Bir akşam babam işten döndüğünde elinde bu kitap vardı. O yüzden değerlidir benim için. Sanırım babam da kendi söyleyemediklerini bu sayede aktarabileceğini düşünmüştü.
Aile büyüklerinin okuması gereken bir kitap gibi görünse de, aslında lise yıllarındaki öğrencilerin okuması için ideal bir kitaptır. Bu kitabı arkadaşım hediye etmişti, okuyunca böyle bir kitabı okuyacak yaşı çoktan geçtiğim için, bana bayağı bir basit gelmişti. Fakat bazı kitaplar yaşında okununca güzeldir. Emre Kongar'ın Kızlarıma Mektuplar kitabı da öyle bir kitap. Daha çok bir babanın eğitim gören kızlarına yazdığı mektupları içeriyor adından da anlaşılacağı gibi. Şunu da söylemeliyim ki, yazarın kalemi sade, anlaşılır ve akıcıydı. Lise çağında okunursa sevilecek türden bir kitap.
Emre Kongar'ın okuduğum ilk kitabıydı. Bir baba olarak kızlarına 'hayat' tecrübelerini paylaşıyor..Dili ve üslubu ile siz de karşısında öğüt dinliyor hale geliyor, mutlu oluyorsunuz..
Emre Kongar bir baba olarak sosyal sorumluluk bilinci ile kızlarımıza altın öğütlerde bulunmuş. İlk gençlik dönemindeki kızlara yol gösterdiği gibi hayat maratonunda kız çocuklarına destek vermek isteyen anne babalara da ışık tutuyor.
Ne yazık ki tarım toplumlarının kültürlerinin altında yatan tek tanrılı dinler de, ister Musevilik olsun, ister Hristiyanlık, ister Müslümanlık, kadının bu ikinci sınıf kimliğini pekiştirmişlerdir.
Bir yandan onu şeytan gibi, günaha çağıran bir mahluk olarak görmek ve gösterme, bu yüzden de peçe ve çarşaf içine sokmak, öte yandan toplumsal ve hukuksal olarak, mahkeme tanıklığından, aile içi ilişkilere ve miras hukukuna kadar, erkeğin yanında aşağı bir durumda tutmak, ne yazık ki, tarım toplumlarının erkek egemen kültürünün tek tanrılı dinler tarafından da desteklenen bir özelliği olmuştur.
…… aşırı kıskançlık eğilimleri, karşınızdakinin sizi bir malı gibi gördüğünün bir kanıtı ve daha sonraları örneğin evlendikten sonra yaşayacağınız cehennem hayatının bir habercisidir.