Osman Yüksel Serdengeçti der ki:
❝ Necip Fazıl öldü. Ölmeyebilseler peygamberler ölmez. Herkes şu beylik lâfı ediyor. Bıraktığı boşluğu kimse dolduramaz. Boşluk bırakmadı ki doldurulsun. Herşeyi doldurdu gitti. Kafaları doldurdu, gönülleri doldurdu ve yaşını doldurdu. Allah rahmet eyleye. ❞
Rahmetle, minnetle ve özlemle🌹
#25Mayıs1983 #NecipFazılKısakürek #ÜstadNecipFazılKısakürek #büyükdogu
İdeolocya Örgüsü) , benim bütün varlığım, vücut hikmetim, her şeyim... Ben, arının peteğini hendeseleştirmeye memur bulunması gibi, bu eseri örgüleştirmek için yaratıldım. Şiirlerim de, piyeslerim de, hikâyelerim de, ilim ve fikir yazılarım da sadece bu eserin belirttiği bina etrafında bir takım «müştemilât»dan başka bir şey değil...
Güzelim Türkçenin «katık» tâbiri ne kadar yerinde. Gerçek gıda «nân-ı aziz» dediğimiz ekmektedir ve gerisi, ona katılmaktan kinaye «katık»tan ibaret... İçinde yüzde elliden fazla (hidro-karbone) cevher bulunduran ekmek, pastaların üstündeki her türlü krema ve (fantezi) oyunlarına sırt çevirmiş, kuru ve yavan, fakat besleyici ve kurtarıcı fikre ne güzel remz!..
İşte, ezel kadar eski ve ebed kadar yeni, topyekûn insanlık çapındaki dâvanın bu eserini tamamlarken, onu, gıdasını Büyük Doğu ekmeğine borçlu bildiğim Anadolu gençliğine ithaf ederim.» N.F.K. / 1968
İdeolocya Örgüsü kitabını nasıl olmuşsa kitaplığa kaldırmışım.Hiç olmayacak şey,olmamalıydı.
Necip Fazıl Kısakürek üstadımın bu eserini masamdan kaldırmak başlı başına hata.Bunu telafi etmeliyim. (Sayfanızda bu serzenişten sonra birçok Necip Fazıl sözü düşebilir benden demesi).
Içerde herkesin ve her an gerçek kurtarıcıyı beklediği fakat onun bu işte kendisini vazifeli görmediği; olursa Mesut olacağı, olmazsa da rahatını bozmayacağı bir memleket vardır ve orası Türkiyedir..
Biz, hangi milleti ve siyasi zümresiyle olursa olsun, Avrupalınin hoşuna gittikçe ve alkışını topladıkça, böbürlenmek yerine başımızı taştan taşa vursak daha iyi ederiz..
Zira bizim, hangi milleti ve siyasi zümresiyle olursa olsun, Avrupalının hoşuna gitmemiz ve alkışını toplamamız, ancak kendi kendimizi tahrip ve inkarımız nisbetinde kabildir.
Rabbim, Rabbim; bize ne güzel bir yol nasip ettin! Sırlarının ve nimetlerinin hazinesi olan saraya elbette ki bundan daha kolay şartlarla gidilemezdi. Mademki zorluk bu kadar müthiş O halde tam yol üzerindeyiz; ve mademki tam yolun üzerindeyiz o halde yürüyeceğiz ve erişeceğiz! Çünkü biz o her türlü bedavacılık ve Lüpçülükten uzak, senden, nimetinle mütenasip ebedi devleti istiyoruz o halde her şeyi çekeceğiz Ve sonunda - yalnız senin dilemen şartıyla - bu devleti kazanacağız. Mademki ıstırap bu kadar büyük, mazhariyet ve devlet de o nisbette azim olacaktır.
Küçük ve miskin fikre dayanan hiçbir arzu, heves, merak ve davranış ideal olamaz. Bir şeyin ideal olabilmesi için mutlaka cemiyet planında ulvi bir oluş ve erişe göz dikmesi lazımdır..
Bir yerde insanı "mürteci" diye sıfatlandıran bir tip gördünüz mü, hemen hükmünüzü veriniz. Bu adam sadece ucuz klişelerle geçinen tekerlemeciden, sahte nispetler kuran bir hokkabazdan, bir zamane yobazından başka bir şey olamaz..