Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Varolma Mücadelesi
Bedenime dayatılan eylem tasalarıyla sokağa saçılıyorum. Yolların, yapıların ve mekânların bir uzantısı oluveriyorum. Gitmem gereken yerler, yapmam gereken şeyler var... Her hareketimde biraz daha parçalanıyor, yeryüzüne yayılıyorum büsbütün. Zaman ilerledikçe, dışarıda kaldığım süre uzadıkça, kendimi toparlamam, yeniden bir araya gelmem giderek imkânız hâle geliyor. Yekpare bir çokluğa dönüşen insanlar bir zorunluluk kipinde karşıma dikiliyor ve bir şeyler bekliyorlar benden ve herkesten. Onlar bekledikçe yaşadığım parçalanma giderek derinleşiyor ve zamanla kökleşerek katı bir bütün hâlini alıyor. Beklemediğim bir anda olabilecek her şeyi beklemeliyim. Bir zorunluluk olarak bulunabileceğim her yerde üzerime yapıştırılan etiketler bana olmam gereken şeyi söylüyorlar. Hayır! Beklemediğim bir an olmayacak! Olgusal olarak insanın bir parçasını olan ben, tanrılarla yarışabilecek bir varolma eylemi içerisinde bulunabilmeliyim. Böylelikle her an her yerde daima tetikte olacağım ve üzerime düşeni yapacağım. Bu benim çokluğu yaşama biçimim olacaktır; ve kendimi var edememe biçimim aynı zamanda...
Sayfa 70 - Bir Çokluk Olarak Ölümün PortresiKitabı okudu
Yaşasın Kadının Varolma Mücadelesi!
"Sevgili Andrey'ciğim! Kendi yaşamımı düşündüm de, aman Tanrım! Ne diye yaşamışım ki sanki? Çalışmak... ve habire dayak yemek için mi? Kocamdan başka kimsenin yüzünü görmedim, korkudan başka bir şey bilmezdim. Pavel nasıl büyüdü, onu bilmem. Kocam sağken oğlumu sever miydim? Bunu bile bilmiyorum. Bütün derdim, düşüncem tek bir şeye yönelikti; O vahşi hayvanı yedirebileyim, yemeğini zamanında önüne koyayım da kızmasın, beni dövmesin, hiç değilse bir kerecik olsun bağışlasın beni. Ben öyle davranırdım ama beni bağışladığını da hiç ama hiç anımsamam. Sürekli döverdi beni. Beni ben olduğum için dövmezdi de, bütün nefret ettiği kimseler yerine döverdi sanki! Yirmi yıl böyle yaşadım. Evlendikten önceki yaşamımı unuttum bile. Bazen bir şeyler anımsar gibi oluyorum... Sonra hiçbir şey görmüyorum artık, kör gibiyim! Benimle aynı köyden olan Yegor İvanoviç buradaydı, şundan bundan söz ediyordu, bense... Evleri, insanları anımsıyorum ama nasıl yaşarlardı, neler konuşurlardı, ne oldular, unuttum gitti!... Her şey uçup gitmiş içimden. Ruhum, terk edilmiş, kör sağır bir ev gibi kapalı..."
Sayfa 110 - Yordam EdebiyatKitabı okudu
Reklam
Kadın Varolma Mücadelesi
Daha sonra diğer kadınları düşündüm, yani gerçek kadınları, büyük çoğunluğu. Ev işlerini bir hizmetçi maşı bile almadan ve soylu annelik görevlerini ihmal etmeden sabırla yerine getirenler; bir tekdüzelik içinde kör, zincirlenmiş, cahil ama yeryüzünün en büyük gücü olanlar. Yaptıklarıyla karşılaştırıldığında daha neler yapabileceklerini düşündüm ve kalbim öfkeden çok başka duygularla kabardı. Daha sonra tüm gücümle kadınların, tüm kadınların kadınlıklarını, bunun hayattaki gücünü ve gururunu ve yerini fark etmelerini...
Kadın Varolma Mücadelesi
Dünyanın kapıları Mollie'nin önünde açılıyordu. İçinde büyümüş olduğu ve yuva kavramının haritanın neredeyse tümünü kapladığı, geriye kalanının "yabancı" veya "keşfedilmemiş" olduğu dünya değil; erkekler tarafından inşa edilmiş, yaşanan ve görülen erkek dünyası.
Sayfa 112Kitabı okudu
120 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Esra Pekin - Lilith Ataerkil sistemin sırtını sıvazladığı, erkeklerin her şeyi kendilerine hak gördüğü bir devirde yaşamaya çalışan iki kadının, Lilith ve Lamia'nın geçmişte ve günümüzde bu sisteme karşı vermiş oldukları varolma mücadelesi, yaşama sımsıkı tutunmak için vermiş oldukları olağanüstü çabanın kısa ama zorlu hikayesi... Aynı zamanda
Lilith
LilithEsra Pekin · Sel Yayıncılık · 2022400 okunma
208 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
29 saatte okudu
"Yeryüzündeki bütün karıncalar birleşiniz." 1977 yılında 'çocuk romanı' olarak basılan “Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca” adlı hikayede, bir halk masalından yola çıkılarak, güç ve haklılık arasındaki ilişki ve savaşım ele alınmış. Çocuk romanı demişsem de (kitabın tanıtımında da çocuk romanı geçiyor) oraya fazla takmayın bence. Nihayetinde Küçük Prens’te bir çocuk romanıdır ancak ifade ettikleri her yaştan kişiyi büyüler. Emek sömürüsünün giderek arttığı günümüzde Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca, uyku öncesi okunan masalların aksine bir uyanma, bir uyanış, bir başkaldırı hikayesidir aynı zamanda. Bir yanda gücüne güvenip karıncalara savaş açan, onların emeklerini, yaratıcılıklarını sömürerek rahat bir hayat sürdürmeyi amaç edinen filler ve onların dalkavukluğunu yapan hüdhüdler, diğer yanda ise yaratıcı, çalışkan, kendi aslını koruma ve varolma mücadelesi veren karıncalar… Son bir şey daha söyleyeyim. Filler sultanının karıncaları idare ederken yaptıkları, kullandığı yöntemler gerçek hayattan aklınıza, aklımıza gelen örneklerle bire bir örtüşüyor. Okuduğunuzda bana hak vereceğinize inanıyorum. Çok geç okuduğum için büyük pişmanlıklar içinde olduğum bir başyapıt. Ve de modern zamanın en acımasız eleştirilerinden de biri bence.
Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca
Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal KarıncaYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 201710,2bin okunma
Reklam
Türkistan Türkleri'nin varolma-yokolma mücadelesinin, bu en kritik ve nazik döneminde, sadece bir güleryüze ihtiyaç duyacak kadar yalnız olduğu bir zamanda; henüz kendi istiklalini bile tam anlamıyla garanti etmemiş, genç, anayurt Buhara Cumhuriyeti 100.000.000 Ruble'yi, altın olarak, Anadolu'ya sevki için Sovyet makamlarına teslim etmiş, fakat ne yazıkki, kendi başını da kısa bir süre sonra yiyen Sovyetler, Anadolu Kurtuluş Hareketi'ne ancak 5.000.000 Ruble göndermişlerdir. Mes'elenin mütalaası bir yaba, ileriki bahislerde anlatılacağı üzere Buhara Türk Cumhuriyeti bu büyük meblağdaki parayı, Anadolu kurtuluş mücadelesine yardım olarak gönderirken, henüz kendisi istiklal mücadelesi veriyordu ve bu paraya Anadolu Türklüğünden belki de daha fazla ihtiyacı vardı.
Algı Krizi - Atasoy Müftüoğlu
Modern tarih, büyük ölçüde bir baskı ve tahakküm tarihidir. Modern tarih boyunca insan-insanlık, teknolojik ve ideolojik düzenin nesneleri haline getirildiler. Modern tarih, herkese tam olarak tanınmayan insanlığın, eksik insan sayılabilen insanların tarihidir. Filistinliler örneğinde takip edilebileceği üzere, kimi insanlar toplama kampı
85 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
35 saatte okudu
MARGUERİTE YOURCENAR ALEXİS YA DA BEYHUDE MÜCADELENİN KİTABI Yazarla tanışma kitabım oldu. Okuduğum seksendokuz sayfalık bir mektup.Cinsel tercihini itiraf eden,eşcinsel kelimesinin hiç geçmediği bir itiraf ve veda mektubu. Ruhun ve bedenin savaşını,toplumsal ve ahlaki değerlerler eşliğinde,çoğu zaman baskısı altında,yaptığımız seçimleri,bizi biz yapan tüm özelliklerimizin bu yargılarla nasıl şekillendiğini anlatıyor.Burda ki seçenek cinsel tercih.Farkına varmanın erdemini,kendi olabilmenin savaşı.Varolma mücadelesi,kimliğinle birlikte,kişiyi özel kılan biricik yapan özellikleri farkedip buna sahip çıkmayı anlatıyor kitap. ”Herkes sırlarını ve hayallerini hiç itiraf etmeden sessizce büyütüyor ve eğer yalan söylemese her şey açıklığa kavuşurdu.Böylece kendime boş yere eziyet etmiştim.En katı ahlak kurallarına uymakla,şimdi onları yargılama hakkını kendimde görüyordum ve hayatta her türlü özgürlükten vazgeçtiğinden beri sanki düşüncem daha özgür olma cesaretini buluyordu.S/80 Hayatın bizi değiştirdiğine inanmakla hata ediyoruz dostum:bizi yıpratıyor ve bizde yıprattığı şey,öğrenirken şeyler.s/84
Alexis ya da Beyhude Mücadelenin Kitabı
Alexis ya da Beyhude Mücadelenin KitabıMarguerite Yourcenar · Metis Yayınları · 2019540 okunma
Hukuk Fakültesinde Okumak    ”Gerçek yürüyor, onu hiçbir şey durduramaz.” Fransa’da 25 Kasım 1897 tarihli ”Le Figaro” gazetesinde bir yazının son cümlesi olan bu söz Fransız meşhur yazar Emile Zola’ya aittir. Zola hiç tanımadığı bir mahkumun, Alfred Dreyfus’un yeniden yargılanması için savaşırken yalnız masum olduğuna inandığı bir insanın
Reklam
496 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
Esir Şehir Üçlemesini bitirmiş bulunmaktayım. İlk kitabımız Esir Şehrin İnsanları, mütareke döneminde işgal altındaki İstanbul'u ve Anadolu mücadelesini anlattı bize, ana karakterimiz Kâmil Bey ile nabzını tuttuk geçmiş tarihin. 2.kitap Esir Şehrin Mahpusu'nda yıl 1921, Kâmil Bey mahpustadır ve yeniden varolma mücadelesine girişir, Anadolu'da
Yol Ayrımı
Yol AyrımıKemal Tahir · İthaki Yayınları · 20192,864 okunma
160 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Cinsiyetli olmak, feminizm ve kadının varolma mücadelesi ile uzaktan yakından alakalı pek çok makalenin derlendiği bir kitap. Özellikle çoğunluğu akademisyen olan kadın yazarların Freud'un kadına bakış açısı, psikanalizde kadın ve Osmanlı'dan Cumhuriyet'e oradan da günümüze Türk dünyasında kadın mücadelesini ele alış şeklini çok başarılı ve yerinde buldum. Feminist teoriyi anlatan klasik kitaplardan sıkılanlar için okunacaklar listesine eklenmeli.
Cinsiyetli Olmak
Cinsiyetli OlmakKolektif · Yapı Kredi Yayınları · 2019117 okunma
149 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.