… her türlü demokrasi yaşamını engelleyen iktidarların, aslında geleneksel aidiyetlerin güçlenmesini destekledikleri olgusu üzerinde ısrar etmek belki de lüzumsuz kaçmaz; bir toplumun içine kuşku yerleştiğinde tutunacak en son dayanışma en derinlerde olandır; ve her türlü politik ya da sendikal ya da akademik özgürlük kösteklendiğinde, ibadet yerleri insanların toplanıp tartışabileceği ve düşman karşısında kendilerini birlik içinde hissedebilecekleri tek yer haline gelir. Ne kadar çok insan "proleter", ve "enternasyonalist" olarak Sovyet dünyasına girmiş ve sonunda hiç olmadığı kadar "dindar" ve "milliyetçi" olup çıkmıştır. Zaman ilerledikçe, sözde "laik" diktatörlükler dinci fanatizmin fidanlığı gibi görünmeye başladılar. Demokrasinin olmadığı bir laiklik, hem demokrasi hem de laiklik için bir felakettir.