Bu kitabın ilk sayfalarını açıp okumadan önce bir yerlere gitmek istiyordum. O an göğüs kafesimde hissettiğim garip boşluğu doldurabilecek bir yer... Evet... Keskin, kıvrak bir zeka ve trajikomik kelimelerle oluşturulmuş bir dünyaya gitmek istiyordum. İşte o aradığım, yüzümü güldüren ilk sayfanın sahibi bu eser. İncelemek için elime aldığım ve okumaya devam edip elimden bir türlü bırakamadığım bu eser...
Augusto, dostları, sevdiği kadınlar, köpeği Orfeo ve zihnindeki sis...
Augusto'nun yalnızlıkla başladığı serüvenine Aşk'ın dahil olmasıyla birlikte devam eden yolculukta yaşadığı acı tecrübeler ona bir deney yapma kararı aldırıyor. Fakat duygularını karıştırmaması gereken bu deneyde, duygularıyla hareket ederek, asıl kobay o oluyor. Eserin bu bölümlerini ve sonrasını ağzım açık okudum diyebilirim. Çünkü bence Augusto, sonu uçurum olan bu serüvene yalnızca kendi iradesiyle atlamadı. Başından beri, onu bu uçuruma atlaması için teşvik eden dostlarıydı. Dostları...