Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Büşra

Büşra
@k0nsantre
Hiçbir öğrencimin fıtratını bozmadan herbirinin yüreğine dokunmaya çalışacağım. Bu da benim cihadım olsun.
Gerçekten kardeşlerim, bir halkın ihtiyaçlarını,toprağını,havasını,komşusunu bir kere tanıdınız mı, o zaman onların zaferlerinin kurallarını ve merdivenlerinden umutları için tırmanışlarının nedenlerini tahmin edersiniz.
Reklam
Bir kitabı okuyup bitirdiğiniz zaman, bunu yazan keşke yakın bir arkadaşım olsaydı da, canım her istediğinde onu telefonla arayıp konuşabilseydim diyorsanız, o kitap gerçekten iyidir.
Bir anne, kızına kendi sezgisizinin doğruluğuna güven duyma hissinden daha büyük bir kutsama veremez. Sezgiyi akılcı bir temeli olmayan, yanlış sonuçlara götüren bir yetenek olarak tanımlamak yerine, gerçekten ruh sesinin konuşması olarak tanımlamak daha doğrudur.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bir kadın psişesinin yolu, kulağına gelen tınılar ya da geçmişte maruz kaldığı zulümler veya yerüstünde daha geniş bir hayat yaşamasına izin verilmemiş olması yüzünden çöle düşmüş olabilir. Bu durumda kadın çoğunlukla, üzerinde parlak kırmızı çiçeğiyle bir kaktüs dışında, 500 kilometrekarelik bir alanda başka bir şeyin bulunmadığı bomboş bir yerde yaşadığını hisseder. Ama 501. kilometreye giden kadınlar için, orada daha fazlası vardır. Küçük güzel bir ev.
Hayatın yüz vermediği insanların tarihinden bize kalan kimsenin yazgısının dışına taşamayacağıdır. Zaferler ve başarılar hak edenlerin değil nasip edilenlerindir. İstesek de izin verilmeyen bir kalbe giremeyecek, kursağımıza pay edilmemiş bir yemişi çiğneyemeyeceğiz. Evet belki her yenilgiden sonra yeniden denemeliyiz. Nasibimize yenilginin düştüğünü öğrenebilmek için bile buna değer. Hem zaten bunun bilgisine ulaşmak bile bir zafer değil midir?
Sayfa 9
Reklam
Kayra bir gün bana; Mutsuzluğuna hiç bir çare aramıyorsun demişti. Ve en büyük acının kendininkinin olduğunu düşünüyorsun. Dünyadan haberi olmayan bütün gerizekalılar gibi. Ölmesine çeyrek kalmış, herkesi yaşadığına pişman etmeye çalışan, sağlıklı oldukları için suçluluk duymalarını isteyen hastalıklı, yaşlı bir kadın gibisin.
Yaşlılık benim çalar saatim dedi. İhtiyarlar neden o kadar erken uyanır ki? Bir uzun gün daha yaşamak için mi?
“Bazen insan bir mesajı içinde sakladığını sanır, oysa mesajın kabridir sadece.”
Anasından Osman Bey’e; “Olana kaptırma kendini. Dönüp arkana bakma. Sev.. sevgin ayak bağı olmasın. Nankör olma.. vefan ayak bağı olmasın.”
—Dünya kurulalı beri kılıç mı daha kanlı, kalem mi,ayırt edilebilmiş değildir. Bence kılıcın yarası bir,kalemin yarası bin..Kılıç eri dilerse sahip olur kılıcına..Sen dünyanın yüzüne salmaktasın yazdıklarını.. Kopar gider, nerede nişler, bilir misin? Gerisin geri “Toplayalım” desen yeter mi gücün?Dediğini dememiş olmak, elinde mi?
Reklam
Bir üst değere, bir üst kıymete kendini ram etme, feda etme, vakfetme, hayatını adama hâlinin adıdır aşk. Sonsuza kanat açmaktır. Bir fotoğraf, bir anlık görüntü değil; bir filmdir. Bitmeyen, ebediyete doğru giden bir süreçtir; pişiren, olgunlaştıran, yetiştiren, insana insanlığını kazandıran, hayatını anlamlandıran bir disiplin, bir ateştir.
Sohbetin gücüne ve bereketine inanıyoruz. Zira sohbet bir hal aktarımıdır. Sohbet gönlün file gelmesidir. Sohbet kalbin içindekinin bütün yalınlığıyla dışa vurmasıdır. Sohbet ile söz adeta can bulur, can olur, can verir.
Kitaplarla dostluk kurarsınız, o koku size siner, o kitabı elinize aldığınızda eski bir dostunuzla karşılaşmış gibi olursunuz.
35 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.