeylerin farkında olmasak, bilmesek veya sürü mantığı ile yaşasak daha mı çok yaşama isteğimiz olur? Sorumluluk almamak, çoğu şeyin nedenini bilmeden, amaçsız yaşamak daha mı kolay? Öncelikle "Martin Eden" karakteri, unutamayacağım nadir karakterlerden oldu. Ve kitap
Martin Eden
Martin EdenJack London · Alfa Yayıncılık · 201891,6bin okunma
112 syf.
10/10 puan verdi
·
3 saatte okudu
Anılarımın Kitabı...
Küçük Prens. Hayatım boyunca bende ayrı bir yeri olan ve olmaya devam edecek olan kitap. En başına dönersek, çok küçükken bir doktorun bana hediye etmesiyle birlikte, ilk sahip olduğum kitaptı. Küçükken bile, bir oturuşta okuduğumdur. İlk okuduğum zamanda da çok etkilenmiştim ama aradan yıllar geçti dün okuyup bitirdim tekrardan. Eskiden anlayamadığım birçok şeyi çok yoğun şekilde hissettim, iliklerime kadar hemde... Bir çocuk masumiyeti
Şeker Portakalı
Şeker Portakalı
ve
Küçük Prens
Küçük Prens
kitaplarında da hemen hemen aynıdır bana göre. Durmadan soru soran, meraklı, duygusal ve ince bir masumiyet. Sorulara cevap vermezdi ama Küçük Prens. Belki sorulan soruyu saçma bulduğundan, belki de verecek cevabı olmadığından, bilinmez. Ama bana kalırsa o aslında herkesin kalbinde bir zamanlar var olan bir masumiyet, bir görüş. Şimdi ya vardır, ya yoktur, ya da bulanıktır. Diğer ikisi, var olma ihtimalinden çok daha yüksek. Ama yine de, bilmem, belki okuyup anlarız bir şeyler. Belki ararız o yanımızı. Herkes aynı hislerle okumaz zaten kitapları... Kiminin çıkardığı sonuçlar destan iken, kiminin ki ise bir çocuk masalı olduğudur. Ama ben umud ediyor ve inanıyorum bazı şeyler için... "Tüm yetişkinler bir zamanlar çocuktu. Ne yazık ki pek azı bunu hatırlar."
Küçük Prens
Küçük PrensAntoine de Saint-Exupéry · Can Çocuk Yayınları · 2015235,7bin okunma
141 syf.
8/10 puan verdi
·
32 saatte okudu
Kitabın bahsettiği konular ve değindiği sorunlar artı bu sorunlara karşı düşünceleri oldukça etkileyiciydi. Dönemin şartları ve o şartlarda yaşanan olumsuzlukları açık seçik ama ince nükteler ile gözler önüne seriyor. Sadece o dönemi kapsamayan, süresiz bir kitap yazmış aslında Sabahattin Ali. Kitabı okurken acaba Sabahattin Ali'nin,
Sırça Köşk
Sırça KöşkSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202056,7bin okunma
88 syf.
7/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Bir Stefan Zweig klasiği olan "Satranç" kitabını geç de olsa okudum. Doğrusunu söylemek gerekirse kitabın ilk başlarında çok sıkıldım. Dünya satranç şampiyonu olan Czentovic'in karakteri oldukça garipti ama onun geçmişini okurken fazla uzun tutulmamasına rağmen sıkıldım biraz. Ama Dr. B.'nin hikâyesi beni oldukça içine çekti ve aynı zamanda çok etkiledi. Hiçlik. Okununca iki hece, bir kelime. Ama tabii ki okuduğumuzdan çok daha fazlası... Yaşarken, nefes alırken, hâlâ düşünebilirken; bir hedefinin, yaşam amacının olmaması kadar, boşlukta hissetmek kadar ruhu acıtan bir şeyin olmadığını iliklerime kadar hissettiğim bir kitaptı. Aynı zamanda Dr. B.'nin hikâyesini okurken dönemin o zaman ki işleyişi ve psikolojik işkenceleri gözler önüne seriliyor tekrardan. Kesinlikle fazla zamanınızı almayacak ve bir kaç saatte rahatlıkla bitirebileceğiniz bir kitap. Ama ben her kitaba en az 'bir gün' verilmesi taraftarıyım kitabı içselleştirmek için.
Satranç
SatrançStefan Zweig · Koridor Yayıncılık · 2016237,9bin okunma
230 syf.
8/10 puan verdi
·
7 saatte okudu
Kitabın sizi baştan aşağı içine alacağından emin olabilirsiniz. Olay örgüsü fazla geniş bir zamanı ele almıyor fakat kitabın konusu, kitabın karakterleri ya da karakterlerin iç dünyası öyle açık ve net bir dille anlatılıyor ki, olay akıp gidiyor. Yani oldukça akıcı diyebilirim. Esas karakterin sevdiği kıza duyduğu bağlılık, aşk ve en önemlisi tutku çok güzel bir şekilde işlenmiş. Kumarda kazanılan paralar, kazanılan paraların ne yolda ve nasıl harcandığı, tekrar tekrar kumar, kazanma hırsı, kaybetmeyi kabul edememe, nerede pes edeceğine hakim olamama, nerede pes edeceğini bırak kendine hakim olamama, hepsini iliklerime kadar hissettim. Kumarda kolay kazanıldığı gibi kolay da kaybediliyordu. Ama kaybedilen sadece para mıydı? Bu sorunun birden fazla cevabı var kanımca. Ama bunun yanında, kitabın sonunda net bir sonuca ulaştım demek mümkün değil. Ama zaten kitabın ortaları bile yeterince tatmin ettiği için net bir sonun olmaması bile hiç rahatsız etmedi. Sonuç olarak kesinlikle okunması gereken Dostoyevski kitapları arasında...
Kumarbaz
KumarbazFyodor Dostoyevski · Koridor Yayıncılık · 201968,9bin okunma
280 syf.
9/10 puan verdi
·
26 saatte okudu
4 yıl önce okuduğum bu şiir kitabını tekrar okuma şansını yakaladım. Zaten kitap, Özdemir Asaf'ın ölümünden sonra, kendi not defterinden özenle seçilen şiirlerden oluşuyor. Özdemir Asaf, genel olarak çoğu kişi tarafından ismen veya belli başlı aşk şiirleri sayesinde tanınıyor. Ama maalesef ki, çoğu Özdemir Asaf'ın fotoğrafını görse tanımayacak veya bir kitabını bile okumamış kesimden oluşuyor. Bunun sebepleri, herkesin sadece Özdemir Asaf'ı, aşk şiirlerinden tanıması. Fakat Özdemir Asaf her alanda ve önemli konularda şiirlere yer vermiştir kendi dilince. Zaten çoğu şiirleri epigramlardan oluşuyor. Ve onun o ince zekası ile yazdığı şiirleri kolay kolay herkesin bir bakışta kendince yorumlaması güç geliyor. Çünkü Özdemir Asaf gerçekten kelime oyunlarına çok fazla yer veriyor. Taşlamalar ve ironilerde aynı şekilde. Bazı şiirlerini kendimce yorumlayamadım bile. Şiir bana göre, herkesin kendi yorumudur. Sadece bir anlam taşımaz. Ama yorumlayamıyor oluşum Özdemir Asaf'ın eksikliği değil kesinlikle. Benim eksikliğimdir. Kitaplara ve şiirlere ilgim Özdemir Asaf sayesinde olmuştu. İdolümdü bir zamanlar. Hâlâ öyle gerçi :))
Benden Sonra Mutluluk
Benden Sonra MutlulukÖzdemir Asaf · Yapı Kredi Yayınları · 20193,239 okunma
Reklam
140 syf.
8/10 puan verdi
·
4 saatte okudu
Kitap, gerçekten bir solukta okunabilecek kitaplar arasında. Malum daha önce başarılı bir filmi de yapıldı. Ama filmin çıkış noktasını da mutlaka bilmek gerekirdi. Kitaptaki karakterler gayet net, sade ve açıklayıcı anlatılmıştı. Olayların birbiri ile olan bağlantısı ve kader silsilesi harika bir şekilde işlenmişti. Örneğin; kitabın başında yaşadıkları tüm heyecan ve güzel duygular, sonlara doğru bir hüzne dönüşünce ve eski anılar yad edildiğinde, o anıların buruk hayali kesinlikle okuyucuya da geçiyor. En azından bana geçti diyebilirim. Kitabı okuyunca, içten gelen bir kendini kanıtlama çabasından başlayan inancın nasıl hırsa dönüştüğünü ve o kişinin hayatının mahvolmasına neden olduğunu görüyoruz. Tabii buna irade de ekleniyor. Ama yine de aslında yazgımızın ne kadar 'İnce eleyip, sık dokuduğunu' ve eksiksiz işlediğini bize kanıtlamış oldu.
Selvi Boylum Al Yazmalım
Selvi Boylum Al YazmalımCengiz Aytmatov · Ketebe Yayınları · 20219,7bin okunma