Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

yakup koçoğlu

yakup koçoğlu
@yakupkocogluu
Ahbap gönüllüsü
elektrik elektronik mühendisi
lisans
İstanbul
14 okur puanı
Aralık 2016 tarihinde katıldı
Herkes derin bir huzursuzluk içinde kıvranıyor; daha iyi bir hayata ulaşmak istiyor ama o yeni hayatın ne olduğunun da farkında değil. Tarifi yok; dolayısıyla toplumun mitolojisi ve ideali de yok. Bu yüzden bir nehrin suları bizi önüne katmış götürüyor. İnsanlar akıntıdan kurtulmak için kıyıdan sarkan dallara tutunmaya çalışıyorlar. Kimi din dalına tutunuyor, kimi milliyetçilik, kimi Kürtçülük; kimi ise nihilizme gömülüyor.
Reklam
Onu üzen şey yalnızlık değildi; diğer martılar uçmanın keyfine varamamış, uçmayla gurur duyamamışlardı. Gözlerini azıcık aralayıp ileriye bakmayı reddetmişlerdi.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Vatandaşların hataya düşmesini engellemek devletin görevi değildir; devletin hataya düşmesini engellemek vatandaşların görevidir.
Reklam
Kitaplar dünyayı anlamamızın ve demokratik toplumlara katılımda bulunmamızın anahtarıdır.
Dünya'ya yeni ayak basan bir uzaylı -televizyon ve radyo programları, filmler, kitaplar, dergiler, çizgi romanlar ve birçok kitap aracılığıyla sunduklarımızı inceleyerek- çocuklarımıza cinayet, tecavüz, gaddarlık, batıl inanç, saflık ve tüketim kültürü öğretmeye kararlı olduğumuz kanısına kolayca varabilir. Bu şekilde devam edersek, çoğu çocuk sürekli tekrar sayesinde en sonunda bunları öğrenecektir. Bunun yerine onlara umut aşılayıp bilim öğretsek nasıl bir toplum yaratabilirdik?
Kapıcı! Kötü hayalleri içeri bırakma. Biz burada çok sıkışık bir durumdayız.
Kapitalist sistem, verimsiz, müsrif, akıldışı ve adaletsizdir.
Reklam
Doğduğu gün de, bugün de tiyatronun asıl amacı nedir? Dünyaya bir ayna tutmak, iyilerin iyiliklerini, kötülerin kötülüklerini göstermek, çağımızın ne olup olmadığını ortaya koymak. Gerçeği büyültmek ya da küçültmekle bilgisizleri güldürebilirsiniz, ama bu bilenleri üzer; oysa bir tek bilgili dost, bilgisiz bütün bir kalabalıktan daha önemli olmalı sizin için.
Yapamayan ya eleştirir ya da öğretir biliyorsun.
Sayfa 232Kitabı okudu
Bir an önce uyumak istiyordum. Sadece yorgunluktan değil, gördüğüm son yüz Leyla'nın yüzü, duyduğum son ses Leyla'nın sesiydi, onun hayaliyle uykuya dalarsam rüyamda Leyla'yı görürüm umuduyla kapadım gözlerimi.
Sayfa 116Kitabı okudu
Sana gitme demeyeceğim. İstiyorsan ceketimi al. Günün en güzel saatleri bunlar. Yanımda kal. Sana gitme demeyeceğim. Gene de sen bilirsin. Yalanlar isteyorsan yalanlar soyliyeyim, İncinirsin. Sana gitme demeyeceğim, Ama gitme, Lavinia. Adını gizleyeceğim Sen de bilme, Lavinia.
Sen bana bakma, Ben senin baktığın yönde olurum.
Reklam
İnsan bir halkın üyesi olabilir, fakat halkı çıldırdığında kendisinin de çıldırması gerekmez. Sen onlar için bir rakamdan, bir sayıdan ibaretsin, bir alet, anlamsızca ve vicdansızca ölüme gönderilen bir askersin yalnızca, oysa benim için kanlı canlı bir insansın, bu nedenle onlara katılmana izin vermeyeceğim.
Bir kez kendini bulmuş olan kişinin bu yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur artık. Ve bir kez kendi içindeki insanı anlamış olan bütün insanları anlar.
Üst üste insan türü, Bu ne hayat, götürü! Yakınlıktan ötürü Kaçıp gitmiş yakınlık...
İçinizdeki her kötülük bunun farkın vardığınız an temizlenir.
Oysa nerede o sözünü ettiğiniz mutluluk? Kim kendisinin mutlu olduğunu söyleyebilir?
Halkın sessiz, bitmez tükenmez sabırla dolu bir kederi vardır. Bu keder kabuğuna çekilmiştir hiç sesi çıkmaz. Bir de gözyaşlarıyla taşan, sonra da kendini kapıp koyveren bir keder vardır. Bu hal en çok kadınlarda görülür. Ama bu da sessiz kederden hafif değildir. Sızlanmanın doyurucu yanı içteki acıyı deşip taşırmaktan ibarettir. Böyle bir keder avunma istemez, çaresizlik onun besindir. Sızlamalar, kanayan yarayı büsbütün azdırmak ihtiyacından başka başka şey değildir.
Reklam
Onların, yani sizin hayatınıza Şarkılar girmiş, şarkısız edemiyorsunuz
"Santranç hayat gibidir David," demişti babası. "Her parçanın kendi işlevi vardır. Bazıları zayıftır, bazıları ise güçlü. Bazıları oyunun başında işine yarar, bazıları ise sonunda. Ama kazanmak için hepsini kullanmak zorundasın. Aynen hayatda olduğu gibi, santrançta da skor tutulmaz. On parçanı kaybedip, yinede kazanabilirsin oyunu. Santrançın güzelliği budur işte. İşler her an tersine dönebilir. Kazanmak için yapman gereken tek şey tahtanın üzerindeki olası hamleleri ve anlamlaını iyi bilmek ve karşındakinin ne yapabileceğini kestirebilmek."
Sayfa 108Kitabı okudu
Sakın kimseye birşey anlatmayın. Hesrkesi özlemeye başlıyorsunuz sonra.
Öyle bir devim ki, ben, hakikatte pireyim, Bir delik gösterin de utancımdan gireyim...
Kainatta ne varsa suda yaşadı önce; Üstümüzden su geçer doğunca ve ölünce.
-İnsan soyu o zaman nasıl devam edecek mi diyorsunuz. İnsan soyu devam edecek de ne olacak? -Ne demek ne olacak? Aksi takdirde biz olamazdık. -Biz olsak ne olur yani. -Nasıl ne olur? Yaşamamız gerek. -Ne için yaşayacağız? Eğer hiç bir amaç yoksa, eğer yaşam, sırf yaşamış olalım diye bize verilmiş bir şeyse yaşamanın gereği yoktur.
Reklam
Doymayan nefs, gözünü kara toprak doyursun! Soframıza açlığı besleyenler buyursun!