Hatırla. Öyle bir an geliyor ki başını dik tutmaktan yorulabiliyor insan ve bir dize yaslanmak üstündeki tonlarca yükten bir anda kurtulmaya eşdeğer olabiliyor... Hatırla, boğazımıza kadar hüzne batmışken şefkat bazen hayat kurtarıcı olabiliyor... Yaranı sardığın an, bıçağın sahibiyle göz göze gelmek gibi bir şey bu. Hani sızlar etin. Acımaz da, öyle bir yoklar hani. Elin yarana gider, kontrol edersin. Bakarsın ki çoktan deridir, üstü örtülüdür, uykudadır yara çoktan beri. Elin ceplerine gider, kendine tutunur yürürsün. İşte o an, hüzün ile şefkatin kesişim kümesi. Hayatın panzehiri işte bu, kendi saçlarını okşamak gibi. Hani şu çiviyi söken çivi...
Sayfa 22 - Masa DergiKitabı okudu
Doğum günün kutlu olsun Sylvia!
Ölmüş birine doğum günü metni yazmanın zorluğu daha en başta kendini gösteriyor. Hele bu kişi Sylvia iken benim için daha zor. Bu yüzden hiçbir zaman yazmadım ama bu sene yazmak istiyorum.
Sylvia çoğunluk tarafından ne yazarlığı ne şairliğiyle, sadece intiharı ile tanınıyor. Sanırım onun hakkında en çok içerlediğim nokta bu. Burada özellikle Lady
bin ahımın hakkı toprağa kalsın
Bir ilaç içsem bari diye düşündüm,
Biraz kolonya sürünsem,
Ferahlasam, pencereyi açsam.
Şöyle bir şey yazdım sonra:
Yağmur, çamurlu bir elbise dikiyor şehre
Sıkılıyoruz hepimiz bu çamurlu giysinin içinde.
Berbattı,
Bir şiire böyle başlanmazdı.
İç ses diye söylendim,
Ardından Yıldırım Gürses...
Aptal aptal güldüm bir de buna.
Ayşecik vazoyu
_Eğer birinin ruhunu görmek istiyorsanız, ona hayallerini sorun.
_İnsan doğasındaki en derin prensip, "takdir edilme" isteğidir.
_Alaycı tiplerin aslında acılarını gizlemeye çalıştığı gerçeği doğrudur.
_İnsanın dünyadaki durumu, kedinin kitaplıktaki durumu gibidir; görür ve duyar ama hiç bir şey anlayamaz.
_Yanlış anlayanlar tarafından
Ah'lar Ağacı
Bir ilaç içsem bari diye düşündüm,
Biraz kolonya sürünsem,
Ferahlasam, pencereyi açsam.
Şöyle bir şey yazdım sonra:
Yağmur, çamurlu bir elbise dikiyor şehre
Sıkılıyoruz hepimiz bu çamurlu giysinin içinde.
Berbattı,
Bir şiire böyle başlanmazdı.
Şiirin de şâirin de Allah Rasûlü'ne ﷺ itaatle bir mana kazanacağını söyledi.
Üstad'a göre her şey gibi şiir de İslâm'ın emrinde olması durumunda şiirdir.
Şiir, "Kainatın Efendisi'ni ﷺ, Allah'ın Sevgilisini sezmeye doğru hususî ve ileri bir istidât" halidir. Ona göre, şuurdan İslâm'ı tebliğ kalıbına dökülen şiirle; hevadan hevese boşalan şiiri birbirinden, "üstün idrak müessesi olarak Kainatın Efendiliği makamının eşiğinde dize gelmek" ayırır.
Sayfa 91 - Hüküm Kitap, 5. Baskı, Mart 2021
1-
Bir ilaç içsem bari diye düşündüm,
Biraz kolonya sürünsem,
Ferahlasam, pencereyi açsam.
Şöyle bir şey yazdım sonra:
Yağmur, çamurlu bir elbise dikiyor şehre
Sıkılıyoruz hepimiz bu çamurlu giysinin içinde.
Berbattı,
