“Korku insanları iki yüzlü yapardı. Ve insanlar her yerde iki yüzlüydü.”
Sayfa 99 - KanonKitabı okuyor
Halkın yiğitliği, devletin gücü ve ülkenin refahının münferit insanların ve yöneticilerin iradesine değil de halkın iradesine bağlı olduğunun en iyi ve en açık örneği, iki milyonluk nüfusuyla fakir ve küçük bir ülke olabilir.
Bu ülke Avrupa'nın en kuzeyinde bulunur. Sert bir iklime sahip bu ülkede sık sık yağmur yağar, devamlı bir sis vardır. Baharda buzlar bir türlü erimez. Ağustosta ise erkenden kış gelir. Toprak verimsizdir. Ya sarp kaya ve granitler vardır, ya da bataklık vadileriyle doludur. Tarımla uğraşmak oldukça zorludur. Vatandaşları hiçbir zaman kendi devletlerinde bağımsız olarak yaşamamıştır. Her zaman başka komşu devletlerin egemenliği altında olmuşlardır.
Bu ülkeye Finlandiya denir. Finler bu soğuk fakat çok sevdikleri memleketlerine Suomi derler. Bu kelime ise Fince "Bataklıklar Ülkesi" anlamına gelir.
Nahl Sûresi Ayet 48, 60, 61, 106 ve 119 tefsiri
48. Herhangi bir şeyden Allah'ın halkettiğinin gölgelerinin sağlarından ve sollarından küçülmüşler olarak yani güne göre gölgelerinde yer değiştirerek Allah'a secde ettiklerini görmüyorlar mı (Ağaçların, binaların, dağların, canlıların ve her bir şeyin üzerine gün doğduğunda gölgesi sağdan batıya doğru döner. Güneş ortadan kalktığında ise gölgesi soldan batıya doğru döner. Bu da yeryüzünde bulunan her şeyin gölgesinin gündüz Allah'a secde etmesi demektir.)?
60. Ahirete iman etmeyenler yani amellerin karşılıklarının verileceği ölümden sonraki dirilişe tasdik etmeyenler için kötü mesel, Allah için ise en yüce mesel var. Doğrusu O tek Rabb'dir, ortağı ve çocuğu yoktur. O, Aziz'dir, Rahim'dir.
61. Şayet Allah insanları zulümleri yani küfür ve yalanlamaları sebebiyle acele cezalandıracak olsaydı onun üzerinde yani yerin üzerinde canlıların hiçbirini bırakmazdı. Yağmur yağdırmaz böylece bütün canlılar ölüp giderdi. Fakat onları müsemma bir ecele, süreye erteliyor. Ama ecelleri geldiğinde ne bir saat, an tehir edilirler ne de öne geçebilirler.
106. Kim imanın ardından Allah'a küfrederse kalbi iman ile hoşnut olduğu halde küfre zorlanan kimse değil fakat küfr ile göğsü genişlediyse işte onların üzerine Allah'tan bir gazap vardır ve onlar için azim bir azab vardır.
119. Kuşkusuz Rabb'in cehaletle bir kötülük işleyen sonra da arkasından tevbe edenlere, amelini düzeltenlere elbette Gafur'dur, Rahim'dir.
Sayfa 397 - İşaret Yayınları 2.CiltKitabı okudu
Ölümün her an gelebileceğini hiç aklından çıkarma! Çünkü varıp konacağın yer kabirdir. Kabirdekiler her an seni bekliyorlar. Sakın onların yanına azıksız gitme!
47
Anlaşıp birleştiler benim gözümle gönlüm, Karşılıklı iyilik yaparlar, gerek varsa:
Bir bakışa acıkıp azap çekerse gözüm
Ya da seven kalbimi hıçkırıklar boğarsa. Gözlerim, sevgilimin resim şölenindedir, Gönlümü çağırırlar renklerin cümbüşüne; Gözlerim de gönlüme konuktur arada bir
Ve candan ortak olur bu sevdanın düşüne. Ya resminle bendesin ya benim aşkımla, bak, Sen hep can evimdesin uzaklara gitsen de, Kalamazsın bendeki düşüncelerden uzak, Ben hep onlardayım ya, onlar her zaman sende.
Onlar uyusalar da resmin işte karşımda, Gözü gönlü uyutmaz, şölen yapar canımda.
"Her ayrılış, az ya da çok bir yıkımdır aslında."
Sayfa 237Kitabı okuyor
Az şey bilmenin, sorgulamadan yaşamanın, geleneklere bağlı kalmanın insanı mutlu edeceği fikrinin her devirde hatırı sayılır bir alıcı kitlesi vardı.
Sayfa 67Kitabı okuyor
"Çünkü insana her şeyden önce kendini ıslâh düşer."
Ayrıntılar çok önemli! Ayrıntılar mahveder her zaman her şeyi…
Her şeyi şartsız sevmeye alışmalıyız ve unutmamalıyız ki, dünyada kusursuz ve eksiksiz insan yoktur.
