“Şu ana size yeterince ayrıntılı bilgi verdiğimi düşünüyorum... Bunun nedeni belki de o ana kadar kendimi idrak edebilme kabiliyetimde saklıdır. Doktor olarak kendi vaziyetime bir teşhis koyabilmiştim. Ancak o andan sonra içime kor bir ateş düştü, kendi üzerimdeki kontrolümü yitirdim... Yani yaptığım her şeyin ne kadar anlamsız olduğunun farkındaydım ama artık ne kendime söz geçirebiliyor ne de hareketlerime, duygularıma anlam verebiliyordum. Aklımda tek bir şey vardı... Bakın ne diyeceğim, belki size daha açıkça anlatabilirim, Amok’un ne olduğunu biliyor musunuz?”
28 Kasım 1881’de Viyana, Avusturya’da doğan Stefan Zweig roman, uzun öykü, tiyatro, deneme, seyahat, anı, şiir türlerinde pek çok eser vermiş bir yazardır. Biyografi ustası olarak da tanınmakla beraber eserleri milyonlarca baskıya ulaşmıştır.
I. Dünya Savaşı’na gönüllü olarak katılan Zweig, savaştan sonra Avusturya’ya dönerek Salzburg’a taşınmıştır. Frederike Von Winternit ile evlenip uzun yıllar Salzburg’da yaşamıştır. Yahudi bir yazar olan Stefan Zweig, Hitler öncülüğündeki Nasyonal Sosyalizm egemenliği nedeniyle kara listeye alınmış ve kitapları diğer birçok yazarın eserleri gibi Naziler tarafından yakılmıştır.
1937’de ilk eşi Frederike’den ayrılan Zweig, sekreteri Lotte Altmann ile Portekiz’e gitmiştir. Hitler’in güçlerinin batıya doğru ilerlemesiyle Avrupa’dan ayrılan Zweig, New York, Arjantin, Paraguay ve sonrasında Brezilya’ya gitmiştir.
II. Dünya Savaşı’nın ardından savaşın insan ruhunu kıyıma sürükleyecek baskılarını kaleme alarak tepkisini ortaya koymuş olsa da Hitler düzeninin yarattığı karamsarlık ve düş kırıklarıyla Brezilya’da karısıyla birlikte, uyku hapı içerek 1942 yılında hayatına son vermiştir.