Selma Nur Arslan
@slmnrarsln
öğrenci
İstanbul Kültür Üniversitesi
İstanbul
198 okur puanı
Eylül 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Okuma Hedefleri
"...
Başlı başına bir dünyadır aşk. Ya tam ortasındasındır, merkezinde, ya da dışındasındır, hasretinde. "
Nasıl bir aşk ki hayatın her yerinde var oluyor? Bir dergide editör yardımcısı olarak çalışan Ella, Aziz Z. Zahara isimli yazarın 'Aşk Şeriatı' isimli kitabını okumak ve onun üzerine bir rapor yazmakla görevlendirilir. Başlarda sıkıcı bulduğu roman hayatında bambaşka şeylere sebep oluyor.
Kitapta Şems-i Tebrizi ve Mevlânâ Celaleddin Rumi hakkında derinlemesine bilgi edindiğimiz, Aşk'ın ahir zamanda zannedilen tanımı aksine Yaradan için olan manevî anlamına odaklandığımız ve ruhen bambaşka bir bakış açısına yöneldiğimizi söyleyebilirim.
Bazı kitaplar vardır ya üzerine ne yazacağınızı bilemezsiniz, kelimeler kifayetsiz kalır. İşte bu kitap da tam olarak bunları hissettiğim bir kitap oldu. Ancak söyleyebileceğim tek şey var ki 'Okuyun, okutturun dostlarım.' Eminim ki hayatınızda bambaşka bir yeri olacak, hayata bakışınızı bile değiştireceksiniz. Keyifli okumalar
Aşk, 
Elif Şafak
"İnsanı intihara sürüklüyor", "ruh haliniz iyiyken okuyun" tarzı söylemler duyup merak ettiğim için aldığım bir kitaptı ve sonunda okudum. Öncelikle intihara sürükleme yorumunu çok abartılı bulduğumu söyleyebilirim. Evet, karakterimiz yaşamı pek önemsemeyen, toplumdan sıyrılmış ve insanların içerisinde kendisine bir alan oluşturamamış pasif bir birey. Kitabımız da onun yaşantısını konu alıyor. Yaşadığı mutsuz hayatın kendi seçimi olduğunu söyleyebilirim. Çünkü belli başlı konularda yetenekli olan ve yeteneğini kullanabileceği şekilde maddi durumu iyi olan bir ailede büyüyen karakterimiz, hayatı boyunca bu konularda bazı şeyler yapsa da hayatı daha çok boş ve anlamsız bir şekilde geçirmeyi tercih etmiş. Hayır demeyi beceremeyen, insanlara kendisinin komik yanını göstererek yapmacık bir karaktere bürünen bir insanın hikayesi...
Okuduğumda daha çok durumuna üzüldüğüm bir karakter oldu. Yapabileceği, başarabileceği şeyler varken çabasızlığı getirdi belki de kendi sonunu. Oğuz Atay'ın 'Tutunamayanlar' ve Yusuf Atılgan'ın 'Aylak Adam' kitaplarındaki karakterleri anımsattı bana. Onlar gibi hayatta bir amaç bulamamış ve yaşamı gereksiz gören birisi. Yine de hayat gerçekten yaşanmaya ve çabalamaya değer diye düşünüyorum. Madem ki dünyaya geldik ve yaşıyoruz, o halde elimiz boş gitmeyelim değil mi? :)
Yolculuklarda okuyarak size yol arkadaşlığı yapabilecek bir kitap. Hayatı anlamsız bulan birinin yorumuyla belki de hayatı anlamlandırmaya sebep olur. Kim bilir? Keyifli okumalar.
İnsanlığımı Yitirirken, 
Osamu Dazai
Dergiseverler buraya :)
Sevinç, mutluluk, hüzün ve nice duygular... İncecik bir dergide binlerce yoğun duygu. Makale, deneme, kısa öykü gibi çeşitli türdeki yazıların bir araya gelmesiyle oluşturulan duygular silsilesi. Okurken hem öğrenip hem de binlerce duyguyu bir arada yaşamanıza sebep olan, ayrıca ruhu dinlendiren kısalıkta bir dergiydi. Kitapların arasında sizi dinlendirecek bir dergi okumanızı tavsiye ederim. Hem kendinizi dinlemiş olacak hem de bilgi hazinenizi zenginleştirmiş olacaksınız. İzdiham dergisi bunun için güzel bir tercih. Okuyacak arkadaşlarıma şimdiden keyifli okumalar.
İzdiham - Sayı 46 (Ekim-Kasım 2020) 
İzdiham Dergisi
Okur Takip Önerileri
Peygamberimizin Kızları ve Kız Torunları
Peygamberimiz'in kızları ve kız torunları hakkında bilgi sahibi olduğumuz, hayatlarının bazı kesitlerinden istifade ederek bilgilendiğimiz, mutlaka okunması gereken bir kitap. Peygamberimiz (s.a) zamanında yaşamış olan sahabelerin muhteşem ve ibretlik Müslümanlıkları insanın adeta kendi Müslümanlığını sorgulamasına sebep oluyor.
Rabbim, babasının peygamberliğine şahit olarak ona iman eden ancak eşinin iman etmemesine karşın onda saygıda kusur etmeyen Hz. Zeynep'in, kendisi müslüman olmasa bile eşinin inancına müdahale etmeyen ve sevgisinde de asla eksiklik hissettirmeyen ve eşi Hz. Zeynep'in mübarek duaları ile Müslüman olma şerefine nail olan Ebü'l- Âs'ın, büyük zorluklara göğüs germiş, sevgi ve iman dolu sıcacık bir yuva kurmuş olan Hz. Fâtıma ve Hz. Ali gibi mübarek insanların hayatlarından feyz almayı hepimize nasip etsin inşallah.
Ramazan ayının bereketiyle bereketlenmek ve bu güzel aydan hakkıyla feyz almak için bu kitabı okumanın tam zamanı. Okuyacak arkadaşlarıma şimdiden bol istifadeli okumalar.
Peygamberimizin Kızları ve Kız Torunları, 
Mustafa Eriş
Filmde ve Kurmacada Öykü ve Söylem
This book which is an article is written on story and discourse. We see that how narrative was an story which become a fiction text, and how it displayed in film and differences, features. It tells about kinds of narrative and how they are reflected to audience, and it tells about how communication is narrated between narrator and collocutor.
Especially, it can contribute a lot not only people who study in this field but also people who interest. Besides, it includes samples from the worldwide known authors' works and it increases comprehensibility.
Happy reading
Of course, knowing everything does not mean telling everything.
.
.
Bir makale türündeki bu kitap, öykü ve söylem üzerine yazılmıştır. Anlatının, kurmaca bir metin olan öyküde ve sahneye yansıması olan filmde nasıl sergilendiğini ve farklarını, özelliklerini görmekteyiz. Anlatının çeşitlerini, onların izleyiciye yansıtılma şeklini, iletişimde anlatıcı ve muhatap arasında süregelen iletişimin ne çeşitlerde dile geldiğini anlatıyor.
Özellikle alanı olan kişilerin daha çok faydalanabileceği ama ilgisi olanlara da çok şey katacak türden bir kitap. Anlatılan konulara dünyaca ünlü yazarların eserlerinden örnekler sunması da anlaşılırlığı arttırıyor.
Keyifli okumalar
Elbette her şeyi bilmek, her şeyi anlatmak demek değildir.
Öykü ve Söylem, 
Seymour Chatman
Hazır mısınız uzun bir yolculuğa çıkmaya? Martin Eden'in yolculuğu. Okurken sayfaların nasıl geçtiğini anlamıyor ve içerisinde kayboluyorsunuz adeta. İnsan kendini, varlığını, çevresini sorguluyor. İstediğinizde sınırları ne kadar aşabileceğinizi görüyorsunuz.
İşte bu yolculuk, Martin'in zengin ve soylu bir ailenin kızı olan Ruth'a görür görmez aşık olmasıyla başlıyor. Onu gördüğü ilk andan itibaren kendisini onun seviyesine getirebilmek, ona layık olabilmek için yetiştiriyor. Bilimle, sanatla, edebiyat ve felsefe ile tanışıyor. Kitaplar adeta hayatının bir parçası oluyor. Sizce Martin bunu başarıyor mu? Bu yolculuk onu nereye sürüklüyor? Aşk için çıkılan bu yolculuk nasıl sona eriyor?
Kitap hakkında spoiler vermemek için burada kesiyorum. Ancak sevgili dostlarım, bu yolculuğa sizler de mutlaka çıkmalısınız. Sonunda ne durumda olursunuz bilemem ama bu yolculuk size çok şey katacak. Şimdiden keyifli okumalar.
.. Haritası ya da pusulası olmadan yabancı denizlere sürüklenmiş gemi gibiyim. Ama şimdi artık ben de yönümü bulmak istiyom.
Daha önce hiç çalışmadığı için yorulmak nedir bilmeyen zihni, şimdi kitaplardaki en küçük bilgi kırıntısını bile sünger gibi emiyordu.
Şu dünyada dürüstlük diye bir şey kalmamış mıydı?
Martin Eden, 
Jack London
Yarın küllerimden doğup yeni bir hayata başlayabilirim! Tamamen mahvolmadan önce içimdeki insanı keşfedebilirim.
Dostoyevski'nin en çok bilinen eserlerinden biri olan Kumarbaz, sevdiği kadının isteği üzerine kumar oynayan, parayı değil de sevdiği kadını kazanmayı düşünen Aleksey İvanoviç'in hayatını ve yaşadığı olayları konu alıyor.
Peki, Aleksey İvanoviç neler yaşıyor? Sevdiği kadının sevgisini kazanabiliyor mu? Kumar oynamasının sonucu ne oluyor? İşte tüm bunların cevabını alabileceğiniz bir roman.
Dostoyevski'nin hayatından bol bol izlerin olduğu bir kitap olarak bilinen 'Kumarbaz' ın okunmaya değer ancak biraz fazla abartılan bir kitap olduğunu düşünüyorum. Okuyacak arkadaşlarıma şimdiden iyi okumalar.
Kumarbaz, 
Fyodor Dostoyevski
Okunmaya değer kitaplardan :)
Yaklaşık 14 milyar yıl öncesinden bugünlere dayanan, çeşitli insan ırklarının homo erectustan Neandertallere, Neandertallerden Sapienslere, onlardan Homo Sapienslere kadar nerelerden dağılarak geldiğini, hangi bölgelerde yayılım gösterdiklerini, hangi türlerin yok olduğu veya dönüştüğü gibi bilgileri içeren geniş kapsamlı bir kitap.
Yazar kitabı Bilişsel Devrim, Tarım Devrimi, İnsanlığın Birleşmesi ve Bilimsel Devrim olarak dörde ayırmış. Bu bölümlerde insanların eskilerden yenilere sosyal, politik, kültürel ve bilimsel olarak hangi süreçlerden geçtiğini, ne kadar geliştiğini örneklerle bize açıklıyor. Peki bu gelişmeler bizi ne kader geliştirdi ya da bunca gelişmeye rağmen günümüz insanı eski insanlardan daha mı mutlu?
Artık Tanrıların yerini almaya çalışan, bilimi üst seviyeye taşıyarak yeni bir tür oluşturma seviyesine kadar uzanan Homo Sapiens'in sonunu ne bekliyor?
Okurken insan türünün tarihine ve akıl almaz gelişimine şahit oluyorsunuz. İnsanı bir kez daha düşünmeye, araştırmaya ve kendisini tanıma ve sorgulama yoluna teşvik eden bu kitabın genel konusunu kitap içerisinde yer alan şu satırları sizlerle paylaşarak sözlerime son vermek istiyorum:
"Kısa süre içerisinde kendi isteklerimizi de şekillendirebileceğimizden, belki de bizden cevap bekleyen en önemli soru, 'Neye dönüşmek istiyoruz?' değil, 'Neyi istemek istiyoruzdur?' Bu soru karşısında ürpermeyenler muhtemelen soru üzerinde yeterince düşünmemiştir. "
Hayvanlardan Tanrılara: Sapiens, 
Yuval Noah Harari
Bazen bir şeyleri kelimelere dökmek, onları ifade etmek çok zordur ya, bazı kitaplar da böyle oluyor benim için. "Sevdalinka" da onlardan birisi oldu.
Bosna savaşının yaşandığı, Hırvat-Sırp milletlerinin kendi bağımsızlıklarını ilan etme çabası içinde geçen savaş dolu yıllar... Senelerce dil, din, ırk ayrımı yapmadan birbirleri ile yaşamış insanların birbirlerini öldürdüğü zulüm dolu günler...
Ne işkenceler, ne acılar yaşamış binlerce insan. Dört sene süren savaşın sonunda akıtılmış binlerce kan ve gözyaşı...
Nimeta, televizyonda çalışan evli ve iki çocuk annesi bir kadın. Politik ve sosyal olaylardan çok etkilenmiş, ailesinde çatırdamalar yaşamıştır. Savaş yıllarında mesleğinin gereklerini yapmaya çalışırken aynı zamanda bir anne olduğu gerçeğiyle baş başa kalmıştır. Çeşitli olayların, acıların yaşandığı, dönemin siyasi olayları ile birlikte geçirilen günlerin anlatıldığı çarpıcı bir roman. Hem olayların gerçek yüzünü öğreniyor hem de olayların içerisinde yaşıyorsunuz. Yaşanan onca şeyin ardından da sadece savaşın bölücü, berbat ve insanlara nice zorluklar yaşatan pis bir şey olduğunu öğreniyorsunuz.
Diliyorum ki Allah'tan, hiçbir millet savaş dönemi yaşayıp dil, din, ırk ayrımı yaparak yıllarını geçirdiği insanlarla ayrı düşmesin. Amin.
Sevdalinka, 
Ayşe Kulin
Ne kitap ama :)
Merhaba arkadaşlarr,
Uzuuun bir aradan sonra nihayet bitirdiğim bir eserle tekrardan sizlerleyim. Sınav ve okul yorgunluğuma denk gelmesinin yanında biraz da kalın bir kitap olunca okumak da bir hayli uzadı. Ama neyse ki bitirdim ve yorumunu sizlerle paylaşıyorum
Fransa ve İngiltere, insanlara sefaleti yaşatan iki şehir... Siyasi suçlamalar ve örgütlenmelerden dolayı suçsuz yere yargılanan yüzlerce insan... Öldü zannettiği babası Dr. Manette'e yıllar sonra kavuşan Lucie, güzel mi güzel, birçok taliplisi olan güzel bir genç kız. Yaşadığı birçok zorlukla baş ederek sevdiği insana kavuşur. Ne var ki zorluklar peşlerini asla bırakmaz. Genç çift nelerle mücadele etmektedir? Ne zorluklar yaşamaktadır? Aşk, tüm suçlamaların üstesinden gelmeye de yarar mı?
Tüm bu soruların cevaplarına ulaştığınız, masum insanların yürek burkan hikayelerine şahit olduğunuz, zengin insanların yoksul ve düşkün insanlara zulmettiği bir sisteme yakındığınız, kısacası tüm duyguları içinizde beslediğiniz güzel bir roman.
Yoğun süreçlerinden dolayı bitirme süresi ne kadar uzasa da yine de bırakmadan okumaya çalıştığım bu güzel eseri, dönemin siyasi ve sosyal çatışmalarını anlamak, insanların psikolojisini gözlemlemek amacıyla da okumanızı tavsiye ediyorum.
Selma Nur Arslan, 
İki Şehrin Hikâyesi, 
Charles Dickens
Yalnızlık... İnsanın girdi mi çıkamadığı, çıkmak için ağrılı sancılar çektiği o büyük girdap. Yalnızlık nedir sahi? Sahip olduklarını kaybetmek mi, yoksa hiç sahip olamadıklarına katlanmak mı?
Neşe Cengiz'in "Sesler Yüzler Sokaklar" isimli kitabı ile geldim uzun bir aradan sonra. On sekiz farklı hikayeden oluşuyor. Her hikayede farklı insan, her insanda da farklı hikaye. Kimisi kaybettiklerini, kimisi de sahipken sahip olamadıklarını anlatıyor.
Bir çocuğun doğum gününde annesinin ağzından çıkan tek bir cümle, 'iyi ki doğdun oğlum', tüm hediyelere bedelken her doğum gününde hediyelere boğulan başka bir çocuğa nasıl anlatılır ki bu durum? Ya da aslında yanınızdayken bile varlığını hissedemediğiniz babanızın ölüm yokluğunu nasıl anlatabilirsiniz ki her gün babasıyla vakit geçiren bir insana?
Hayatın değişik yönlerinden darbeler almış ancak yine de pes etmemiş, filizlenmeye çalışan bir çiçek gibi her kahramanın hikayesi. Her bir hikayede kendinizden bir parça buluyor, hele öyle cümleler var ki cümlenin sonunda zor yutkunuyorsunuz.
Neşe Hanım'ın farklı duygulara hitap eden bu kitabı için kendisine teşekkür ediyor, kalemine sağlık diyorum. Sizlere de tavsiye ediyorum.
Sesler Yüzler Sokaklar, 
Neşe Cengiz
Kuş Uçar Kanat Ağlar
"Yazık, dünyanın ortasında elindeki özür cümlesiyle kalakalan yoldaşımıza, yazık, kendini bile sevmeyi bilmeyen bize..."
Bir dünya telaşı ki herkes birbirinden kaçıyor, kelimeler bir olmuyor iki bedende. Birbiriyle iki kelam edemeyen insanlık, yok oluyor kalabalık bir yalnızlığın içinde.
"Dünya, insanlardan yapılmış bir yalnızlıktı da bunu anlamak için akşam ve yağmur gerekiyordu..."
Gece vakti çöker tüm yalnızlık bulutları üzerimize değil mi? Otururuz düşünürüz, düşünürüz... Gün boyunca taşımış olduğumuz yükler, gece gösterir kendini. Biz insanlık gerçeğin farkında olmadan uykuda uyur da uyuruz.
Birkaç şiir ile kısa hikayelerin yer aldığı kitapta, şair bizi bol bol düşündürmüş. Kullanılan her bir kelime, yazılan her bir sözcük; "Acaba şair ne demek istemiş burada?" dedirtiyor insana. Az söz ile çok şeyin anlatıldığı güzel bir kitaptı. Sizlerin de istifade etmesini isterim. Okuyacak arkadaşlarıma şimdiden iyi okumalar
Selma Nur Arslan, 
Kuş Uçar Kanat Ağlar, 
Şükrü Erbaş
HAYAT ERTELEYEREK YAŞANMAZ!
SEN DE HAYATI ERTELEYENLERDEN MİSİN? O ZAMAN BU KİTAP TAM SANA GÖRE!
Hepimizin hayatta yapmak istediği şeyler ve hedefleri vardır. Fakat çoğu zaman gerek öncelik vermediğimiz için gerekse yapmak istemediğimiz için erteleriz. Lakin hayat devam ediyorken ve yapacak bunca işimiz varken nereye kadar erteleyebiliriz? Artık bir şeyler yapmanın zamanı gelmedi mi?
Ertelediğimiz şeyleri daha fazla ertelememek ve dirayetli bir şekilde işleri halledebilmemiz için 21 madde verilmiş kitapta. Yapacağımız işler birer kurbağa ve bizler yaptığımız her bir iş için bir kurbağa yiyoruz. Peki o kurbağayı yemenin yolları neler? İşte bu sorunun cevabını alabilmeniz için kesinlikle kitabı okumalısınız.
Maddelerin kısa açıklamalarla verilmesi ve kitabın kalın bir kitap olmaması okunurluğu da arttıran sebeplerden. Hayatı daha fazla ertelememek ve başarıya ulaşmak için her güne bir madde ile başlayabilirsiniz. Bu yöntem sizdeki azimi de arttıracaktır.
Hadi hayatın için, kendin için ve başarıların için Ye O Kurbağayı!
Selma Nur Arslan, 
Ye O Kurbağayı!, 
Brian Tracy
