Günlerin alışılmış kirli havası içinde, buhar gücüyle çalışan fabrikaların keskin düdüğü, işçi mahallelerin üstünde dumanlı kirli havayı parçalarcasına çınladığında, dinlenip de kulübelerinden, üstleri ışık çevrilip ürkütülmüş hamamböcekleri gibi dışarı fırlayıp, soğuk ve alacakaranlık yollarda, pencerelerindden parlayan sarı bir ışıkla şose yolu parlatan fabrikanın yüksek taş duvarlarına doğru yol alırlardı. İstimin komurtusuyla birlikte diğer makinelerin boğuk gürültüsü mahalleye hakim olurken, bacaların asık suratlı kara görüntüsü birer sopa gibi mhallenin üzerine egemenliini kurardı. Yorgun ayaklarını, sürükleyerek fabrikanın taş duvarlarla çevrili geniş dörtgenine doğru, köyün kaldırımsız, daracaık yolundan yürürlerdi. Fabrika, katıysız, sakin bu gelenleri kifli pencere dizileriyle beklerdi. Yıcık vıcık çamur ve pislik, yürüyenlerin ayaklarına sınavnıp tuhaf sesler çıkarırdı. Sağdan soldan, kısık ve uykulu seslerin çığrışması işitlirdi. Tuhaf sövüşmelerle karşılık veren sesler; bu seslere, gürültülere buharın ıslıkları karışırdı. Fabrikanın bacalar, kasıntılı bir güven duygusuyla kalın sütunlar benzeri yükselirdi köyün üste...
Yazar:
Maksim Gorki
Maksim Gorki
Çevirmen:
Kısmet Er
Kısmet Er
Tahmini Okuma Süresi: 10 sa. 39 dk.Sayfa Sayısı: 376Basım Tarihi: 2016İlk Yayın Tarihi: 1906Yayınevi: Venedik Yayınları
ISBN: 9786059701587Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
376 syf.
6/10 puan verdi
Ana
"...dinlenip de uykusunu alamamış yorgun insanlar..." 'Ana'yı okurken Rusya'nın keskin ve acı soğuğunu; o soğuktan sonra titreyen bacaklar ile tek odalı köy evindeki semaver çayı ile ısınmayı; gri kirli havası, boğuk makine gürültüsü; tütün dumanı ve kokusuyla birlikte fabrika işçilerinin ayaklanma için verdiği mücadeleyi ve yorgunluğunu hissettim; İstanbul'da, şehrin ortasında, yazın en sıcak günlerinden birinde. 'Ana'yı okurken bir ananın evladı için vazgeçebildiklerini; mücadelelerini; katlanabildiklerini; hüzün,gurur ve korkuyu aynı anda hissedebildiğini gördüm; odamda, saat bilmem kaçta, günün birinde. 'Ana'yı okurken soğuk kış gecelerinde uzun yollar yürüdüm; fabrika makinelerinin keskin düdüğü ile sonu yokmuşçasına, karın tokluğuna sömürüldüm, çamurlu meydanlarda öfkeli ve cahil toplumun kavgalarını izledim. ”Ne bite ne de pireye benzer düşünce dediğin. Sıçradığı zaman tutamaz, yürüdüğü zaman alıp ezemezsin parmaklarının arasında." Not: Bu incelemede dönemin Rusya politikası ve sosyalizmin yükselişi değerlendirmeye alınmamış, yalnızca toplumun sosyolojik yapısı incelenmiştir.
Ana
Ana
Maksim Gorki
Maksim Gorki
Ana
AnaMaksim Gorki · Venedik Yayınları · 201628,8bin okunma
Reklam
376 syf.
8/10 puan verdi
Öncelikle kitapta çok fazla Marksizm'den izler olduğunu söyleyebilirim, Marksizm'e ilgisi olan bu kitabı okuyarak başlayabilir bence. Romanda 1917 Ekim Devrimi öncesi Rusya'da kapitalizmin meydana getirdiği sömürü ve sefalet anlatılıyor. Yazar, işçilerin ve köylülerin zorluklarını genç işçi Pavel ve annesi Nilovna üzerinden anlatıyor. Normalde, eşinden şiddet gören, bir ev hanımı olan Nilovna karakteri, kocasının ölümüyle ve oğlunun devrimci örgütlere girmesiyle oğluyla devrim mücadelesine birlikte katılmış, bilinçlenmiş ve ev hanımı rolünden çıkıp "Ana" olmuştur. Bildiriler dağıtarak halkı bilinçlendirmeye çalışmıştır. Hem sosyolojik, hem politik birçok gönderme var kitapta. Kitabın dili ise yalın ve akıcıydı, okumanızı öneririm.
Ana
AnaMaksim Gorki · Venedik Yayınları · 201628,8bin okunma
376 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Devrim kitabı çok iyi çok iyi Uygulamayı kesfetmeden önce okuduklarim Tarihleri tam aklımda değil onumuzdekilere bakakk .çok iyi bı uygula keşfettim günün iyi bı kariiydii.kitaplar ruh açlığını daha da açıktırıp daha iyi bi ruh seviyesine getirirr.
Ana
AnaMaksim Gorki · Venedik Yayınları · 201628,8bin okunma
Reklam
Reklam
100 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.