Şu beğenmediğimiz, akılsızlığa misal olarak zikrettiğimiz eşeklerin içinde ne filozof kafalılar vardır bilir misin evlat?... Yedikleri sopanın miktarı ne olursa olsun yürüyüşlerini değiştirmezler.
Hızlı gitmenin sopadan kurtulmak için çare olmadığını, çünkü sahiplerinin büsbütün hırslarını arttırarak kendilerini atlarla yarıştırmaya sevkedeceğini biliyorlar...
Ben zannediyordum ki ömürlerimizin teknesini istediğimiz sahile götürmek için yalnız onun dümenini ele almak kâfidir…Şimdi anlıyorum ki değilmiş… Yollar görünmez kayalarla doluymuş…Onlara çarpmamak lazımmış… Daha fenası gizli cereyanlar varmış ki insan onlara kapıldığı zaman yolun değiştiğini, gittikçe uzaklaştığını fark edemezmiş… Ta kendisini başka sahillere düşmüş görünceye kadar…