Dinleneyim bari,birazcık okuyayım diyerek şöylesine başladığım kitabı yatağımda sağa sola dönüp ne olacak diye öeraktan uyuyamadığım için okumaya devam edince sabaha bitirmiş oldum. Çok değil 714 sayfacık her bölüm bittiğinde "aha da buldum katili hihhihhihhi" dedim ama bir sonraki bölümde katilim değişti. Taa ki 526. Sayfaya kadar bu böyle gitti. Orda hem katili buldum hem de hipotez oluşturdum ama tezim çürüdü Allahtan geç de olsa katili buldum ondan ona,ondan buna atlarken kitapta herkesi suçlu kıldım leopald elmasına hayran kaldım. Nasıl bir deha üretmiş olmalı?istesem bana da yollar mı acep kitap harry hole serisinin sekizinci kitabıydı ancak hiç de yorumlardaki gibi 7. Kitabın çevresinde dönmüyordu. Evet bir iki kez ordaki katilin adı geçti ama o kadar. Tess'in Rizzoli&isles,ahmet ümit'in nevzat başkomser serileri nasılsa olayların birbirleriyle bağlaşması bunda da aynıydı. Yazarla tanıştığım kitap oldu benim için ama tüüüüüüm kitaplarını okuyacağım bu türde en sevdiğim erkek yazar olan grange ne yazık ki bu kitapla sırasını kaptırdı ve ikinci sıraya geriledi. İçeriğine değinmeyeceğim çünkü o kadar sır var ki...spoi vermeden değinmek imkansız. Şu kadarını söyleyeyim,aklınızın ipleriyle oynayacak beyin fırtınası kopartacak bir kitap okumak istiyorsanız,hiç beklemeyin bunu okuyun derim. "Ben sevdim mi,tavsiye eder miyim?" diye sorarsanız, sizce ??? Kitapla kalın.
Jo Nesbo serimizin sekizinci kitabı 
Leopar 'da kahramanımız Harry Hole ile bizi bir kez daha buluşturuyor. Hong Kong'tan Oslo'ya dönen ve emniyetin iki farkı biriminin kıyasıya mücadele ederek aradığı katili; dedektif Harry Hole keskin zekası ve işine verdiği önemle buluyor. Bu sefer sadece zeki bir katil değil, aynı zamanda teşkilat içinde bir köstebek de var. Bu kitapla beraber kahramanımıza biraz daha bağımlılık duyuyoruz.
