Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
İremD
İremD
@iremdmrbs
"Bildiğim tek şey hicbir şey bilmediğimdir."
Aşcı
İstanbul
128 okur puanı
Eylül 2020 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Ahmet Efendi gibi insanların olmasını diliyorum. cok sevdim seni Ahmet efendi
İki ahbabın tiyatro çıkışında, saatin çok geç olmasıyla bir otel bulamadıkları için kerhanenin yolunu tutmalarını ve bu süreçte neler yaşadıklarını anlatıyor. Ahmet efendi, kalyopi adlı henüz daha 17 yaşında olan kızı dinlemesiyle, onu anlamasıyla onu o çukurdan kurtarıp yeni bi hayat kurmasina da yardımcı olur. Kitapta en cok hoşuma giden şey Ahmet efendinin hic bir sekilde bir aşık olarak degil bir insan, dost olarak kalyopi'ye icten bir sekilde yardim etmesi, dinlemesi, anlamasi cok hosuma gitti. Hic bir menfaat istemeden sadece yardım etmesi, suan ki toplumumuzun unuttugu ama hatirlamasi gereken en onemli şey. Ahmet efendi herkese örnek olmalı. Yazarın dışa dönük olması, yargılamadan anlamaya çalışması bu eseride ayrı özel yapmış. Türk edebiyatına bu kadar güzel bir eseri kazandırdığı için Ahmet Mithat Efendiye minnettarım. Allah rahmet eylesin, topragı bol olsun Diğer eserlerini okumak için de sabırsızlanıyorum. Harika bir eser. Kesinlikle okumalısınız.
Asıl bilgelik ögretilmez, yaşanır
Bugüne kadar hayatımda okuduğum en güzel kitaptı. Bi üstü olur mu bilemem ama bu kitabın yeri bende hep ayrı olucak. Bir insanın arayışını anlatan, genç Siddhartha'nın hamlıgından pişmesine kadar yolculuğunu anlatmış hermann hesse. Bu kitapta tanıştım hermann hesseyle. Iyi ki tanismisim harika bir eser birakmis toprağı bol olsun. Insanın özü meraktan oluşuyor. Fazla merak başa beladır derler ama ben öyle olduğunu düşünmüyorum. Bu kitapta bunu anlatıyor yanlış yaparak sorgulayarak uzulerek acıyı en derinden hissederek insan bir seyler ogreniyor. Ogretmen arayan siddhartha asıl öğretmenin yaşam olduğunu fark etti. Asıl önemli olan şeyin sevgi oldugunu, gurur, kibir ve hirslari aşarak ulaştı ve anladı. Birden fazla okuyacağım bir kitap. Devamlı not aldığım, geriye dönüp elime alıp o notları hep okuyacağım bir kitap. Şiddetle tavsiyemdir okuyun, okutturun!
Kadınlar
İngiliz Edebiyatının feminist yazarı Virginia Woolf'u cok duymuştum ve merakla okumak istemiştim. Ilk " kendine ait bir oda" eseriyle tanıştım. Döneminin kadınlarının ne kadar hor görüldüğü, deger verilmedigini, asalanmalara ugrayan kadınları örnekler vererek anlatmıştır. Kadınlara seslenerek harekete geçmelerini, toplumda erkekler Kadınlara deger vermese bile, erkeklerin vereceği degere ihtiyaçları olmadığını devamlı vurgulamış. Kadınlar harekete geçmeli ve kendinlerine deger verip bir yerlere gelmek icin baskıcı topluma ragmen mücadele etmelidir. Simdi ki yuzyildada malesef bu ataerkil düşünce devam etmekte. Ama bu ataerkil düşünce topluluğunu alt etmek için daha cok okumali ve daha çok araştırıp degersiz görülen her kadin kendine deger vermeli. Güzel bir kitapti herkese tavsiyemdir.
Okur Takip Önerileri
Bugüne kadar okurken en çok zorlandığım kitap oldu. Okurken bu kadar zorsa bunu yaşayanların hayatlarının ne kadar zor olduğunu düşündüm. Kesinlikle herkesimin okumasi gereken bir kitap özellikle annelerin okumasi ve öğretmenlerin okumasi gerek. Malesef dünyanın ve turkiyenin, insanlık tarihinin en karanlık yüzü ensest. Bugüne kadar haberlerde hic görmedim bu tarz olaylar ama kitabi okuyunca bu kadar cok fazla olması beni derinden üzdü. Üzülmemek icin bu olayın önüne geçmek lazım ve bilinçlenmek lazım. Çocuklarımızı korumayı, kendilerini korumayı öğretmemiz lazım. Çocuklara hayır demeyi öğretmemiz lazım. Umuyorum ki ülkemizde adalet sistemi güçlenir. Hepimiz çocukların sesi olmamız lazım.
Mark twain'in ilk okuduğum eseri. Kitap ince ama içeriği fazla derin. Insan nedir sorusuna farklı bakış açıları sağlayan, düşündüren harika bir felsefi kitap. İnsanın bir makine olduğunu, insanın düşüncelerinin, davranışlarının dış etkenlerden kaynaklandığını yazar dile getirmiş. genc adam ve yaşlı bir adam tarafından diyologlar halinde yazar okura sunmus. Felsefi kitapların'da diyolog içeren kitapları çok seviyorum. Sohbetin içindeymişim gibi bir hava veriyor okurken zevk alıyorum. Kesinlikle okumanızı tavsiye ederim.
Toplum psikolojisi ve insanın kişisel gelişimini bilimsel bir şekilde rollo may okura aktarmış. Yazar modern insanın yaşadığı her içsel, ruhsal, manevi duygularını irdelemiş ve incelemiştir. Öncelikle insanın kendisini bilmesi gerektiğini, tanıması ve yargılaması gerektiğini savunuyor. Insan kim olduğunu ve olmak istediğini düşünmelidir. Yalnızlıktan korkulmaması gerektigini, aksine yalnızlığın, insanın kendiyle yalnız kalması, insanin kendini daha iyi tanıyıp gelişimine dahada katkıda bulunur. Psikolojiye ilgisi olanların keyifle okuyacağını düşünüyorum. Keyifi okumalar dilerim.
.
Bugune kadar din üzerinde en anlaşılır ve açık şekilde anlatım tarzı olan bir kitap okudum. Bir hoca'da bulunması gereken özellikler, bir talebede bulunması gereken özelliklerin ne olduğuna, ilmin ne olduğuna ve ne kadar önemli olduğu, nasıl öğrenilmesi gerektigi, ilmin nasıl öğretilmesi gerektigini, faydalı ve faydasız ilimleri ve islam büyüklerininde sözleriylede ince bir sekilde imam gazali aktarmis. Allah ondan razi olsun. Kesinlikle okumalısınız. Ayetlerden, hadislerden cok ornek verilerek anlatılmış. Ben okurken cok zevk aldim ve ne kadar eksiğim olduğunu anladım. Okumanızı tavsiye ederim.
Sefïller
Müthiş bir eser. En etkilendiğin kitap hangisiydi derlerse kesinlikle sefillerdir derim. Victor hugo.. toprağın bol olsun sahane bir eser birakmissin ne mutlu sana! Jan Valjan kitabın baş karakteri. Herkes seni örnek alabilse ne mutlu herkese. Sefaletin, yoklugun icinde insanin psikolojik durumunu cok iyi bir sekilde tahlil etmis yazar. Bu kadar zorlugun sefaletin icinde olunsada bir insanin her seye ragmen dimdik durmasını, vicdanlı olmasını, her daim zorda olan herkese el uzatmasını yazar cok iyi işlemiş. Kimse kötü doğmaz diyor jan valjan, kotu bir cevre, kotu bi anne baba, kotu bi egitim alanın vah haline diyor. Ama her seye ragmen insan ozgur ve hur iradesiyle kotuyle iyiligi ayirt edip vicdanina kulak verip iyiyi, dogruyu secebilir. Dönemin adaletsizligini, devletin adeletsizligini, zengin insanlarin duyarsızlığını çok iyi bir sekil de yazmis yazar. Insanlarin cehaletini, yararsız oluşlarını, vicdansizliklarini bir bir insanlığın yuzune adeta tokat gibi yapıştırmış Victor Hugo. Bu kitap hakkinda ne konussam az. Kesinlikle herkese tavsiye edicegim bir kitap. Okumadıysanız siddetle okumanizi oneririm. Sadece bazi yerler uzun oldugu icin fazla detay verildigi icin biraz sıka bilir insani lakin sabırla okumanızı tavsiye ederim. Bu eser okumaya deger.
Yazar diyologlar halinde dönemin dindarlarını ve idealistlerini elestirmistir. Varolus uzerine cok derin incemeler yapmış yazar. Derin bir sekilde düşünmeme sebeb oldu. sadece Ilk bolumu okurken biraz anlasilmasi zorluyor ama son bolum dinle olan yer akıcı bir sekilde devam ediyor. Inanclida olsaniz, sizin fikrinizde olmayan birininde fikirlerini okuyup anlamalısıniz ki bir fikriniz, konuscak bir seyiniz olsun. Kesinlikle okumanızı tavsiye ederim keyifli bir kitap bir günde okuyup bitirdim. Şimdiden keyifli okumalar dilerim.
Sabahattin Ali'nin, sevgili eşi aliye ali'ye ve ruhu filiz ali'ye yazdığı mektuplardan oluşuyor bu kitap. Adeta mektuplarindada yazarlığını, samimiyetini, içtenliğini konuşturmuş sabahattin ali. Okurken hüzünlendim. Ailesinden uzakta çektiği sıkıntılar huzunlenmeme sebeb oldu. Muhteşem bir es muhtesem bir baba ruhu sad olsun.
#okudumbitti
Bu kitap; hırçın bir kız olan, yeri geldiği zaman hanım hanımcık olan, yerinde duramayan, yaramaz bir kız olan feridenin hikayesini anlatmaktadır. Ferideye çalıkusu denmektedir. Çalıkuşu denilmesinin nedeni yerinde duramamasi ve devamli bir kus gibi ağacın dallarına çıkmasıdır. Kitabın ilk bölümlerinde baş karakter olan feride kendi ağzından
Eserde finlandiya'nın bataklıktan, Beyaz Zambaklar Ülkesine nasıl dönüştüğünü anlatıyor. Ekonomi, kültür, egitim, saglik gibi bir çok alanın nasıl geliştirildiği ve nasıl olması gerektiği hakkında bilgiler veriyor. Ozellik'le insan ahlakının üzerinde durması, bir ülkenin ahlakının önemini vurgulaması benim çok hoşuma gitti. Yeri geldi katılmadığım yerlerde oldugu kadar katıldığım yerlerde çok oldu. Ozellikle çocuk gelişimi üzerine düşünceleri ve eleştirileri çok hoşuma gitti. Dirilme ve diriltme ruhu çok iyi işlenmiş. Ulu önder mustafa kemal atatürk boşu boşuna önermemiş bu kitabı. Okumanızı tavsiye ederim :)
Denemelere her zaman bir ilgim vardı. Deneme türünden okumak istiyorsanız başlangıç için mükemmel bir kitap. Dili sıkıcı degil akıcı. Kesit kesit parçalar bulunuyor. Hayata dair, insana dair, duygulara dair, bir çok denemeler, kesitler mevcut bu eserde. Okurken kendinize dair bir çok sey bulucaksınız ve keyif alıcaksınız. Okumuşsanız bile baştan okumak keyifli. Arada sırada kitabın sayfalarını çevirip aralarından okumakta keyifli. Kamu spotumuz Okuyun okutturun :) Şimdiden sizlere keyifli okumalar dilerim.
"Dirilt Kalbini"
Uzun zamandır gördüğüm ama bir türlü okuyamadığım bir kitaptı. Sonunda alabildim ve bu çok değerli kitabı okuyabildim. Din üzerinden yazan diger yazarlara göre kesinlikle benim naçizane fikrimdir daha samimi ve akıcı bir şekilde sıkmadan yazar okuyucuya fikirlerini aktarmış. ve çok da alçak gönüllü bir yazar, zira yazdıklarından bu net bir şekilde gözüküyor. Kitap bittikten sonra bir kitabı daha var mıdır acaba dediğim baktığımda olmadığını gördüğüm de üzüldügüm kişidir. Umarım bir kaç eserini daha görebiliriz. Kesinlikle herkese tavsiye edebileceğim guzel bir kitap. Okuyun okutturun :)
"Yaşamda acımasız, ölümde."
Nietzsche'nin fikirlerini düşüncelerini felsefesini harmanlayarak yazar okurlara sunmuştur. Sadece okumakla kalmamalısınız. Okuyarak yaşamalısınız. Bazı kitaplar yaşayarak anlaşılıyor. Yeri geldiginde kitapdaki karakterlerede bürünüp o karakterlerin iç dünyasına inip anlamaya çalışıcaksınız. Bu kitapda onlardan biri. Tarihteki kişilerden ilham alınarak yazılmis harika bir felsefe-psikoloji kitabı. Nietzsche'nin ümitsizliği üzerinde çok duruluyor. Ümitsizliğiyle mücadelesi anlatılıyor bana göre. Dr.breur'un nietzsche'nin ümitsizliğini tedavi etmek istiyor ama nietzsche bunun üzerine; "Ben ümitsizliği tedavi edemem Doktor Breuer. Onu incelerim. Ümitsizlik, özfarkındalık uğruna ödenen bir bedeldir. Yaşama derinlere inerek bakacak olursanız, ümitsizlikle her zaman karşılaşırsınız." Demistir. Kısacası aci cekmeyi seven bir nietzsche karşınızda. Anlamak icin acıdan kacmayan güçlü bir adam. Okuyun. Okutturun.
"Kendine iyi davran güzel insan"
Normalde kişisel gelişim icerikli kitapları çok sevmem çünkü hep aynı seyleri yazıyorlarmış gibi geliyor bana. Basit ve yavan. Ama kişisel gelişimden bir kitap öner deseler kesinlikle Beyhan Budak'ın kitabı olurdu. Baş ucu kitabı adeta. Dili sade ve anlaşılır. Sanki Beyhan bey karşınızda onunla beraber sohbet ediyorsunuz. Dili sade olduğu kadarda samimi. bir çok not aldım. Kitaplarınıza not almaktan cekinmeyin. Yazar kendiside kitabında bahsediyor.
Geçmişimizden gelen yüklerden nasıl kurtulacağımızı, kendi kendimizi anlamamız için yazdığı bir eser. Ailenin bıraktığı derin izler, aile dışı etkenler, sık karşılaşılan sorunlu ilişkiler, zihinsel virusler, geçmişin hasarlarını onarmak gibi konuları ele alıp okura sunmuştur yazar. Herkesimden herkese hitap ediyor. Okumanızı tavsiye ederim. Kendinize iyi davranın güzel insanlar.
Ahmet Ümit'in okudugum ilk kitabı ve bayıldım. Diger kitaplarınıda okumak için sabırsızlanıyorum. Bab-ı Esrar, arapça-farsca bir kelimedir ve anlamıda esrar kapısı demektir. Okumaya başladıgımda gercektende bambaska bir esrarlı bir kapıdan giriş yaptığımı fark ettim. 500 sayfalık kitabı 2-3 günde merakla su gibi okudum. Anlatım tarzı akıcı. Okudukca kendinizi daha cok kaptırıcaksınız. Bu kitapta yazar Sems Tebrizliyi ve Mevlanayı, polisiye ile çok güzel harmanlamış ve ortaya çok güzel kurgu içerikli bir roman çıkarmış. Babası Sufi bir Konyalı olan, annesi ise İngiliz olan bir sigorta ekspertizi karen kimya greenwood, bir yangın hasarı için inceleme ve araştırma yapması için Konya'ya gönderiliyor ve gelişi ile başlayan roman, esrarengiz, gizemli ve mistik olaylar ile beraber devam ediyor.
Küçükken babasıyla birlikte geldiği bu şehirde araştırma yaptıkça, hiçbir açıklama yapmadan karen'ı terk eden babasından da izler aramaya çalışır. İş için gelmeside bahane olmuş aslında. Konyada en çok durmak isteme sebebinin babası için olduğunu anlıyor romanın baş karakteri. Ayrıca hamile olan karen, bebeğini aldırmasını istiyen sevgilisiyle kalbinde cok mücadele eder ve sonunda bebegi istedigini ve aldırtmak istemedigine karar verir.
"Türk kültürünün kadın kahramanları"
Çok sevdiğim ve değer verdiğim bir büyügümün hediyesiydi bu kitap. Merakla okudum ve bilmediğim bir çok şeyide öğrendim.
Yazar bu kitapda; Türk Kadınının Türk Kültüründe ki değerini anlatıyor. Kendi mesleklerinde ilk olan bu iş kadına göre degil diyenlere inat bütün mücadeleye ve zorluğa göğüs geren, savaşcı ruhlarıyla, kalemleriyle, hayatlarıyla yön veren kadınların hayatını kaleme almış yazar. Herkesin bu kitapda ki degerli kadınlardan birseyler bulacağını,örnek alacagını düşünüyorum. Yazarında dediği gibi ; Yeri geldiğin de Samiha Ayverdi, Sabiha Gökçe, Afet İnan olup bu azme ve çalışkanlığı örnek alıcaksınız, gurur duyucaksınız.mutlaka her kesimin kütüphanesinde bulunması gereken bir eser.
"Gör Beni"
Yazarın ilk okuduğum eseri. Uzun zamandır kitaplarına bir ilgim vardı lakin almaya fırsatım olmamıştı. Karşıma çıkınca hemen aldım. Öğreticiliğin, bilginin ve öykünün harmanlandığı harika bir eser. İçeriği tarih olduğu için okumakta biraz tereddüt ettim ama Azra Kohen bütün ön yargılarımı kırdı. Osmanlının son dönemlerini ve cumhuriyetin ilk yıllarını, iki farklı ideolojiyi objektif bir şekilde ve eleştirerek yazar, akıcı bir şekilde aktarmış.
Savaşın ne kadar yıpratıcı ama umudun ve mücadelenin, vatanın toprak birliginin, bir arada olmanın ne kadar kutsal olduğu, aşkın mutsuz sonla bitmediğini, sevginin; emek, çaba ve sabır olduğunu yazar çok güzel bir şekilde aktarmış. Okuyan herkesin kendinden bir şeyler bulacağını umuyorum.
"Sokratesin savunması"
Sokrates öldükten sonra; ögrencisi olan, bizzat sokratesin savunmasına ve infaz edilmesine tanıklık eden, Platon tarafından yazıya dökülen ve hala güncelliğini koruyan bir eserdir. Sokrates, yeni tanrılar icat etmekle, var olan tanrılara inanmamakla ve gençlerin aklını karıştırmakla, onlara kötü örnek olmakla Atinalı halk tarafından suçlanmış ve iftiraya uğramıştır. Felsefeye olan aşkından, kendi fikirlerini savunmaktan, yanlış olanı söylemekten hiç bir zaman ödün vermemiştir. Sokratesin üstünde durduğu en önemli şey ise; Gerçek bilgi ve erdemdir. En büyük gayeside öğrenmek ve öğretmektir. "Bildiğim tek şey hiç bir şey bilmediğimdir." Diyerek sonsuza kadar öğrenci olacağını, devamlı öğrenme arzusu içinde olduğunu bu cümlesinden anlıyoruz. Herkese önerdiğim ve aldırdıgım nadide kitaplardandır. Birden fazla okuduğum bir kitap. Sokratesle beraber bir çok şeyi ögrenceksiniz. Felsefe severlere ve sevmeyenlere duyrululur..
