"Benim hastalığımın nedeni koskoca yirmi yıl süresince, kasabada konuşacak yalnızca bir tek aklı başında adam bulabilmemdir. Ne yazık ki, o da deli!.."
Biz insanlar, hepimiz birer rol seçtik kendimize, bize dayatılanı gerçekleştirdik, kötüyü kabullendik, yanlışı görmezden geldik. Kurmak istemediğimiz ilişkilerin, mesleklerin içinde kaybolduk. İtibar sahibi olduğumuz için şükrettik, itibarını kaybetmiş kişilere acıyarak baktık. Sonra biri çıktı karşımıza, diğer herkesten farklı olan; ona akıl hastası dedik. Hiç düşünmedik, o delinin aslında en aklı başında insan olabileceğini...
Anton Çehov'un yazmış olduğu bu hikaye temelinde bir çatışmayı ele alıyor. Bu çatışma sadece akıl hastası olan İvan Dmitriyeviç ile Andrey Yefimoviç arasındaki çatışma değil, bir insanın dünü ile bugünü arasındaki çatışmayı da gözler önüne seriyor. Bu kitapta 'deli' olduğu için sözüne itibar edilmeyen İvan Dmitriyeviç'in düzene olan isyanını, başkaldırısını görecek aynı zamanda bilgili, saygıdeğer bir doktorun bu düzene boyun eğişini, kabullenişini seyredeceksiniz. Tabi ki en can alıcı kısım da bu iki insanın yollarının kesişmesiyle başlayacak.
Sayfa sayısına baktığınızda çok kısa, tek solukta okunacak fakat içi bir o kadar dolu ve yoğun bir hikayeydi. Keyifli okumalar dilerim.