İnsanlara umut vermek iyidir de, o umudun altından kalkamamak kötüdür. Umudun ölmesi insanın ölmesinden daha beterdir. İnsan ölür, ölüm haktır. En kötüsü, beteri, dayanılmazı umudun ölmesidir.
Böyle yürür mü sanıyorsun bu Beylik? Yürümez, işte böyle çöker gider. Çık da bu şehriyin içine, bir gör olanı biteni... Azıcık insanlık kalmış mı? Doğru, şehrin büyümüş, her bir evi bir saray olmuş, ama insanlığı kalmamış bu şehrin. İnsanı yozlaşmış gitmiş. Benden önce hiç kimse gelip de kocaman, dev gibi adamların bir deri bir kemik kalmış çocukları dövdüklerini, koca kalabalığın da bu hale bön bön baktıklarını söylemedi mi?
Hiç kimse söylemedi,dedi Hurşit Bey, biraz gülen, biraz ağlayan bir yüzle.
İşte ben söylüyorum. İşte burada, huzurunda söylüyorum. Koca adamların çocukları dövdüğü, ötekilerin de bön bön baktığı bir ülke çürüktür, ölmüştür.
Tirana yakın olmak özgürlüğe uzak olmak, kula kulluğa dört elle sarılmaktır. Tiranın aptallaştırdıkları sadece emirlerine itaatle yetinmez, tiranın arzularını da tahmin edip onu tatmin etmeye gönüllüdürler.
Korku cezadan çok daha beterdir, çünkü ceza bellidir, ağır da olsa, hafif de, hiçbir zaman belirsizliğin dehşeti kadar, o sonsuz gerilimin ürkünçlüğü kadar kötü değildir.
dayanılmaz acılar çekiyorum kimi zaman ve uzakta bir ışıkçığım yok. kendim için bir şey beklediğim yok artık, insanları da sevmiyorum. çoktandır sevmiyorum hiç kimseyi.