Çin Sarayında Bir Bakire kitaplarını, Çin Sarayında Bir Bakire sözleri ve alıntılarını, Çin Sarayında Bir Bakire yazarlarını, Çin Sarayında Bir Bakire yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Uzun uzun anlatmayı pek sevmem kitap çok sürükleyici ve akıcı ben çok beğendim ama kısa ve net olarak söylemeliyim ki bildiğiniz muhteşem yüzyıl Hürrem’i anlatıyor onu da geçen sene tekrardan izlediğim için şu an bu kitabı yarıda bırakıyorum.
Geçen sene olduğu gibi bu sene de yine mart ayında kadın yazarlarımızın kitaplarını okumayı planlıyorum. Sizler de elinizde bulunan kadın yazarların kitaplarını okuyarak farkındalığı arttırabilirseniz sevinirim.
Elimde halihazırda bulunan;
“ Mançular arasında öteden beri âdetti.17 yaşına gelmiş bütün güzel kızlar,önceden belirlenen bir günde saraya götürülür ve orada önce baş harem ağasına takdim edilirlerdi.Seçimi kazanmış olan bakireler sarayda kalır ve imparatorun sayısız cariyeleri arasına katılırlardı.”
Şimdi nereden nasıl başlayayım bilemiyorum.Kitabı neden almışım bu konu hakkında da bilgim yok.Kapak tasarımını beğenmiş olabilirim.Nobel ödüllü Pear Buck’un ünlü romanıymış.Zaten nedendir yine bilinmez ödüllü kitaplar bana hitap etmiyor artık kitap seçerken ödül almış mı almamış mı diye araştıracağım:)
Kısaca konuya değinecek olursam “ Muhteşem Yüzyıl”dizisi neyse kitabımızda anlatılan da o.17 yaşında Orkid isimli kızın saraya cariye olarak seçilmesi,sonrasında imparatorun eşi konumuna kadar yükselerek iktidarı eline alması.Tabi bunlar olana kadar o sarayda neler yaşadık neler.Aşk,entrika,iktidar mücadelesi,ihtiras,intikâm derken ölen öldü kalan sağlar bizimdir.246 sayfa olan kitabı azmim sayesinde bitirdim hiç benlik değilmiş.Ayrıca okuduğum kitaplar arasında bu kadar yazım hatası bir kitap yoktu.Bu kadar çok olmasına şaşırdım doğrusu.Kraliçe ilk saraya geldiğinde 17 yaşında idi huzura çıkarken orda gördüğü bir köpüşü kucağına aldı öyle içeri girmişti(ki nasıl izin verilir aklım almadı ya neyse)sonra son sayfalarda hiç konusu geçmeyen köpüş birden yine ortaya çıktı bu arada yaş 60 küsür.60 yaş iki sayfa sonra oldu 80 sonra yine düştü 60.Tek sevdiğim karakter Jung Lu oldu.Bu kitabı nerede görürsem sanırım aklıma gelecek tek şey caaaanımmmm Jung.Okumak isteyen okuyabilir ama okumasanızda olur,sevgiler…
İhtirasına gem vuramayan bir bakire...Sarayda söz sahibi olmak, kralın önüne geçmek için yapamayacağı yok...
Esas aşkını bile geri plana itiyor, ama içindeki aşk ateşini söndüremeden, entrikasını sürdürüyor.
Hedefine ulaşmak için birinci basamak saraya girmek...Önce saraya, sonra kralın yatağına giriyorEntrika kralı pasifize ederken, halkını da
Kitaplar kendileriyle meşgul olanların hakkını katiyen yemiyordu. Her okunan satır, insanı iyiliğe götüren bir bilgi halinde zihne kazınıyor ve zamanın nasıl geçtiği hissedilmiyordu...
Pearl S. Buck
1892 yılında doğmuştur. Nobel edebiyat ödülünü alan ilk Amerikalı kadındır.
Şimdi sırada kitabımızın tanıtımı geliyor.
Hazır mıyız?
Haydi o zaman başlayalım.
Mançu kızı olan Orkid artık genç kız olmuştur. Aynı yıl imparatorun eşi vefat etmiştir ve saraya bakire kızlar eş seçimi için çağırılacaklardır.
Orkid saraya seçilir ve ihtiras, entrika oyunlarının başlamasına az zaman kalmıştır.
Sevdiği genç Jung Lu sarayda görevlidir.
Orkid’in içinde yaşadığı hırs bir gün bambaşka bir kapı açacaktır.
Ve Yehonala ( Orkid ) imparatorun ikinci eşi olmuş ve bir erkek veliaht dünyaya getirmiştir. Bu veliahtın gizemi de kitapta saklı kalsın
Aşkını içinde yaşatan Yehonala, İmparatoru ve ülkeyi yönetmeye başlamıştır artık.
Halkı hiçe sayan, acımasız, sabırlı bekleyiş ile sakin alınan kararlar ve çizdiği izlerle yaşamsal boyutları nasıl değiştirdiğini,
Kadının gücü ve zekasının etkisi..
Derin bir nefes alın ve sayfayı çevirmeye başlayın. Diğer sayfalar kendiliğinden açıyor yapraklarını size
Keyifli, sağlıklı güzel günleriniz olsun.
Jung Lu, biraz ilerisinde oturmakta olan Yehonala’nın gözlerinin içine bakıyordu. Yıllar yıpratıcı etkisini göstermekten geri kalmamış olmakla beraber, imparatoriçenin yüz hatlarında çok yıllar öncesinin Orkid’inden hatıralar bulmak mümkündü.
Genç imparator tahtının üzerinde dalgın dalgın oturuyordu. Çekik gözlerinde uzak hayallerin ve hasreti çekilen yasak arzuların bütün belirtisi okunabilirdi.
"Kitaplar kendileriyle meşgul olanların hakkını katiyen yemiyordu. Her okunan satır, insanı iyiliğe götüren bir bilgi halinde zihne kazınıyor ve zamanın nasıl geçtiği hissedilmiyordu."
Nobel ödüllü Pearl Buck’un ünlü romanı Çin Sarayında Bir Bakire, saraydaki iktidar mücadelesinin, entrikanın akıllara durgunluk veren yüzünü sürükleyici üslûpla ortaya koyuyor. İhtirasına gem vuramayan bir bakire... Sarayda söz sahibi olmak, kralın önüne geçmek için yapamayacağı yok... Esas aşkını bile geri plana itiyor, ama içindeki aşk ateşini söndüremeden, entrikasını sürdürüyor. Hedefine ulaşmak için birinci basamak saraya girmek... Önce saraya, sonra kralın yatağına giriyor. Entrikayla kralı pasifize ederken, halkını hiçe sayıyor... Bir taraftan da aşkından vazgeçemiyor, onu yanı başında görebilmek için payaler veriyor. Aşk, entrika, esrarengiz ilişkiler... Çin Sarayında Bir Bakire, sizi bir başka dünyada gezdiriyor.