Erzincan Valisi Recep Yazıcıoğlu'nun hayatından esinlenerek yazılmış bu eseri muhakkak okuyun okutun!..Eserde valinin adı hiç geçmez ancak çeşitli yasaklarından dolayı IV.Murat,deli vali,süper vali ve “buzlar çözülmeden”lakapları olduğuna ve bunların sebeplerine de değinilir. Bürokratik engeller, terör, parasızlık çoğu zamanda işgüzarlık sebebiyle yapımı 30 yıldır tamamlanamamış bir köprüyü yapabilmek için tüm olanakları zorlayan, Fırat'ın iki yakasını bir araya getiren azimli, kararlı, dürüst bir valinin serüveni ile karşılaşırız bu romanda.Oldukça akıcı,tarafız bir bakış açısıyla ele alınmış eserde tarihi olaylar da masaya yatırılıyor;Şeyh Sait İsyanı bunun altında yatan gerçekler,Nasturi Ayaklanması,aşk,siyaset,Alevi-Sünni çatışması,terör olayları,bürokrasi ve dahası...
Özet
Roman hamile karısını köprü olmadığı için hastaneye yetiştiremeyen, doğum sırasında eşini kaybedip “öksüz” bebeğiyle yalnız kalan Bayram adlı köylünün, valiye çıkıp durumunu anlatmasıyla başlar. Bunun üzerine vali "Gidemediğin yer senin değildir." anlayışıyla köprünün yapılması için kolları sıvar. 30 yıllık tozlanmış dosyaları gün yüzüne çıkarır.Bu köprü her seferinde bir engele maruz kalmış ve yapılamamıştır.
Her çıkmaza yeni bir ,yol yeni bir çözüm üreten,emeğin yanında inanmanın gücünün de sergilendiği;yöre halkı,Erzincanlılar ve devletin katkısıyla muazzam bir çabayla yapılan köprünün hikayesi...