Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gülçin Özdemir

Gülçin Özdemir
@sitting_panda
Mühendis
Yüksek Lisans
Türkiye
54 okur puanı
Temmuz 2015 tarihinde katıldı
Aşk biter ama hikâyesi kalır geriye. Aşkın hikâyesiyse kendisinden daha güzeldi. Kendimi bir hikâyenin ağırlığıyla yollara vurdum. Başkalarına yaktığım ağıtlara sakladım içimi.
Reklam
Saatin kendisi mekan, yürüyüşü zaman, ayarı insandır... Bu da gösterir ki, zaman ve mekan, insanla mevcuttur!
Bütün dünyayı yerle bir etmek istiyordum fakat acı gerçek şuydu ki o, çoktan başıma yıkılmıştı

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Tüm dünya yerle bir olurken, insanın kendisi için çalışması bir suç. Günümüzde artık hiç kimse sadece kendisi için hissedemez, kendisi için yaşayamaz.
Korkaklar her zaman için cesur insanlardan daha tehlikeli olurlardı. Bir kere sayıları daha fazlaydı. Sonra, arkadan vururlardı. Vurdukları zaman da kötü vururlardı. Çünkü sağ kalırsanız öc alacagınızdan korkarlardı.
Reklam
Sen gittin ve omuzlarının üzerindeki o 'keşke'yi benim sırtıma yükledin. Ben ise hem senden kalan 'keşke'ler hem de kendiminkilerin bir araya getirdiği uçsuz bucaksız bir okyanusta boğuluyor gibiyim. Ne sesimi duyan var, ne de çırpınışlarımı gören. Boşa kürek çekiyorum.
Gördün mü, Carol? Satranç da hayat gibi: Oyun bitince bütün taşlar -piyonlar da, şahla vezir de- aynı kutuya koyuluyor.
Duvarı yıkmaya gücüm yetmiyorsa, kendimi parçalayacak değilim tabii.. ama önümde duvar var diye ona boyun eğmeyi de kabullenemem.
Sana hiçbir zaman gül bahçesi vadetmedim ben. Hiçbir zaman kusursuz bir adalet vadetmedim. Ve hiç bir zaman huzur ya da mutluluk vadetmedim. Sana ancak bunlarla savaşma özgürlüğüne kavuşmanda yardımcı olabilirim. Sana sunduğum tek gerçeklik savaşım. Ve sağlıklı olmak, gücünün yettiği kadarıyla, bu savaşımı kabul edip etmemekte özgür olmak demektir. Ben yalan şeyler vadetmem hiç. Kusursuz, güllük gülistanlık bir dünya masalı koca bir yalandır... Üstelik böyle bir dünya çok can sıkıcı bir yer olur.
Reklam
Sabahın erken saatlerinde sokaktan geçenler küçük kızı bir evin köşesinde otururken gördüler. Al al olmuş yanakları ve dudaklarında bir gülümsemeyle, yılın son gecesinde çok üşümüştü titriyordu. Yeni yılın ilk sabahı, onun küçük bedeni üzerine doğdu; hemen hemen hepsi yanmış bir tomar kibritle orada öylece oturuyordu zavallıcık. “Isınmak istemiş!” dedi herkes. Ama onun ne güzel şeyler gördüğünü, kibrit alevinde ne düşler gördüğünü kimseler bilemezlerdi ki.
...seviyordum. Sevmek ne demekse... Ne olduğunu biliyor muydum bu türlü sevmenin? Belki daha önce bilmiyordum, öğrenmemiştim çünkü. Ama sevmek nasıl öğrenilirdi? Belki de öğrenilmezdi. Böyle ansızın bilinirdi işte.
Benim hayatım gerçekte seni tanıdığım gün başladı. Ondan öncesi, yüreğimin hiçbir şey anımsamadığı, içinde sadece bulanık ve karışık, tozlanmış, örümcek ağıyla kaplı saçma şeyler ve insanlar olan herhangi bir mahzendi.
İnsan olmadıktan sonra güzel göz, güzel kaş, sırım gibi boy herkeste var. İnsan dediğin yüreğiyle, inceliğiyle insan olmalı.
Kötülüğe karşı savaşmaya kalkanlar kötülük yaparsa... Eğer onlar kötülük yapar, yalan söylerlerse... Bir sevgi, bir güven sonradan tiksintiye dönüşürse... Söylesene, o zaman insanlı yaşayacak umudu nereden bulabilir?
73 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.