Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Zeki bir erkeğin sadece üzüntüsüne değecek kadınlar yüzünden bedbaht olması gerektiğini düşünürler, ki bu da, insanların kolera basili kadar minik bir varlık yüzünden kolera hastalığını çekmeye nasıl tenezzül edebildiklerine şaşırmaya benzer.
Sayfa 321 - YKYKitabı okudu
"İnsan terkederken bir sebep gösterir. Bunu söyler. Karşısındakine cevap verme hakkı tanır. Öyle durup dururken gidilmez. Yok çocukluk bu."
Reklam
Son ondört yılını dar yatağının üzerinde, ince yünden örülmüş battaniyelerinin altında, iyi aydınlatma­yan bir gece lambasının ışığında şaşılacak kadar uzun bir roman yazarak geçirmiş bıyıklı bir adam. İlk cildin yayın­lanmasının hemen ardından
Kayıp Zamanın İzinde
Kayıp Zamanın İzinde
bir baş­yapıt olarak nitelenmiş; bir Fransız gazeteci, yazarını Shakespeare ile karşılaştırmış, bir İtalyan eleştirmen onu Stendhal'e benzetmiş, Avusturyalı bir prenses ise ona evlenme teklifinde bulunmuştu.
Benim içimde de, daima var olacağını zannettiğim birçok şey yok oldu, onların yerini alan yenileri ise, o sırada tahmin edemeyeceğim yeni üzüntülere ve yeni mutluluklara yol açtılar; buna karşılık, eski üzüntülerimi ve mutluluklarımı da şimdi anlamakta güçlük çekiyorum.
“Proust’a gelince; inatla incelediği gerçekten yola çıkarak, yalnız kendisinin olacak, nesnelerin kaçıp gidişine, ölüme karşı yengisini perçinleyerek, kapalı, yeri doldurulmaz bir dünya yaratmaktı onun çabası.”
Reklam
“Mutluluk ve gençlik köşelerine geri dönmek zordur. Çiçek açmış genç kızlar denize karşı gülerler, gevezelik ederler ama bu kızları izleyenler yavaş yavaş onları sevmek hakkını yitirir, sevmiş oldukları da sevilme gücünü yitirdiği gibi. Bu hüzün Proust’un hüznüdür.”
“Mutlu tatillerin bir daha bulunmamasıya yitip gitmesine boyun eğmedi. Onları yeniden yaratmak ve ölüme inat, geçmişin olduğundan daha gerçek, daha zengin olarak, ölmez bir şimdiki-zaman içinde yeniden bulunduğunu göstermek istedi. Bu durumda, Kayıp Zaman’ın ruhbilimsel çözümlemesi güçlü bir araçtan başka bir şey değildir. Proust’un gerçek büyüklüğü, dağınık bir dünyayı toplayan, tam parçalanma düzeyinde ona bir anlam veren Yakalanan Zaman’ı yazmış olmaktır.”
“Proust’un dünyasının tanrısız bir dünya olduğunu söyleyenler olmuştur. Bu söz doğruysa, burada hiçbir zaman Tanrı’dan söz edilmemesinden ileri gelmez doğruluğu, bu dünya tam bir kusursuzluk olma, ölümsüzlüğe insanın yüzünü verme tutkusunu taşıdığı içindir. Yakalanan Zaman, hiç değilse amacı bakımından, tanrısız ölümsüzlüktür. Bu bakımdan, Proust’un yapıtı, ölümlü koşulu karşısında insanın en ölçüsüz, en anlamlı çabalarından biridir. Roman sanatının bize kabul ettirildiği ve yadsındığı biçimiyle evreni yeniden kurduğunu kanıtladı. Bu sanat, hiç değilse bir yönüyle, yaratıcısına karşı yaratığı seçmektir. Ama, daha derin bir biçimde, ölümün ve unutuşun güçlerine karşı, dünyanın ya da varlıkların güzelliğiyle birleşir. Başkaldırı böylece yaratıcı olur.”
123 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.